Ayhan Bora Kaplan haberleri muhalif ve FETÖ’cü gazetecilere servis edildi

A -
A +

Suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan 8 Eylül 2023 tarihinde Ankara Havalimanı’nda gözaltına alındı. Bir suç örgütü liderinin gözaltına alınması ve tutuklanması normal. Ancak bu operasyona Ankara Emniyeti’nden üst düzey polis şefleri de katıldı. 

 

Operasyonun ilk görüntüleri 9 Eylül 2023’te yurt dışından fonlanan T24 sitesine servis edildi. Servis edenler hâliyle şu an gözaltında olan polis şefleriydi. Ve hemen ardından "Ayhan Bora Kaplan, Süleyman Soylu’nun adamıydı!" haberleri başladı. T24, DW, Gazete Duvar, Sol Haber, Sözcü gazetesi, Cumhuriyet gazetesi ve yurt dışındaki firari ve FETÖ’cü gazeteciler Süleyman Soylu’yu suçladılar. Sanki bir el böyle olsun istiyordu. Tam altı ay muhalif, fondaş ve FETÖ’cü medya “Ayhan Bora Kaplan işi Soylu’ya ulaştı” türü haberler yaptılar. 

 

Ayhan Bora Kaplan davasından  tutuklu sanık Tansel Aktan 15 Temmuz'da TRT'nin önünde Bora Kaplan'ın yanındaki uzun namlulu, çelik yelekli kişinin kendisi olduğunu söyledi. FETÖ’nün o günden beri bu dosyanın altyapısını hazırladığını söyleyen Aktan, şöyle devam etti: "Süleyman Soylu itibarsızlaştırılmak istendi.” Ayhan Bora Kaplan ise ifadelerinde “Soylu gitti kurtulduk” demişti.

 

Sonra devreye T24 sitesinden devlet içindeki FETÖ uzantılarının bilgi aktardığı Tolga Şardan girdi. Soylu hakkında son yıllarda 100’ün üzerinde yazı yazan Şardan’ın başka gündemi yoktu. Soylu’yu itibarsızlaştırmak için ipe sapa gelmez yazılar yazdı.

 

Mesela bir örnek. Tolga Şardan, "Ayhan Bora Kaplan müşteriyi döven 3 çalışanını ayaklarından vurarak cezalandırdı" şeklinde iddianameye giren olaydaki 'hatırlı müşteri'yi yazdı: "Sadık Soylu'nun oğlu...” 

 

Sonra başka bir olaydan tutuklanan Şardan’ın sesi soluğu kesildi. Artık bilgi akışı kesildiği işin bir şey yazamıyor. 

 

Ankara Emniyeti’ndeki son skandaldan sonra oradaki polisleri aklamak için bu defa devreye Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk girdi. 8 Mayıs’ta köşesinde Serdar Sertçelik’in ifadelerinin kurgulandığını yazdı. "Elektronik kelepçe ayaktan rahatlıkla çıkarılabilirmiş..." türü şu an gözaltında olan üç polis şefini korudu. 

 

Gizli tanık Serdar Sertçelik’in nasıl yurt dışına kaçtığı konusunu hafifletiyor. Polis şeflerinin suçu yokmuş gibi yazılar yazıyor. 300 bin dolaş rüşvet alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik’i yazmaya eli bir türlü gitmiyor.

 

Yine aynı polis şeflerinden Uğur Dündar’a bilgiler aktarıldı. FETÖ’cü ve firari gazetecilere bilgi ve belgeler aktarıldı. Bunların hepsi ortaya çıktı ve çıkacak da. 

 

Hükûmeti zor durumda bırakmak isteyenlerin planları ellerinde patladı!.. 

 

 

 

 

 

Kobani olaylarının baş sorumlusu Selahattin Demirtaş, HDP ve PKK’dır...

 

 

 

6-8 Ekim 2014'te çıkan sokak eylemlerine ilişkin davada karar açıklandı. Davada eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş 42 yıl hapis cezasına, Figen Yüksekdağ 30 yıl 3 ay hapis cezasına, Ahmet Türk 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Peki o olaylar nasıl oldu, bir bakalım... 

