Enerji Merkezi, bugün ve yarın…

A -
A +

Avrupa’nın enerji meselesini, ‘UKRAYNA SAVAŞINDAN ÖNCE VE SONRA…’ şeklinde ele almak daha doğru olur. Avrupa ülkelerinin totalde yüzde elli mertebesinde Rus doğalgazına bağımlı oldukları bir ortamda, ABD bu yapının Rusya aleyhine değişmesi için çok gayret sarf ediyordu.

Bunun için de, en başından beri, Almanya’nın yeni tedarik hattı olacak Kuzey Akım-2 Boru Hattının, işletmeye açılmasına muhalefet ediyordu. Ukrayna meselesi bu konuda ABD’nin elini güçlendirdi, zira bu sebeple Almanya’nın direnci hemen ve kolayca kırıldı…

Joe Biden, henüz savaş başlamadan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmeye kalkması hâlinde, Kuzey Akım-2 Projesini ortadan kaldıracaklarını ve bunu yapacak kapasiteye sahip olduklarını ilan etti.

Sonuç da dediği gibi oldu. Ama iş orada kalmadı, kalmayacak da. Cin şişeden çıktı bir kere!.. Baltık Denizinde, İsveç ve Danimarka karasularına yakın bölgelerde, Kuzey Akım-1 ve 2 Boru Hatlarına gerçekleştirilen sabotajlar, gelişmeleri çok dramatik biçimde hızlandırdı. Bu tehlikeli gidişatın nereye varacağı da kestirilemiyor. Baltık’taki saldırının dumanı tütmeye devam ederken, yine Rus gazını Almanya’ya taşıyan bir başka boru hattında, bu defa Polonya topraklarında sızma meydana geldi.

Bu sızma ve patlama olaylarının mahiyeti şu saate kadar anlaşılabilmiş değil. Rusya ile Batı cenahı arasında karşılıklı suçlamalar devam ediyor. Derken Rusya lideri Putin, benzer bir saldırının Türk Akımı Boru Hattına da yapılmak istendiğini duyurdu…

Olaylar bu şekilde baş döndürücü hızla gelişirken, Vladimir Putin başka bir açıklama ile gündemi kökünden değiştirdi... Astana’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmeden önce; “Avrupa için Türkiye’de büyük bir gaz merkezi kurulabilir…” dedi. Daha bunun mürekkebi kurumadan teyit mesabesinde de şu cümleyi kurdu: “Gaz tedarikinde, Türkiye AB için çok önemli bir güzergâh…” Putin bu minvalde Tahıl Koridorunun açılmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayretlerini de hatırlatarak, bunun için Avrupa ülkelerinin kendisine minnettar olması gerektiğini ifade etti. Kısa zaman içinde peş peşe gelen bu açıklamalar tahmin edileceği üzere büyük yankı yaptı. Zira aylardan beri Avrupa ülkeleri, içine girmiş oldukları enerji krizine, dişe dokunur bir çözüm bulabilmiş değil ve bu yüzden dondurucu kış soğuğunda yaşlı kıtada birtakım siyasi ve sosyal yeni krizler bekleniyor. İtalya’daki siyasi krizi İngiltere’deki takip ediyor. Büyük vaatlerle işbaşına gelen Liz Truss, daha ilk adımda tökezledi ve en iddialı mali programından vazgeçmek zorunda kaldı. Sadece 38 gün görevde kalan Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng’in kellesiyle şimdilik durumu kurtarmış gözükse de, koltuğunu tam ısıtamadan terk etme riski giderek büyüyor. Keza AB’nin en büyük ekonomisi olan Almanya da diken üstünde… Peş peşe kepenk indiren dev fabrikalar, ülkenin ekonomik gidişatındaki olumsuzluğu çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.

İşte böyle bir ortamda, Putin’in ustalıkla gündeme taşıdığı yeni enerji merkezi projesinin, bugünkü ortamda ve yarınki şartlarda nasıl bir etki yapacağı tartışılıyor…

Kazakistan dönüşü, gazetecilere açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konu ile ilgili olarak gerekli inceleme ve çalışmaların yapılması için, Putin’le birlikte ilgili birimlere talimat verdiklerini söyledi. Bu konuda bekleme diye bir şeyin olmadığını da ilave ederek, gelişmelerin hızına dair izahat da verdi. Elbette ne kadar hızlı başlanırsa başlansın, siyasi, ekonomik, teknik ve stratejik boyutlarıyla, bu devasa projenin hayata geçmesi o kadar kolay değil. Bir taraftan zaman boyutu diğer yandan stratejik ve siyasi dengeler ışığında, tarafların ortaya koyacakları tavır çok önemli. Yani bu hamur daha çok su kaldırır. Fakat şu hususu da hatırlatmakta fayda var: Yeni dünya düzeninin kendi şartlarında oluşmaya devam ediyor olması, bugün için ortada olmayan veya meydana gelmesi zor görünen birçok konu, bir bakarsınız hızla hayata geçmiş… Sayın Erdoğan, bahse konu doğalgaz enerji merkezi için Trakya bölgesini telaffuz ediyor. Bunu teyit edercesine Putin de, yeni enerji merkezinin Türkiye ile AB sınırında kurulabileceğini ifade ediyor!.. Bu ne demek şimdi?

AB sınırı, bugün için Yunanistan ve Bulgaristan toprakları olduğuna göre, her şey açık. Ancak çok daha önemli bir nokta var: Özellikle ABD’nin, Yunanistan’ın Dedeağaç bölgesine kurduğu yeni askerî üs baz alınarak, Batı sınırının artık buradan geçtiği değerlendiriliyor… ABD ve AB’nin tutumu sanki bunu teyit ediyor. Öyle veya böyle, enerji merkezli ve son derece hızlı gelişmeler cereyan ediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.