Darbeci muhalefetin gökten yağmasını beklediği kemik neydi?

A -
A +
Lafı dolandırmadan söyleyeyim.
İktidarın dünyayı tutsak alan küresel salgınla mücadelede çuvallamasıydı.
Uzun süre kendilerine oy veren vakvakları da ürkütmeden salgının yayılması için ellerinden geleni yaptılar. Allah’ın hikmeti, sonuçta onlar da ölüyordu. Yani koronavirüs AK Partili, CHP’li, İYİ Partili vb. ayrımı yapmıyordu. Bu yüzden “dolaylı” yöntemlere başvurdular. Misal otobüs seferlerini, metro vagonlarının sayısını azaltıp, ulaşım araçlarının tıklım tıklım gitmesini sağlayarak salgının yayılmasına çanak tuttular.
Baktılar devlet çok hazır, mücadele kararlı ve etkili biçimde sürüyor, açıklamalar son derece şeffaf ve sonuç alınacağının işaretleri ortaya çıkmakta, bu sefer yalanlar söylediler, New York Times gibi Fake News paçavralarına röportajlar verdiler, olmadı oranın muhabirine kendi yaydıkları yalanları yazdırdılar…
 
SALGINDA, HAYAL ETTİKLERİ TÜRKİYE DEĞİL, BİR KÜRESEL GÜÇ ÇIKTI KARŞILARINA
 
Olmadı. Pik noktası çabuk geldi, test sayısı hızla arttı ve salgın plato düzeyine girmeye başladı Türkiye’de. Alınan tedbirler sayesinde vaka sayısı düşmeye, taburcu edilen hasta sayıları vaka sayılarını kat kat geçmeye, ölümler, entübe vakalar, yoğun bakım hastaları azalmaya devam etti.
Dünyanın dört bir yanında 70 bine yakın Türk vatandaşı ülkelerine getirildi, konforlu otel odalarından farksız yurtlarda ağırlandılar karantina süresince.
Fransa’dan İspanya’ya, İtalya’dan İsveç’e, Almanya’dan İngiltere’ye, Rusya’dan Hindistan’a dek onlarca ülkede mahsur kalmış vatandaşlarımızı üç beş kişi hatta tek kişi olsa bile ambulans uçak göndererek aldırdı devlet.
ABD dâhil toplam 50 ülkeye tıbbi malzeme ve ekipman yardımı yapıldı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’dan NATO Genel Sekreterine, AB üst düzey yetkililerinden bu devletlerin bakanlarına dek hepsi Türkiye’ye sosyal medya hesaplarından teşekkür ettiler.
Salgın karşısında darmadağın olan, eli ayağına dolaşan bir Türkiye hayal ettiler ancak karşılarına bir küresel güç çıktı.
 
REZİLLİKLERİN STARTI BÖYLE VERİLDİ
 
Bu kadarı fazlaydı.
Durum onlar için kötüye gidiyordu.
Çünkü gökten yağmasını bekledikleri kemikler inmemişti darbe heveslilerine.
Bu yüzden Küresel güçlerin Türkiye’deki Mama’sı CHP, bu tabloyu değiştirme kararı aldı. Pensilvanya’daki ise zaten faaldi.
Küresel güç canının derdine düşmüş, tersine Türkiye’den yardım almaktaydı. Bunlara kemik gönderecek takati kalmamıştı.
O hâlde Türkiye’nin itibarı gölgelenmeli, ülkemiz küçük düşürülmeliydi.
Provokasyonların, rezilliklerin, yalanların startı böyle verildi.
Dolayısıyla “Eş cinsellik tartışması”nı da, İBB broşürlerinde Aleviliğin bir din gibi gösterilmesini de, CHP’nin İstanbul İl Başkanı Devrimci Kezban’ın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evini dikizlettirip fotoğraflattırmasını da bu gözle değerlendirmek gerekir.
 
HALK DA SİZE “BİR ŞEKİLDE” GELİR
 
Bütün yaptıkları çirkefliklerden istedikleri sonucu elde edememiş olacaklar ki Röntgenci Kezban Canan Kaftancıoğlu ile CHP’nin kışkırtıcı konuşmalarıyla tanınan ismi Özgür Özel AK Parti iktidarını ya sandıkta ya da BİR ŞEKİLDE devireceklerini söyleyip darbe tehdidinde bulundular.
Tepkiler çığ gibi büyüyünce ve millet “Biz buradayız, bekliyoruz” cevabı verince Özgür Özel sıvadı; ama Canan Kaftancıoğlu olduğu yerde duruyor. Halk ona “Biz buradayız, bekliyoruz” demesine rağmen.
Davete icabet etmediğine göre halk ona gidebilir.
Nasıl mı?
BİR ŞEKİLDE…
 
AYM’DEN TERÖRLE MÜCADELEYE AĞIR DARBELER
 
Önce kamuda işe alınacak sözleşmeli personel için GÜVENLİK SORUŞTURMASI yapılmasını iptal etti.
Ardından polise sanal âlemde işlenen suçlarda internet abonelerini takip etme ve kimlik bilgilerine ulaşma yetkisini veren yasa maddesini iptal etti.
Yani bundan sonra AYM sayesinde sosyal medyada ahlaksızca tehdide, hakarete, yalana, iftiraya hazır olun. Polis bunların takip ve tespitini yapamayacak.
Son kararla da MİT veya Emniyet tarafından, ortakları ya da yönetim kurulu üyeleri arasında terör örgütleri ile irtibatlı kişiler olduğu belirlenen medya kuruluşlarının TV lisans başvuruları reddedilemeyecek. Yani AYM özetle yöneticileri arasında PKK’lı ve FETÖ’cü olan medya kuruluşlarına “Yürü aslanım kim tutar seni” diyor.
Şimdi sırada İNFAZ YASASI var.
FETÖ’cüler bu yasanın da iptalini istiyorlar, cezaevlerindeki FETÖ’cülere tahliye yolu açılsın diye. AYM Başkanı Zühtü Aslan’a tehditlerinin sebebi boşuna değil.
Bunu önceki gün yazmıştım.
Adalet Bakanlığı acaba durumun farkında ve gerekli…
Yok, vazgeçtim, oraya bir şey sormuyorum.
Cumhurbaşkanlığı makamına sorsam.
Beni duyan olur mu?
 
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN 

AYM’den terörle mücadeleye ağır darbeler

Sayın Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, bu mektup size…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.