Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

A -
A +

Eğer nükleer gücünüz yoksa ilan edilmedik savaşlar açar, stratejik hedeflerinizi vururlar. İran’ı dümdüz edenler Kuzey Kore karşısında kibarlıktan kırılmıyor boşuna.

 

 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Savaşın yarısı vurmaktır, yarısı da sakınmak. Bir yanı taarruz, bir yanı müdafaa. 

 

En basit şekliyle yumruk atar, sinersin dirseğinin ardına. Kılıçla hamle yapar, karşılarsın kalkanla. 

 

Ünlü silahşorlar güçlü ve ustadırlar, hasımlarının miğferlerini ezer, zırhlarını yırtar, fevkalede hızlıdırlar. 

 

Onlara Alper Tunga, Hazret-i Hamza, Ulubatlı Hasan derler ki yorulmak nedir bilmez, yol açarlar kılıçlarıyla. 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) atmayı över bilhassa. Taş at, ok at, harbe ya da mızrak. O an eline ne geçiyorsa.

 

Tüfeğin keşfi mertliği bozmaz, silahın güçlü olacak ki ırzını namusunu, vatanını milletini koruyasın zorba karşısında.

 

Gün gelir gözü keskinler, bileği güçlülerin önüne geçer. Alır nişanını, tetik parmağının ucunda. Dokunur “degav!” İşte bu kadaaar. 

 

Çocuk ya da yaşlı fark etmez, sıska ve sakat da olabilirsin icabında.

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

HESAP KİTAP

 

 

Hareketli cisimlerin enerjisi jul (joule) cinsinden hesaplanır. Şöyle ki: Kütle hızın karesiyle çarpılır, ikiye bölünür sonra.

 

Diyelim yarım kiloluk taşı saniyede on metre hızla fırlattın 0,5x10x10 / 2= 25 jul bir enerji çıkar ortaya. Sıkı bir yumruktan daha fazla. 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Yayla atılan ok da 20 jullük enerji taşır ama ucu sivri olunca.

 

Tatar yayı 100 jul enerjisi ile ciddi bir silahtır, deler geçer icabında. 

 

Tüfek mermisi 10 üzeri 3 jul enerji taşır. 10x10x10=1000, yani on misli fazla. Nitekim ufacık delikten girer, çıkarken faraş gibi açar, organları peşine takar. 

 

Bir taş gülle, tunç topla atılırsa 50X10 üzeri üç. 50 bin jul yapar. Demir gülle ise 6 taş gülleye bedeldir, kale kule dayanmaz ona.

 

Şarapnel parçası 10 üzeri 6 jul… On, yüz, bin, on bin, yüzbin derken milyon çıkar karşınıza. Büyük bir enerji, diyelim cep saatinize geldi, param param paralar; pandülü, zembereği ciğerinize sokar. 

 

 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

KÜKÜRT GÜHERÇİLE 

 

 

Barut bulunmazdan önce baskına katılanlar ok uçlarına çaput sarar nefte bular, yakıp düşman çadırlarına atarlar. 

 

Kale içlerine mancınıkla alev topları yollar, çatıları tutuştururlar. 

 

Derken Çinliler güherçile, kömür tozu ve kükürdü harmanlayıp kara barut yapar. Parlayıcı ve patlayıcıdır, ateşlenince hacmi 3 bin kat artar. Bunu şenliklerde kullanır bambu fişekleri uçururlar. 

 

Endülüs Müslümanları gök gibi gürleyen, alev püskürten torpiller yapar. Hasanü’r-Rahman “Harp Tarihi” adlı eserinde (1275) sultanın emri ile tahrip gücünün araştırıldığını yazar. 

 

Ecdat, topu, tüfengi geliştirir, yiv set açar, havanla aşırtır, şaşırtırlar. 

 

Artık derebeylerin işi zordur, yok öyle duvarların ardına sığınıp milleti haraca bağlamak. Devlet topla tüfekle gelir, şatosunu başına yıkar.  

 

 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

TRİNİTROTOLUEN TNT

 

 

Yıl 1846… Ascanio Sobrero, nitrogliserini bulur küçük küçük şişelere koyar, yalnız nakli zordur düştü mü ortalık toz duman.

 

İşte Nobel onu dinamite çevirir pratik hâliyle sunar pazara. Barutun patlama hızı 400 m/sn. iken TNT 6.800 m/sn.ye çıkar. (17 misli fazla)

 

1860’larda deniz toplarının menzili 2 km’yi bulmazken, 1900’lerde çelik namlular ve güçlü iticilerle (siklonit, RDX) 30 kilometreyi aşar.  

 

Gemiler de yelkenden, kürekten kurtulur, buhar tribünü ile yol alırlar. 

 

Dumanlı barut piştovda, tüfenkte kullanılır lakin zahmetlidir, barut harbi ile sıkıştırılacak, bilya ya da saçma konacak, yemleme ağzının üzerindeki tapa kaldırılacak, çakmağın şeraresi falya deliğinden baruta ulaştırılacak, cak cak cak. 

 

Bu çakaralmazlar bazen nem kapar, küser, darılır, tutukluk yapar. 

 

Dumansız barut ise mermi kapsüllerine konur rutubetten korunur, peşpeşe patlamaya uygundur, artık taramalı yapabilirsiniz bununla.

 

Cihan Harbi değişik silahların sergilendiği bir arena olur. Çanakkale’de, kruvazörler, muhripler, fırkateynler, dretnotlar, korvetler, mermi yağdırır, etle çelik çarpışır adeta. 

