Hakîkî âlimlere hürmet etmelidir

A -
A +
Ehl-i sünnet âlimlerini, evliyâyı ve kitaplarını hafife almak, uygunsuz sözler söylemek, onları reddetmek, kıymet vermemek, hürmet etmemek, çok tehlikelidir.

İlme Allahü teâlâ kıymet vermiştir. Fakat dünyaya meyledip ona tapınanlar, çocukken terbiye almamış, hakîkî din âliminin sohbetinde bulunmamış veyâ bunların kitâplarını okumakla şereflenmemiş olanlar, Hakkı bâtıldan ayıramazlar, ilmin ve hakîkî din âlimlerinin kıymetini bilemezler. Dinlerinin noksan olmasından korkmazlar ve hakîkî din âlimlerinin kitâplarından okuyup öğrenmezler. Bunların tek düşüncesi, para, mal toplamak ve mevki elde etmektir. Helâlden mi, harâmdan mı geldiğini hiç ayırdetmezler. Hakîkî din adamlarının vâazları, kitâpları, bunların nazarında, hayvân pazarında güzel kokular satan attâr ve âmâlara ayna satan kimse gibidir. Ebû Leheb gibi bir kimseye Tâhâ sûresini okumak, sokak serserisinin cebine inci, mercan doldurmak ve amâ birine sürme hediye etmek, akıllı kimsenin yapacağı şey değildir. Allahü teâlâ, böyle kimseler için;
(Bunlar hayvân gibidir, hattâ dahâ aşağıdırlar) buyurmuştur. Hadîs-i şerifte de; (Âlime haksız olarak hakâret eden kimseyi, Allahü teâlâ, bütün insanlar arasında hakîr, rezîl eder. Âlime hürmet eden kimseyi, Allahü teâlâ, Peygamberler gibi azîz eder, şereflendirir.) buyuruldu.
Görülüyor ki, islâmiyeti doğru olarak nakleden hakîkî âlimlere hürmet etmek, saygılı olmak lâzımdır.
Zengî Atâ hazretlerinin talebelerinden Bedir Atâ, senelerce hocasına hizmet ettiği hâlde bir türlü olgunlaşamaz, kemâle eremez. Halbuki Buhârâ Medresesinde aynı odada beraber kaldığı arkadaşları olgunlaşıp gitmişlerdir. Bir hatâsının olduğunun farkına varan Bedir Atâ, üzüntüsünden hüngür hüngür ağlayarak, Zengî Atâ hazretlerinin hanımı Anber Anaya gider, hâlini anlatır. Anber Ana da, münâsip bir zamanda Zengî Atâ hazretlerine Bedir Atânın hâlini, durumunu ve pişmanlığını arzeder. Zengî Atâ hazretleri, onun pişman olmasına ve tövbe etmesine çok sevinip tebessüm eder ve;
-Benimle ilk karşılaştıkları zaman biz onları irşâd edebileceğimizi söyleyince, Bedreddîn içinden;
"Bu deve dudaklı zenci mi bizi irşâd edecek?" diyordu. Şimdiye kadar bizden istifâde edememesinin sebebi budur. Mâdem ki o tövbe etmiş, sen de şefâatçı oldun, onu affettik buyurur. Bu hâdiseden sonra, Bedir Atâ da istifâde etmeye başlar ve olgunlaşıp, kemâle erer.
Netice olarak, ehl-i sünnet âlimlerini, evliyâyı ve kitaplarını hafife almak, uygunsuz sözler söylemek, onları reddetmek, kıymet vermemek, hürmet etmemek, çok tehlikelidir. Hadîs-i şerîfde buyurulduğu gibi:
(Bir kimse, âlimin sesinden yüksek sesle konuşursa, Allahü teâlâ, onu dünyâda ve âhırette hakîr eder. Eğer pişmân olur, tövbe ederse affolur.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.