Kâşif mi katil mi? Vasco Da Gama

A -
A +

Alentejo eyaleti Sines Kalesi komutanı Esteavo kindar bir adamdır, oğullarını militanca yetiştirmeye bakar. Haçlı telkinleri ile büyüyen Vasco, Müslüman kanı dökmeye pek meraklıdır. Gelgelelim askerlik yıllarında hep Fransızlarla savaşır, emeline nail olamaz. O yıllarda Akdeniz Türk gölü olmuştur, Portekizliler limanlarından çıkamazlar. Okyanus dediğin dipsiz kuyudur, âdeta ıssız adada kalakalırlar. Neden sonra aşağılara iner Afrika sahillerine uzanırlar. Köle ticareti denilen çirkefe ilk kez onlar bulaşır ve iğrenç bir çığır açarlar. Bartolemeu Dias, Ümit Burnunu keşfedince gözlerini Hindistan'a diker, arsız arsız yalanmaya başlarlar. Vasco, Ümit Burnunu geçip "baharat ülkesine" varmayı kafasına koyar. Floransalı tüccar Sernigi'yi ikna eder, projesine destek sağlar. Kaptanımız pek hırslıdır, yükselebilmek için gizli ve kirli bağlantılar kurar. Mensubu olduğu zümre (Tapınak Şövalyeleri) Hindistan'ın derinliklerinde Hristiyan bir kralın yaşadığına inanırlar. Onu bulmalı ve güç birleştirip Müslümanları boğmalıdırlar. Pusulasız haritasız 25 Mart 1497'de 160 tayfayla San Gabriel, San Raphael (bunlar 120'şer tonluk üç direkli gemilerdir) ve Berrio (50 tonluk bir Karavela) ile Lizbon yakınlarından (Belem) yola çıkarlar. İki yüz tonluk bir erzak teknesini de peşlerine takarlar. Bartolemeu Dias da onlara refakat eder, Verde adalarında ayrılırlar. Da Gama akıntılara kapılmamak için geniş bir yay çizer ve Ümit Burnunu aşar. 22 Kasım'da Mozambik'e varırlar. Yanlarında Portekiz egemenliğinin sembolü olan taş sütunlar vardır. Bunları sağa sola çakar, akılları sıra Afrika'yı tapularlar. Kenya Mombassa'dan sonra Malindi'ye ulaşır, Ahmed bin Abdülmecid adlı bir Müslümanı kılavuz olarak tutarlar. Abdülmecid oğlu Ahmed cebinden pusulasını çıkarır, haritasını masaya yayar. Sadece 23 gün içinde ve eliyle koymuş gibi Kaliküt limanına ulaşırlar. Vasco pusulayı ilk kez görmektedir ve böylesi detaylı bir haritayı aklı hafsalası almaz. Öylesine cahildir ki Afrika ile Hindistan arasında kara bağlantısı olmadığını ancaaak o zaman anlar. Vasco'nun içi içine sığmaz Hindistan'a ayak basınca adamlarına "işte şimdi Müslümanların boynuna kemendi geçirdik" diye fısıldar. Kaliküt hükümdarı Zomarin her tacir gibi onları da dostça karşılarsa da, ticaret imkânları olmaz. Zira yanlarında getirdikleri mallar pek uyduruktur, bu pazarda takas şansı bulunmaz. Halbuki Müslüman tüccarlar has baharatlar, ipek halılar, çalar saatlar, değerli mücevherler taşırlar. Hükümdar saf değildir, bunların niyetlerinden şüphelenir ve hava gerilmeye başlar. Yapılacak tek şey vardır sıvışmak. Gama 5 Hindliyi gemisine davet eder ve zavallıları rehin alıp yelken açar (18 Mayıs 1498). Bu bir İberik kuralıdır seferin başarıyla bittiğini ispat için insan çalmalıdırlar. Dönüş yolunda salgın hastalıklara yakalanırlar, tayfalar iskorbütten dökülmeye başlar. Adamları azalınca gemilerden birini yakar. Ağabeyi Paulo da ölür ve iki gemi birbirinden kopar. 