Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Özetle
Kaydet
Köşe Yazıları 10 saat önce
Türk Milli Takımı, İspanya karşısında topa sahip olma mücadelesi yerine alan kapatma, hızlı geçişler ve bireysel yeteneklerle akıllıca oynamalıdır.
  • İspanya, oyun kontrolü, pas temposu ve orta saha üstünlüğüyle öne çıkarken, Türkiye'nin İsmail'in yokluğunda orta saha zaafiyeti bulunuyor.
  • Türkiye, pas oyununda yarışmak yerine hızlı geçişler, bireysel patlayıcılık (Kenan, Arda, Hakan) ve Uğurcan'ın formuyla rakibine sıkıntı çıkarabilir.
  • Millî Takım'ın dezavantajları arasında ceza sahasında çoğalamama, son vuruş eksikliği ve İspanya'nın presine karşı net bir çıkış planının olmaması yer alıyor.
  • Başarı, duygular yerine akılla yönetilen bir oyun planı, alanları doğru kapatma ve hızlı hücumlarla İspanya'ya karşı direnç göstermeye bağlıdır.
a- | +A

Biliyorum tarih yazmak zor ama; inanır, arzular ve azimle mücadele edersek İspanya gibi devler de devrilir ve tarihe geçeriz!

Niye, en iyisi; Türk Milli Takımı olmasın?

Hayal bu ya; tatlı bir rüyadan uyanmak ve olacaksa en iyisi olsun istiyorum.

Biliyorum tarih yazmak zor ama; inanır, arzular ve azimle mücadele edersek İspanya gibi devler de devrilir ve tarihe geçeriz!

Önce düne bakalım...

Bulgaristan maçı, aslında İspanya karşılaşmasının ne kadar kritik olduğunu hatırlatan bir provaydı. Maça odaklanmak yerine zihinleri İspanya’ya kaymış bir A Millî Takım izledik. Bu durum, oyun ritmini düşürdü ve Türkiye’nin güçlü rakipler karşısında neye ihtiyaç duyduğunu daha net gösterdi.

Bu takım, ikinci sıra değil en iyisi olmayı hedeflemeli.

Şimdi karşıda, presiyle, topa sahip oyunuyla, temposuyla ve pozisyon disiplinine bağlılığıyla Avrupa’nın en zor takımlarından biri var karşımızda: İspanya.

Dünkü ''Kaptan taçlandırdı ama rövanş hayal!'' başlıklı yazımda işimizin ne kadar güç olduğuna dikkat çekmiştim. Şimdi neden güç bir kaç başlıkta özetleyeyim:

İSPANYA'NIN AVANTAJLARI

Oyun kontrolü ve pas temposu:
İspanya, özellikle orta sahada ritmi neredeyse hiç düşürmeyen, rakibi koşturmaya zorlayan bir anlayıştan besleniyor. Türkiye’nin Bulgaristan karşısında bile geriye yerleşirken yaşadığı dengesizlikler, bu maça taşınırsa bu bizim için büyük riske dönüşebilir.

Üçüncü bölgedeki sabırlı oyun:
İspanya ceza sahasında sürekli çoğalan bir takım. Türkiye’nin kanatlardan getirdiği toplara rağmen içeride çoğalamaması kırılganlığa yol açabilir.

Orta saha üstünlüğü:
Kaptan Hakan'ın sakatlanması ve İsmail’in cezalı oluşu, Türkiye’nin en kritik kaybı. Zira İspanya’ya karşı orta sahada bir eksiklik, topu geri kazanma hızını düşürecek ve oyun daha çok İspanya lehine akacaktır. Orkun bu zaafı ne kadar çözer, doğrusu endişeliyim.

Merino'ya şut şansı verilmemeli:
Orta saha pozisyonunda görev yapan Arsenalli Mikel Merino Zazon ilk maçtaki 6 golün 3’ünü atan oyuncu. Orkun’un görev yapacağı bölgedeki en dikkat edilmesi gereken isim. Şutları füze gibi, top ona gelmeden basmak lazım.

Lamine Yamal - Mikel Merino Zazon
Başlık ResmiLamine Yamal - Mikel Merino Zazon

TÜRKİYE'NİN AVANTAJLARI

Türkiye’nin İspanya ile pas oyununda yarışması mümkün değil; ancak alanları doğru kapatan, geçişi hızlı oynayan, kenarlarda Kenan ve Arda’yı verimli kullanan bir Türkiye, rakibine ciddi sıkıntı çıkarabilir.

Montella’nın en büyük sınavı, oyuncu tercihlerini tamamen oyun planından yana kullanacak olması. Çünkü, bu maç, topa sahip olanın değil, topu verip doğru çıkanın kazanacağı bir senaryo içeriyor.

Geçiş oyunundaki tehdit:
Türkiye’nin en güçlü silahı hızlı geçişler ve bireysel patlayıcılık. Kenan’ın her pozisyonda tehdit oluşturması, Arda’nın tek pas becerisi, Kaptan Hakan’ın iki yönlü oyun aklı; doğru kullanılırsa İspanya’nın geniş pozisyon almaya mecbur kalan yapısını zorlayabilir. Bu da bize büyük avantaj sağlar.

Bireysel yetenek farkı:
İspanya kolektif gücüyle öne çıkan bir ekip; Türkiye ise bireysel yetenekleriyle maçın senaryosunu anlık değiştirebilecek bir yapıya sahip. Maçın sıkıştığı bölümlerde avantaj olabilir.

Uğurcan’ın formu:
Bulgaristan maçında Türkiye’nin sigortası olan Uğurcan, yüksek tempolu bir rakip karşısında en kritik rolü üstlenecek. Ona duyduğum güven çok fazla.

DEZAVANTAJLARIMIZ

A Milliler, ceza sahasında çoğalamama ve son vuruş eksikliği yaşıyor.

Sağ kanadın ritim ve top kaybı (özellikle Oğuz–Zeki uyumu).

Montella’nın psikolojik baskı altındayken geç ve hatalı değişikliklerle ritmi bozma ihtimali.

İspanya’nın presine karşı çıkış planının hâlâ tam oturmamış olması.

Özetle:

İspanya kontrollü, Türkiye ise tehditkâr.

Eğer Millî Takım oyunu duygularıyla değil aklıyla yönetirse, bu karşılaşma “ezilen değil direnen bir Türkiye” görüntüsü verebilir. Ve işte bu, Dünya Kupası yolunda gerçek anlamda “biz buradayız” demenin tek yolu.

ÖNE ÇIKANLAR