 

II. Cihan Harbi’nde ise silahlar çeşitlenir, tanklar, tayyareler, denizaltılar iner sahaya.. Savaşın sonuna doğru Almanlar uçakları tepkili motorlarla donatır ve yine aynı motorları V-2 füzelerinde kullanırlar. 

 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!
Alfred Nobel

 

ORDUYA DA HAYDUTA DA...

 

 

Silah sektörü hızla büyür, palazlanır mal satmak için kâh komşu ülkeleri takıştırır, kapıştırır; kâh teröristleri; kâh darbeci subayları kullanırlar. Bilhassa CIA pis işlere imza atar.

 

Paragöz simsarlar her türlü yakıcı, yıkıcı ve zehirli maddeyi paraya tebdil eder, mikrobu bile (şarbon) tüplere koyar çevirir silaha. 

 

Bu arada güdümlü roketler ve füzeler talep görmeye başlar. 

 

Ne diye asker götürüp zayiatı göze alasın ki? Bas butona, direk adrese yolla. Hatta nükleer başlık bile takarlar Allah muhafaza. Hiroşima gibi koca şehir berhava.

 

Vurulanlar moleküllerine ayrılır, kalanlar da kanserden mevta, inanın ot bile bitmez bir daha.

 

Her şey öyle hızlı değişir ki, insan şaşırır dönüp ardına baktığında. On yıl evvel savaş jetleri revaçtaydı, şimdi SİHA’lar cazip geliyor. Hem nöbete kalıyor, hem keşif ve baskın yapıyor. Diyelim vuruldu. Amaaan mala gelsin, içinde pilotun yok nasıl olsa.  

 

İlerleyen günlerde daha hızlıları daha güçlüleri, radar izi daha düşük olanları da yapılacak, belki de uçakların pabucunu dama atacak.

 

Gönüllüler eskiden cepheye koşardı şimdi yazılımcı, mühendis en az üniformalı kadar hizmet ediyor vatana. 

 

 

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

ROKET Mİ? FÜZE Mİ?

 

 

Balonu şişirip bırakırsan ağzından çıkan havayla uçar. Gazozu çalkalarsan şişe ağzını zaptedemezsin parmağınla. Hele içine karpit atarsan kaç durma, çıkan duman kabını patlatır dakkada (sakın yapma). İşte bu artan hacmi kullanarak roketinizi uçurabilirsiniz. 

 

Nitekim Lagari Hasan Çelebi, IV. Murat’ın kızı Kaya Sultan’ın doğumunda Sarayburnu’ndan göğe çıkar ve denize iner paraşütü andıran kanatlarla. 

 

Bilinen ilk insanlı rokettir, not düşün kenara.

 

Roketlerin motoru yoktur hava girişine de ihtiyaç duymazlar, hafif ve hızlıdırlar bu yüzden tercih olunur fezada. 

 

Umumiyetle münasip bir katalizörle reaksiyon başlar, yüksek miktarda gaz çıkar, bunu usulünce tahliye eden yönünü bulur kolayca. 

 

Füzeleri ise jet motoru uçurur, hâliyle yakıta ve havaya muhtaçtırlar, atmoser dışına çıkamazlar.  

 

Bu sektör devlete statü kazandırır, Kuzey Kore’nin ithalatı ihracatı zayıf, halkı fukara ama hadi bi dokun sıkıysa. 

 

ABD-SSCB gerginliğinde Nikita Kruşçev, Fidel Castro’ya balistik füzeler yollar. Kennedy’nin aklı başından gider, Küba’yı abluka altına alır aklı sıra (1962). 

 

Neyse sonunda oturup anlaşır, el sıkışırlar. Sovyetler Küba’daki, ABD ise Türkiye’deki rampaları kaldırır.

 

Bizim de haberimiz olur topraklarımızdaki silahlardan.

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

 

FEZA YOLUNDA

 

 

1900’lü yıllar. Rus Tsiolskovsky sıvı yakıtlı roketlerle fezada gezilebileceğini söyleyince hayli taraftar toplar.

 

Transilvanyalı fizikçi Hermann Oberth mevzu ile alakalı bir kitap yazar. ABD’li Robert Goddard, 1926 yılında sıvı yakıtlı roketi ateşler. İlk denemede sadece 12 metre çıksa da yıllar içinde 2 bin metre irtifaya ve 700 km/s hıza ulaşırlar. 

 

Alman von Braun’un ürettiği V-2 füzesi ise (1944). 100 kilometreye yükselir ve 5.000 km hızla hedefi paralar. Menzili bin kilometredir bu arada. 

 

Savaş sonrası ABD SSCB rekabeti fezaya sıçrar. Ruslar önden gider Sputnik 1 uydusunu uzaya yollar (1957), Yuri Gagarin Vostok 1’le dolanır boşlukta. 

 

ABD 1969’da von Braun desteği ile farkı kapatır, Saturn V roketiyle Apollo 11 uzay aracını Ay’a yollar. Neil Armstrong, Buzz Aldrin... (Eğer bunları hatırlıyorsanız yaşınız kesin 60’tan fazla.) 

 

Günümüzde füze vuran füzeler çok moda. Pahalı bir teknoloji, saldıran daima kazanır çünkü üç beş liralık roket atsa da milyonları harcatır hasmına. 

 

İran karşısında İsrail’in 12 günlük savaş masrafı 10 milyar dolar, çoktaan bitmiş tükenmişti, arkasında Trump olmasa.

Fişekten füzeye dönüşen silahların tarihi seyri...

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

 Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

Fişek, torpil, roket, füze derken... Kara baruttan balistik silahlara!

 

 

 

İrfan Özfatura'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.