Tarih işte böyle yazılır. Yüreğinizi ortaya koyar, inançla, azimle mücadele ederseniz, “Yenilmez” denilen devi de devirirsiniz! Gerçi bugün olmadı ama yarın mutlaka.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım,
Play-off’u garantiledik de, ilk yarıda maçın adamı dört nefis kurtarışla kalecimiz Altay’sa ve ilk 15’te pas yüzdemiz 134’e 20 ise bu final nasıl olacak?
Bizim Cahit Eroğul, ‘’Bekle bizi Amerika!’’ diyor.
Öyle güzel bir ümit ki bu; ruhum ısınıyor, bedenim fıkır fıkır.
Ah keşkem!
Finallere gitmeyeli o kadar çok olmuş ki... Hasret dağ gibi... Haydi çocuklar bir daha!
Süper goller
İlk maçta yarım düzine gol yediğimiz İspanya’ya rövanşta sahayı dar ettik. Yedi atacak hâlimiz de yoktu ya!
Hele; sakatlık ve cezalılar sebebiyle takımın yarısı yokken. Diyeceksiniz ki; “İspanya da eksik.” Doğru da az daha beş atacaktık, Simon kalesinde devleşmeseydi. Grupta hiç gol yememiş İspanya’ya ceza sahası oyuncusu Deniz Gül ilk millî maçında ilk golü atarak büyük iş çıkardı. Salih’in de hakkını teslim edelim, Orkun, Ferdi, Barış başımızı dik tuttular. Bizi eleğe çeviren Merino top yapamadı. Olmo ve Oyarzabal boynumuzu eğse de…
Bravo Montella
Vincenzo Montella daha ne yapsın, şapkadan tavşan çıkarmasa da Deniz’le, Salih’le Altay’la tarih yazdı. Bravo! Özetle bütün mesele ABD, Meksika ve Kanada’nın ev sahipliğindeki 2026 Dünya Kupası’na gitmek.
Bunu fazlasıyla hak ediyoruz…

