İstanbul’dan Astana’ya 'iş'te birlik!

A -
A +
Dilek, temenni, hayal ve nihayet hakikat…
 
Osmanlı gerileme dönemine girdikten sonra eski şaşaalı günlerin özlemiyle Osmanlı aydınında dört farklı hayal ve temenni öne çıkmıştı: Osmanlıcılık, Batıcılık, Türkçülük, İslamcılık…
 
Aslında devlette Türkçülük haricinde bütün akımlar yer buldu ve denendi. Osmanlı’da Türkçülük akımı hiçbir zaman devlette yer bulamadı! Ancak Osmanlı aydınları ve gençleri arasında bu akım hızla yayıldı. Bütün akımların başarısız olması Osmanlı aydınında ümitsizlik ve karamsarlığa da neden olmuştu. Ve elde son toprak parçası Anadolu kalmış ve o da Sevr Anlaşmasıyla Batılı ülkeler tarafından bölüşülmüştü. Dost bilinen hiç kimse kalmamıştı ve Türk milleti kendi başınaydı artık!
 
Millî Mücadele, Osmanlı’daki bu “Türkçülük” akımıyla hayat bulmuş ve Anadolu yeni baştan fethedilmişti. Vatan, millet, bayrak ve din bilincinin bir araya gelmesi Kuvay-i Milliye ruhunu teşkil etmişti.
Bugün de aslında tam olarak bu ruhun başka bir varyantını yaşıyoruz. Türk milliyetçilerinin varlığı ile vatan emin ellerde. Herkes kabul etmelidir ki bu ülkenin, serdengeçtileri, akıncıları, alperenleri Türk milliyetçileridir.
 
Osmanlıda başlayan dört düşünce akımından iflas etmeyen tek düşünce akımı Türkçülüktür! Türk Devletleri Teşkilatı şu an bu düşüncenin meyve vermiş hâlidir. Rahmetli Erbakan Hoca, “Millî Görüş” doktriniyle Arap ve İslam ülkeleriyle bir “İslam Ülkeleri Birliği” kurma hayalini kurarken, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş, Türkistan ve Azerbaycan Türklüğüyle “Türk Birliği"ni kurmayı hedefliyordu. Başbuğ’un hayali adım adım gerçek oluyor lakin bunu Erbakan Hoca’nın öğrencileri ve Başbuğ’un evlatları gerçekleştiriyor!
Türk Devletleri Teşkilatı, önceki gün dev bir adım attı. Türk devletleri kendi IMF’lerini kurdu. “TÜRK YATIRIM FONU” adıyla sekretaryası İstanbul Finans Merkezi’nde olmak üzere kurulan Fon’un bir başkanı, bir CEO’su, Yönetim Kurulu ve Konseyi olacak!  
 
Geçen yıl Semerkant’ta yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi’nde Türk Yatırım Fonu’nun kurulmasıyla ilgili alınan karar, üye ülkeler tarafından onaylandı. Türk Yatırım Fonu, ilgili ülkelerdeki kalkınma projelerine, KOBİ'lere, lojistik zincirlerine, altyapı, üstyapı çalışmalarına, tarım, turizm ve kültür alanlarındaki her türlü projeye destek verecek. Her ülke ilk etapta bu Fon’a 100 milyon dolar yatıracak!
 
Türk Yatırım Fonu, 20 yıl süre ile faaliyet gösterecek. 4 yılda bir Guvernörler Kurulu tarafından başkan atanacak. Fon’un başkanlığını Türk Devletleri Teşkilatı eski genel sekreteri olan Bağdat Ambrayev yürütüyor.
 
Yani, Türk Devletleri adım adım büyük millet olmanın gereğini yapıyor. Şu an bu devletlerin başındaki bütün liderler tam bir uyum içinde çalışıyor.
 
Bir önceki yazımızda TÜRK DÜNYASI BAKANLIĞI kurulması teklifimi buradan tekrarlıyorum zira artık böyle bir bakanlık zaruridir. Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in en büyük hayallerinden birisiydi bu bakanlık. Ona nasip olmadı, ancak şimdi şartlar kemâle erdi ve böyle bir bakanlığın kurulmasında hiçbir beis yok. Türk devletleriyle ortak banka kurmaya, ortak para birimine kadar gidecek bu süreçte böyle bir bakanlık neden olmasın?
 
Türk Devletleri Teşkilatı kurulduktan sonra olup bitenlere bakınız. Her şey muazzam bir dengede yürüyor. Türkiye’nin böyle bir bakanlığı kurma mecburiyeti vardır zira dünya genelinde yaklaşık 300 milyon Türk yaşamaktadır. Bu devasa nüfusa, nüfuz edebilmek için çok farklı bir sistematikle yola çıkmakta fayda vardır.
 
Hâsılı “İstanbul’dan Astana’ya İş’te Birlik” son sürat ilerliyor…
Niyet hayır, akıbet de hayır olsun inşallah...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.