Duânın kabul olması için, önce imanını Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak düzeltmelidir.
Duâ, ibâdet demektir. Bunun için namaza duâ denilir. Yani duâ anlamındaki salât
kelimesi, namaz için de kullanılır. İslâmiyet'te duâ, Allahü teâlâya
yalvararak murâdını istemektir. Allahü teâlâ, duâ eden Müslümânı çok
sever, duâ etmeyene gadab eder. Duâ müminin silahıdır, dînin temel
direklerinden biridir. Yerleri ve gökleri aydınlatan nurdur. Duâ, gelmiş
olan dertleri, belâları giderir, gelmemiş olanların da gelmelerine mâni
olur.
(Bana hâlis kalble duâ ediniz! Böyle duâları kabul ederim) meâlindeki âyet-i kerîmeden anlaşılıyor ki, duâ etmek, namaz, oruç gibi ibâdettir.
Allahü
teâlâ her şeyi sebeple yaratmakta, nimetlerini sebeplerin arkasından
göndermektedir.
Zararları, dertleri gidermek ve faydalı şeyleri vermek
için de duâ etmeyi sebep yapmıştır.
Diğer ibadetler gibi, duâ
etmenin de şartları vardır. Önce günahlarına pişman olup, tevbe etmeli,
istiğfâr okumalı, sadaka vermeli, imanını Ehl-i sünnet âlimlerinin
bildirdiklerine uygun olarak düzeltmeli. Duânın kabul olacağına
inanmalı, güvenmeli. Duâyı üçten fazla söylemeli.
Kabul olmadı diyerek,
ümidi kesmemeli, kabul oluncaya kadar uzun zaman tekrar etmelidir.
Haram
yememeli ve içmemeli. Haram şeyleri söylememeli. Mesela gıybet
etmemeli, yalan söylememeli, fuhuş sözleri söylememeli yani
sövmemelidir.
Duâ ederken evliyayı vesile etmelidir. Tezkiret-ül-Evliyâ'da deniyor ki:
"Talebesinden
bir kısmı sefere çıkarken, Ebül Hasen-i Harkânî hazretlerine gelip,
(Yol uzundur ve çok korkuludur. Bize bir duâ öğretir misiniz?) diye
sordular. (Önünüze bir belâ çıkarsa, yâ Ebel-Hasen deyiniz) buyurdu.
Yolda karşılarına eşkıyâ çıktı. İçlerinden biri, (Yâ Ebel-Hasen) dedi.
O
ve eşyâsı, hayvanı görünmez oldu. Diğerlerinin mallarını haydutlar
götürdüler. Eşkıyâ gidince ona, (Sen nasıl kurtuldun?) dediler. (Yâ
Ebel-Hasen dedim, yanıma gelmediler) dedi. Sonra, (Biz yâ Allah dedik,
Rabbimize yalvardık, soyulduk. Bu, yâ Ebel-Hasen dedi kurtuldu. Bunun
sebebini nedir?) diye hocalarına sordular. (Siz Allahü teâlâyı, haram
giren, haram çıkan bir ağızla çağırdınız. Bu ise, Ebül-Hasen'i vesile
eyledi. Allahü teâlâ, bunun sesini Ebül-Hasen'e duyurdu. O da bunun
kurtulması için duâ etti, duâsı kabul oldu. Kurtaran Allahü teâlâ idi)
buyurdu."
Mazlumların, sâlihlerin, misâfirin, oruçlunun iftâr
vaktindeki duâsı, seher vaktinde yapılan duâ, Müslümanın arkasından
yapılan duâ, sabreden hastanın duâsı ve mübârek zaman ve yerlerde,
namazlardan sonra ve Peygamber efendimizin, evliyânın kabirleri yanında,
onları vesile ederek yapılan duâlar çabuk kabul edilir.