170 denizciden sadece 54'ü, 4 gemiden sadece 2'si Portekiz'e dönebilir. Kral (I. Manuel) onları merasimle karşılar ve Vasco'ya bin Cruzado maaş bağlar. İkinci sefere 13 gemilik bir filo ile çıkarlar. Bu kez kan dökmeye hazırlıklıdırlar. Lâkin ava giden avlanır, maksatlarına ulaşamazlar. Kral pek kızar, öyle bir hakkı varmış gibi kanlı kinli cümleler kurar. O öfke ile Da Gama'yı amiral yapar, emrine 20 gemilik üç filo (âdeta bir donanma) sunar. Vasco bu kez maskesini çıkarır, kaşlarını çatar. Yolu üzerindeki beyleri emirleri baskı ile yıldırmaya bakar. Mesela Tanzanya yakınlarında hüküm süren İbrahim Kilwa'yı "şehri yıkarım" tehdidi ile bağlılık yeminine zorlar. Ardından Kananor'a varır, limana girmekte olan Arap gemisini gasp eder, mallarını yağmalar. Yolcularını (400 kadın ve çocuk) ambara kilitler ve diri diri yakar. O günlerde hacı kafileleri dönmektedirler, teknelerde yaşlı ve silahsız müminler vardır. Bunları ele geçirmek zor olmaz. Ardından Kalikut limanını basar, Müslümanlara "şehri terk edin" çağrısı yapar. Gemilere mal satmaya çalışan 40 civarında Hindu balıkçıyı da yakalar. Paralayıp paralayıp denize atar. Bilerek ve isteyerek terör estirir, nifak tohumları saçar. Kaliküta emirine karşı Koçin Racasını ayaklandırır, mahalli yöneticilerin arasını açar. Şeytanca kumpaslar kurar, güçlülerin hakimiyetini kırmak için hırslılara oynar. Arap denizcileri bunlara karşı mücadele ederlerse de devasa kalyonlar karşısında kifayetsiz kalırlar. Vasco Portekiz'e büyük bir servetle döner, ortalığı baharata boğar. Gasp edilen paralarla Lizbon ve Belem'de devasa katedraller yaptırırlar. Rivayete göre bu sefere bir yatırır, altıbin kazanırlar. Ancak bu kanlı altınlar sahiplerine itibar sağlamaz. Kralla arası açılır, Sao Tiago tarikatı mensupları, onu babasının kentinden (Sines) sürüp çıkarırlar. Canını kurtarmak için karısı Catarina'nın köyüne sığınmak zorunda kalır, bir süre ortalıkta dolanamaz. Vasco sinsi komitacıdır, ufak ufak rakiplerinin ayaklarını kaydırır ve Vidigueira kontu olmakta (1519) zorlanmaz. Kral Manuel ölüp de III Joao iktidara gelince onu Hindistan Genel Valisi yapar. Hakimiyet alanında işleri yoluna koymak için tekrar denize açılır, Koşin'e ulaşır. Eskisinden kanlı eylemler planlarken zıbarır (1524). Sömürü düzeni İlerleyen yıllarda Portekizliler Hindistan yoluna asılırlar. Kaba kuvvete dayalı bir hakimiyet kurar, birçok malın, madenin tekeli olurlar. Akdeniz tacirleri (Venedikliler ve Cenevizliler) tükenirken, para Batı ve Kuzey Avrupa'ya kayar. Güç sahipleri el ele verir kapitalizmin temelini atarlar. Vasco aşağılık bir heriftir, batılı ansiklopediler bile zulmünü saklama gereği duymazlar. İyi de, onu bize "sevimli seyyah, büyük kaşif" diye tanıtan mektep kitaplarının "maksadı" neydi acaba? Vasko'nun coğrafyadan yana nasıl fukara olduğunu da anlatacağız... Yarına!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.