"Ada satın" diyen dostlar!

A -
A +

2012 senesi Şubat ayı inanıyorum ki, Yunan hükumeti başta olmak üzere bütün Yunanlılar için kâbus gibi geçti. Sokaklar ateş içindeydi. Millet meclisleri bir arenayı andırıyordu. AB ise başta ekonomik tedbirler için olmak üzere, ülkenin her şeyine karışıp; talimat üstüne talimat veriyordu. Tabii ki borçluluk kolay değil. Borç yiğidin kamçısı ama, böylesi sanki idam ilmeği idi. Tam bu hengamede, Avusturyalı bir bakan "Yunanistan borçlarını ödemek ve ekonomik refaha kavuşmak için, bazı adalarını satmalı" tavsiyesinde bulundu. Buna kimse ses çıkaramadı. Çıkaran olduysa da ben duymadım. Avusturya malum İsviçre ile birlikte Vatikan'ın askerî korumasını üstlenmiştir. Yani Papaların gözbebeğidir. Avusturya Katolik ama, bunu daha çok milliyetçilik şeklinde bilir ve tam yaşar. Laiklik mi? Geçiniz. Onlar için bu aldatmacadır. Ama bizlere de emirleridir. Yunanistan halkı ise çoğunlukla, Rum Ortodoks'tur. Ne Yunan Aynaroz'dan, ne de Fener Rum Patrikhanesinden, bu konuda "tık" yok. Bulgar, Rus vs. Ortodokslar ise sanki memnunlar gibi. Yani Slav ve Balkan Ortodoksluğu çok çatallı bir dağınıklık yaşıyor. Bazı Patrikler, Dünya Patrikliği davasını bir kenara bırakıp, zillete düşen dindaşlarının davasında, bari üç beş kelime etmeliydi. Yunan toprağı Fatih döneminde Osmanlı topraklarına katıldı. 1460'lardan 1821'e kadar Balkanlar, Macaristan ve Romanya bölgesi, pamuk ellerle yönetilen bir "huzuristan" idi. Halkın refah seviyesi bugüne göre çok çok yüksekti. Sanki bir elleri yağda bir elleri balda... Ama İngiliz ve Fransızlar bu yöre halkına huzur vadederek 200 sene kadar sürecek bir savaşın içine itiverdiler. Bulgar Rus'un pençesine düştü. Yunanistan ise "kadim Yunan medeniyeti" hilesiyle Avrupa'nın boyunduruğuna düştü. İstiklal harbimiz esnasında ,Yunan'ı ülkemize saldırtarak iki taraftan yüz binlerce gencin ölümünü zevkle seyrettiler. Tıpkı şimdiki gibi. Sanki Anadolu'da evleri başına yıkılan, yakılan, öldürülen masumların ahı, Atina sokaklarının yakılmasıyla çıkar gibi. İnsan yine de acıyor. Türkiye istese, o adaların satılanlarının hepsini alır. Ama almayalım. Ben derim ki; AB ne yaparsa yapsın, Türk hükumeti Yunanistan'a "ileri seviyede Ekonomik İşbirliği Anlaşması"nı teklif etmeli. Ve Ege Denizini, hatta Akdenizi yüzyıllar sürecek "Huzur Denizi" yapmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.