Galatasaray ''Namağlup'' unvanını Kocaeli'de bıraktı ya, ''Vur abalıya'' misali herkes Okan Buruk'a yükleniyor.
Neymiş, ''Çift santrfor oynanır mıymış!''
''Osimhen ile Icardi yan yana nasıl oynarmış?''
Heyhat! Ne oluyor, size?
Ayrıca niye çift santrfor oynamasın Galatasaray?
Osimhen ile Icardi niye yan yana oynamasın?
Kaldı ki yan yana da değiller arkalı önlü oynuyorlar.
Neymiş efendim, ''Böyle gol atamıyorlarmış!''
Yahu, güler misin ağlar mısın, böyle gerekçe olur mu?
Düşünün maçı 1-0 Kocaelispor değil de Galatasaray kazanmış olsaydı, Icardi-Osimhen beraberliğine kim laf edebilirdi?
Dahası... Çift santrforu kim tartışırdı?
Hayır, bizim yorumcular ''Tabela odaklı'' işin özünü düşündükleri hiç yok.
Tamam... Sonuç sürpriz!

Fenerbahçe'si, Galatasaray'ı yok herkes için sürpriz sonuç, Kocaelispor'un zaferi... Öyle ki bir maç sezona bedel oldu.
Galatasaray'ı ''Açık ara şampiyon'' ilan edenler kartları yeniden dağıtıp, ''Acaba?'' diye ihtimalleri değerlendirmeye başladı.
Oysa daha ligin 12. haftası daha bu köprünün altından çok sular akacak?
Nitekim futbol böyle bir oyun... Ayrıca dünyada yenilmeyen takım var mı, yok. Galatasaray da yenilecek.
Sürpriz olacak ki; ezberler bozulsun... Futbol heyecan ve coşku kazansın.. Ligde şampiyonluk yarışı yeniden başlasın. Rekabet ortamı monotonluktan sıyrılıp daha bir çetin hâle gelsin.
Aslında futbol böyle bir oyun değil mi?
Ayrıca dünyada yenilmeyen takım var mı, yok.
Galatasaray da yenilecek bu normal ancak bu kaybın sebeplerini, neden yaşandığını ve bir daha tekrarlanmaması için neler yapılması gerektiğini bilmek ve çözüme odaklanmak lazım.

Bizimkiler dövüyorlar
Oysa mesele net... Galatasaray takımı Lig + Avrupa serüveninde ruhen ve bedenen yorgun düştü, eksik yakalandı. Orta sahayı ayakta tutan Yunus ve Torreira yok ve yoklukları aranıyor.
Haliyle orta saha kırılgan... Direnç gösteremiyor... Oyunun hücum tarafında risk ve sorumluluk alamıyor. Kocaelispor çok rahat bırakıldı ama niye? Bu soruyu düşünen, analiz eden, sorgulayıp, çözüm üreten maalesef yok. Ne var?
Kaos...Transfer dedikoduları... Belki de bu noktaya gelinmesindeki en önemli faktör, bu...
Gitmek mi zor kalmak mı?
Diyeceğim o ki; Barış Alper Yılmaz ve Icardi'nin bedenleri Galatasaray'da ama gönülleri başka yerde... Çünkü kafaları karışık... Oysa sarı kırmızılı takımın gönlü de kafası da Osimhen gibi Galatasaray'da olan oyunculara ihtiyacı var.
İşin özeti; Barış da İcardi de şu an ''Gitmek mi zor, kalmak mı?'' kararsızlığı içinde papatya falı çekiyorlar.
Sözün özü; en kötü karar kararsızlıktan iyidir.
İşin doğrusu... Bu iki yıldız kendileri ve Galatasaray için olumlu ya da olumsuz kalacaklar mı gidecekler mi artık bir karar vermeliler!

İletişim çok önemli
İletişim çok önemli ama psikolojik anlamda ciddi bir çıkmaza giren Barış Alper Yılmaz'ın fabrika ayarlarına dönmesi gerektiğini ve bu haliyle hem takıma hem de kendisine zarar verdiğini ne takım içinden ne de dışından hatırlatan yok!
Aktif dinlenme çare olabilir ama futbolcuların nasıl dinlenmeye geçmesi gerektiğini konuşan var mı, yok.
Avrupa'nın gol kralı Osimhen'i sahada daha verimli kılacak oyun felsefesi, maç stratejisi, takım taktiği, ön alan baskısı ve alternatifi anlamında hücuma dayalı pas oyununun nasıl olması gerektiğini konuşan, bunu Okan Hoca'ya ya da futbolculara sorun kimse var mı, yok.
Herkes işin kolayına kaçıyor... Vur abalıya misali; İcardi'yi kazanmaya çalışan Okan Buruk'a vuruyor.
Yazık!
Selçuk İnan'ın hakkı!
Galatasaray'ı hücrelerine kadar iyi bilen, Okan Hoca'nın yapacağı hamleler ve oyun çeşitliğini ezberlemiş olan Selçuk İnan ve Kocaelispor'un takdire şayan oyununun hakkını veren yok.
Tebrikler Kocaelispor... Tebrikler Selçuk Hoca...