 

Suriye'de yaşanan iç savaşı fırsat bilen terör örgütü DEAŞ'ın, Kobani'ye (Ayn'el-Arab) saldırması üzerine HDP Merkez Yürütme Kurulu ve terör örgütü PKK elebaşları, 6 Ekim 2014’te sokağa çıkma çağrısında bulundu. HDP Genel Merkezi’nin resmî sosyal medya hesaplarından, HALKLARIMIZA ACİL ÇAĞRI başlıklı yazıda şöyle deniyordu: “Şu anda toplantı hâlinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı! Kobani’de durum son derece kritiktir. DEAŞ saldırılarını ve AKP iktidarının KOBANİ’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz.” HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sosyal medya hesaplarından paylaşımlarda bulunarak ve basın açıklamaları yaparak bu çağrıyı tekrarlamıştır. Daha sonra yargılamaya konu olan çok sayıda HDP’li yönetici de bu minvalde sokağa çıkma ve şiddete teşvik çağrılarından bulunmuştur.

 

Bu çağrıların ardı ardına yapılması, aynı mahiyette olması, birbirlerini tamamlayacak şekilde ifadeler bulunması nazara alındığında bu çağrıları yapan kişi ve grupların aynı örgüt altında çağrı yaptıkları ve bu örgütün PKK/KCK silahlı terör örgütü olduğu ve böylece söz konusu olayların hep birlikte bir plan dâhilinde yapılan organizasyon ile birlikte fail olmak üzere aynı amaca yönelik olarak gerçekleştirildiği değerlendirilmiştir. 

 

PKK'nın üst düzey yöneticilerinden terörist Murat Karayılan, sosyal medya hesabından 5 Ekim 2014 tarihinde saat 00.07'de "Gençleri kadınları 7'den 70'e herkesi Kobani'ye sahip çıkmaya onurumuzu namusumuzu korumaya metropolleri işgal etmeye çağırıyoruz" şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. 8/10/2014 tarihli yayınında "KCK: Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanlarından çekilmemeli" başlıklı açıklamaya yer verilmiştir. Yazıda "Halkımız bulunduğu her yerde direniş mücadelesini büyüterek süreklileştirmelidir. Milyonlar sokaklardan ve mücadele alanından çekilmemelidir. Halkımız; kendi öz savunmasını güçlendirerek 'her yer Kobani, her yer direniş serhildan' anlayışı ile direnişini zafere taşımalıdır" şeklinde ifadeler bulunmaktadır. 

 

Örgütün propagandasına yapan sitelerde şiddet çağrıları yapılmıştır. "Komalen Ciwan: Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalı" başlıklı yazıda "Kürt gençlik hareketi Komalen 591 Ciwan devrim halk savaşını her alanda güçlü yürütme çağrısında bulunarak, Devletin Kürdistan'da hiçbir meşruiyeti kalmamıştır, kalmamalıdır da, yasaklarla Kürdistan'ı zindana çevirmeye çalışan kararlarına karşı Kürdistan'ı onlar için zindana çevirmeli, mezar etmeli. Kürdistan'da devlet namına bir şey kalmamalıdır."; "Kürdistan Halk İnisiyatifi; sokağa çıkma yasağına uymayın" başlıklı yazıda ise "Kürdistan Halk İnisiyatifi yayınladığı bir açıklamayla Kürt halkı ve dostlarına Türkiye'nin Kuzey Kürdistan'da ilan ettiği sokağa çıkma yasağına uymamaları ve Kobani'deki saldırılara karşı Rojava ile dayanışma eylemlerini ve serhildanlarını sürdürmesini istedi” şeklinde açıklamalar yer almaktadır. 

 

Çağrıların hemen hemen hepsinde şiddet unsurlarının olduğu açıktır. Kimse Kobani’yi masum göstermeye çalışmasın!..

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.