Rusya'nın, Suriye hesapları...

A -
A +
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB başkentlerine yaptığı ziyaret ve buralarda verdiği mesajlar zamanlama olarak iyi bir döneme denk gelmiştir. AB; paralel yapı ve terör örgütünün Türkiye ve Erdoğan aleyhine yürüttüğü kara propagandaların aksine birinci ağızdan Türkiye'nin ve özellikle Sayın Erdoğan'ın AB değerleri  konusunda aynı noktada durduğunu ve AB hedefinden vazgeçmediğini gördü.

Sayın Erdoğan, batılı muhataplarına Türkiye'ye ilişkin yalan-yanlış iddiaların gerçeğini; terörle mücadelede Türkiye'nin ne yaptığını ve müttefiklerinden beklentilerini bizzat anlatma imkânı buldu. Diğer yandan Suriye ve mülteci sorununu bir türlü kavrayamayan AB, bizzat Erdoğan'ın ağzından sorunu ve çözüm önerilerini dinleme imkânı buldular. Sayın Erdoğan, Brüksel'deki yetkililere lafı eğip bükmeden her zamanki gibi yüzlerine karşı hatalarını ve bizim beklentilerimizi dile getirdi. AB, müzakere sürecini saçma-sapan sebeplerle durma noktasına getirmiş olsa da Türkiye; AB ile ilişkilerini dondurmamalı. Biz bu süreci zorlamalıyız. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan, Batı başkentlerini sık sık ziyaret etmeli. Bu başkentlerde her sosyal grupla ve STK'larla-basınla bir araya gelinmeli ve Batı'da Türkiye aleyhine oluşturulmaya çalışılan yanlış algılar önlenmelidir. 

Bazı batılı ülkelerin Türkiye'ye ve Sayın Erdoğan'a bakışının sağlıksız olduğunu biliyoruz. Öyle de olsa o ülkelerin STK'ları var; muhalefeti var, kamuoyu var. Eğer biz Batı kamuoyunu kamu diplomasisi dahil tüm imkânlarımızı kullanıp doğru bilgilendirirsek o ülke yönetimleri bize yamuk da baksa kendi kamuoyları onların bakışlarını değiştirecektir. Türkiye ile ilgili hem içeriden hem dışarıdan bazı çevrelerin olumsuz bir algı oluşturmaya ve AB aracılığıyla Türkiye'ye baskı yapmaya çalıştığı bir dönemde bizzat Sayın Cumhurbaşkanı'nın AP Başkanı, AB Konseyi Başkanı ve AB Komisyonu Başkanı ile bir araya gelmesi, görüşme ve istişarelerde bulunması son derce isabetli bir tercihtir... 

***

Rusya; can çekişmekte olan ve takati kalmayan Esad'a nefes vermek ve onun iktidarını biraz daha sürdürmesine yardımcı olmak için aktif olarak Suriye'ye döndü. Neyin karşılığında? 21 milyar dolarlık İran-Rusya silah alımı anlaşması en belirgin sebep. Diğer yandan Suriye'ye uzaktan bakan ABD'nin ve Batı'nın karizmasını çizmek; onların uygulamalarını zora sokmak için Suriye'ye döndü. Güç gösterisi yapıyorlar. Kararsız davranan Obama'nın zaafını kullanıyorlar. Görünürdeki gerekçesi IŞİD'le mücadele. Oysa Rus savaş uçakları şu ana kadar göstermelik birkaç IŞİD hedefini bombaladı. Ama daha çok Esad karşıtlarını, muhalifleri bombalıyorlar. Esad rejiminin gösterdiği hedefleri bombalayıp dünyanın tepkisini yatıştırmak için de arada birkaç IŞİD hedefini bombalıyorlar. Rus uçakları, Esad rejimine karşı savaşan kim varsa bomba yağdırıyor. Bunları yaparken de maalesef Türk hava sahasını ihlal ettiler. Türkiye-ABD-NATO sert tepki gösterdi.  Ruslar, Türkiye'nin ve özellikle de NATO'nun hava savunma sistemini test ettiler. Rusya bu ihlalin sehven yapıldığını ve bir navigasyon hatasından kaynaklandığını iddia etti. Umarım doğrudur. Obama'nın gevşekliğinden ve kararsızlığından yararlanarak bölgede güç gösterisi yapan Rusya'nın Türkiye ile ilişkilerini bozacak bir girişimi sürdüreceğini sanmıyorum. Ama Rusya-Türkiye ilişkilerinin bozulmasını isteyen epeyce batılı ülke var. Moskova'nın, halkına bomba yağdıran bir diktatörü zorla-silah gücüyle ayakta tutmaya çalışması nafile bir çabadır. Rusya'nın bölgesel ve küresel çıkarları kısa vadede böyle davranmasını gerektirebilir. Ama Çeçenistan ve Afganistan tecrübelerine bakıldığında uzun vadede bu işin Rusya'yı sıkıntıya sokacağı aşikârdır. Türkiye Rusya ile diplomatik temaslarını hızlandırıp olası bir kazaya, olası bir çatışmaya sebep olacak girişimleri engellemelidir.

***

Seçim meydanları renklenmeye başladı. Bütün partilerin milletvekili listelerini ve seçim beyannamelerini gördük. Partiler şimdi 20-25 gün boyunca tüm iletişim imkânlarını kullanarak kendilerini-programlarını anlatacaklar. Süre kısa olduğu için televizyonlar önem kazanıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu, "7 Haziran'da bizim önerilerimiz için bu kaynağı nereden bulacaksınız, diyenler bugün AK Parti'nin vaatleri için neden aynı soruyu sormuyorlar" diye serzenişte bulunuyor. Sormaz olur muyuz, tabii ki soruyoruz. Ama unutmayın onlar, daha sizin kadar vaatlerde uçamadılar, temkinliler. Ayrıca siz de biliyorsunuz ki onlar, 13 yıldır ne vadettiler ise yaptılar. O nedenle kamuoyunda 'onlar vadediyorsa yaparlar' diye bir kanaat var. Bir de insana, sanki onların vaatleri daha hesaplı-kitaplı gibi geliyor. Hepiniz ne derseniz deyin, ne vadederseniz edin millet huzur istiyor-millet istikrar istiyor-millet yeni anayasa istiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.