Dünyâ ticâretinin âhirete yaraması ve cehenneme sürüklememesi için, çok uğraşmak lâzımdır.
Kâdî Alî Antâkî hazretleri fıkıh âlimlerindendir. 278 (m. 892)'de Antakya’da doğdu. Şam'da meşhur âlimlerden ilim tahsil etti. İcazet aldıktan sonra Basra, Ahvaz, Hûzistan ve Tüster gibi yerlerde kadılık yaptı. 342 (m. 953)'de vefat etti. Şöyle buyurdu:
Dünyâ ticâretinin âhirete yaraması için ve Cehenneme sürüklememesi için, çok uğraşmak lâzımdır. İnsanın sermâyesi, dîni ve âhiretidir. Bu sermâyeyi kaptırmamak için, çok uyanık olmak lâzımdır. Dînini kayırmak isteyenler şunlara dikkat etmelidir: Her sabâh şöyle niyet etmelidir ki, kendisinin ve evlâd ve âilesinin rızkını kazanmak, onları kimseye muhtaç bırakmamak, Allahü teâlâya râhat ve temiz ibâdet edebilmek, âhiret yolunda yürüyebilmek için, vazîfeme gidiyorum demelidir. O gün Müslümanlara iyilik, yardım ve nasîhat, emr-i ma’rûf, nehy-i münker yapmayı kalbinden geçirmelidir. Onun her işi, ibâdet olur. Dünyâda kazandığı şeyler de, caba olur.
En az, binlerle insan çalışmayacak olursa, kendisinin bir gün bile yaşayamayacağını düşünmelidir. Meselâ, çiftçi, fırıncı, dokumacı, demirci, iplikci ve dahâ nice sanatkârlar, hep onun için çalışıyor. O hepsine muhtaçtır. Herkes onun için çalışıp, ona hâzırlayıp da, onun boş oturması, kimseye faydalı olmaması doğru olur mu? Bu dünyâda herkes yolcudur. Geldik gidiyoruz. Yolcuların birbirlerine yardım etmesi, el ele vermeleri, kardeş gibi olmaları lâzımdır. Her Müslüman böyle düşünmelidir. Vazîfesine başlarken, Müslüman kardeşlerime yardım etmek, onları râhat ettirmek için çalışacağım. Din kardeşlerim benim işimi gördükleri gibi, ben de, onlara hizmet edeceğim demelidir.
İş görürken niyetin doğru olmasına alâmet, insanlara faydalı olan bir meslek, bir sanat seçmekdir. Yani öyle bir iş görmeli ki, eğer o iş olmasa, Müslümanlar sıkıntı çekerdi. İnsanlara lüzûmlu olmayan sanatlarıseçmemelidir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:(En iyi ticâret, bezzâzlıktır, kumaş satmaktır. En iyi sanat, terziliktir.)
Dünyâ işleri, âhiret için çalışmaya mâni olmamalıdır. Âhiret için ticâret yeri câmilerdir. Münâfıkûn sûresi, dokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen, (Mallarınız ve çocuklarınız, Allahü teâlâyı, hâtırlamanıza mâni olmasın!) buyuruldu.
Ticâretle meşgûl olan büyüklerimiz, sabâh ve akşamları âhiret için çalışır, Kur’ân-ı kerîm okur, ders dinler, tövbe ve dua eder, ilm öğrenir ve gençlere öğretirlerdi.

