Sosyal medya gayya kuyusu oldu!.. Her renkten, görüşten insan var. Bileğinizin hakkıyla zengin de olabilirsiniz, rezil de. Saçma sapan işlere de girebilirsiniz, güzel işlere de...
Önce avukatlardan başlayalım. Türkiye’de çok iyi avukatlar da var, beş para etmezler de! Ekran gücünü şahsi ikbali için kullananlar da var, iyi işler için kullananlar da. Mesela Rezan Epözdemir’in rüşvet işlerine girdiği, hâkim ve savcıları yatlarda ağırladığı, locasında ağırladığı biliniyordu. Herkes Rezan için "bir gün patlayacak!" diyordu. Patladı da...
Sosyal medyada bir anda ünlenen avukatlar var. Giyimleri, kuşamları farklı. Lüks ofisler, aşırı pahalı araçlar... İşte geçen gördük. Bazı avukatlar bir suç örgütüyle alakalı olarak gözaltına alındılar...
Özellikle adliyelerde bazı avukatlara dikkat etmek lazım. Hâkim ve savcı isimlerini kullanarak iş bitirenler var. Zaten şu an 200’e yakın avukat mali olarak inceleme altında. Hepsinin hesapları didik didik ediliyor...
Aynı şey diyetisyenler, influencer'lar ve yaşam koçları için de geçerli. Bu meslekleri yapıyor gibi görünüp "eskortluk" yapanlar var. Instagram bunlarla dolu. Onların da sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekir. İşini iyi ve dürüst yapanlarla başka amaçlar için yapanların ayrımı yapılmalı.
Şatafatlı fotoğraflar her zaman başa iş açar. "Şeytanın Avukatı" filminde Al Pacino’nun canlandırdığı avukat John Milton, Keanu Reeves’in canlandırdığı genç avukat Kevin Lomax’a şöyle der: “İşin püf noktası düşük profil gözükmektir. Çok başarılı olabilirsin, para kazanabilirsin ama kendini küçük göstermelisin. Saf görünen zeki ol.”
Biz gazeteciler dâhil her meslek grubu için bu geçerlidir... Bu arada bazı gazetecilere de gözaltına alınan isimlerle ilgili eleştiri getiriyorlar. Mesela bugünlerde Ahmet Hakan’ı bir avukatla ilgili eleştiriyorlar. Ahmet Hakan o ismin organize suç örgütleriyle alakası olduğunu bilse yanına sokmaz. Nereden bilecek o kişinin bir suç örgütüyle alakası olduğunu. Gazetecileri eleştirin ama böyle saçma konularla değil...
İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları korkunç boyutta. İnanılmaz bir ağ var. "Sistem" adı verilen Network birçok kişi ve kuruma ulaştı. İBB’de özellikle medya ve kültür işlerinden milyonlarca lira yolsuzluk yapıldığı etkin pişmanlıktan faydalananların ifadeleri ve MASAK raporlarıyla sabit.
Açık hava reklam işleri İBB üzerinden güneydeki bazı tatil beldelerinin eski ve yeni belediye başkanlarına uzanabilir. Aziz İhsan Aktaş işi nasıl Adana’ya uzandıysa, başka bazı ifadeler üzerinden güzel tatil beldesi ilçelerimize de uğrayabilir.
Şimdi bu dediğim çıkarsa “nereden bildin” diye soracaklar. “Savcı söyledi” diyecekler. Tabii alakası yok. İfadeler tam okunursa zaten görülecektir.
Bu arada İBB iddianamesi hızlıca yazılıyor. Ekim ayı içerisinde çıkması kuvvetle muhtemel. Bakalım “dosya boş” diyenler iddianame çıkınca gene "boş" diyecekler mi?..
Cem Küçük'ün önceki yazıları...