"Biliniz ki dünya hayatı, elbette oyun, eğlence, ziynet-süslenmek, aranızda bir övünmek, malı, parayı ve evlâdı çoğaltmaktır..."
Hakiki Müslüman, dünyada ve âhirette faydası olmayan şeylerle, boş ve çirkin işlerle meşgul olmamalıdır. Yüce Rabbimiz buyuruyor ki:(Onlar, boş ve çirkin bir söz duydukları zaman ondan yüz çevirirler ve bu sözleri sarf edenlere: "Bizim amellerimiz bize, sizin yaptıklarınız da size. Biz sizin için de, ancak iyilik ve selâmet dileriz. Ama biz kendini bilmez câhillerle düşüp kalkmak da istemiyoruz” derler.)[Kasas sûresi 55]
Hadis-i şerifte de Resûl-i ekrem efendimiz şöyle buyuruyor:(Dünyaya ve âhirete faydası olmayan şeyleri terk etmesi, kişinin dininin güzelliğindendir.)
Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” dünyaya yayılan nasîhatlerindenbiri de şudur:(Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gadap ve azap edeceğine alâmet, dünyaya ve âhirete faydası olmayan şeylerle meşgûl olması, zamanlarını lüzûmsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir saati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişman olsa, üzülse yeridir. Bir kimse kırk yaşını geçtiği hâlde onun hayırlı işleri, yani sevapları, kötü işlerinden, yani günâhlarından ziyâde olmadı ise, Cehenneme hazırlansın!)
Hakiki Müslüman, geçip giden ve çabuk biten bu dünyanın çirkin işlerinden iğrenmeli, onlardanyüz çevirmelidir. Allahü teâlânın râzı olduğu sonsuz âlemi özlemelidir. Bu alçak dünyanın çirkinliği anlaşılmadıkça, ona düşkünlükten kurtulunamaz. Ona bağlanmaktan kurtulunmadıkça, âhirette felâketten kurtuluş ve saâdete kavuşmak olamaz. Bunun için,(Dünyayı sevmek günahların başıdır)hadîs-i şerîfi şaşmaz bir formüldür. Zararları gidermek, tersini yapmakla olduğundan, bu alçağın sevgisinden kurtulmak için, âhirete yarayan işlere yapışmak, İslâmiyetin iyi olarak bildirdiği işleri yapmak lâzımdır. Hak sübhânehü ve teâlâ, dünyanın beş şey, hattâ dört şey olduğunu bildirdi. Hadîd sûresinin yirminci âyetinde meâlen,(Biliniz ki dünya hayatı, elbette oyun, eğlence, ziynet-süslenmek, aranızda bir övünmek, malı, parayı ve evlâdı çoğaltmaktır. Tıpkı bir yağmur gibi ki, bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmıştır, ardından da çer çöp hâline gelmiştir. Âhirette ise ya çetin bir azap yahut Allah’ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı, sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir)buyuruldu.
İslâmiyetin(a’mâl-i sâliha)diyerek övdüğü şeyler yapılınca, dünyanın büyük parçası olan eğlence ve oyun için zaman kalmaz.
Sözün kısası, zararlardan kurtulmak için, Haşr sûresinin yedinci âyetinin,(Resûlullahın emirlerini yapınız ve yasaklarından kaçınınız!)meâl-i âlîsine uyarak yaşamalıdır.[Mektûbât-ı Rbbânî, c. 1/232. m]
Aranılan hazînenin nişânını verdim sana,
Belki sen kavuşursun, biz varamadıksa da!

