Ah Maraş ah

Sesli Dinle
A -
A +

6 Şubat saat 05.10 gibi değerli bir dostumun telefonuyla uyandım. Arama saatini görünce kötü bir şeylerin olduğunu anladım. “Dostum Maraş’ta deprem olmuş. İyi görünmüyor” dedi.

 

Depremin büyüklüğünü öğrenince durumun çok kötü olduğunu düşündüm ama bu kadar olacağını hiç aklımın ucundan geçirmedim.

 

Zaman biraz ilerleyince merkezi memleketim Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan "küçük kıyamet"in sadece canım Maraş’ı yıkmadığını başta Maraş olmak üzere on ili etkilediğini öğrendim.

 

İlk başta en yakınlarımı arayarak durumlarını öğrenmeye çalıştım. Her telefon numarasını aradığımda “Allah’ım n’olur telefonu açsın” diye dua ettim. Bazı aramalarım açılırken maalesef bazı aramalarım cevapsız kaldı. Zaman ilerledikçe Maraş, Hatay, Adıyaman başta olmak üzere birçok yerde yaşanan yıkımın boyutları ortaya çıkmaya başladı. Depremin ciddi şekilde etkilediği alanın genişliği, yerleşim merkezlerinin çokluğu ve nüfus yoğunluğu nasıl bir felaketle karşı karşıya kaldığımızı net bir şekilde ortaya koyuyor.

 

Ankara’da duramadım. Maraş’a doğru yola çıktım. Maraş’a gelince depremin büyüklüğünün, yıkıcılığının televizyonda gösterilenlerden, anlatılanlardan çok büyük olduğunu gördüm.

 

 

 

Maraş “Küçük Kıyamet”i yaşamış

 

 

 

Deprem Maraş’ı yerle bir etmiş. Özellikle belli bölgeler tamamen yıkılmış. Güzel şehrim Maraş’ın merkezî yerlerindeki binaların çoğu yerle bir olmuş. Özlediğim, her geldiğimde boydan boya yürüdüğüm, Maraş’a dışarıdan gelen herkesin mutlaka uğradığı Trabzon Caddesi’nde neredeyse yıkılmayan bina kalmamış. Sütçü İmam Heykeli’nin bulunduğu şehrin merkezi Kıbrıs Meydanı’ndan başlayan yıkım Müftülük Meydanı’na kadar boydan boya devam etmiş.

 

Yıkımı, felaketi, insanları, kurtarma faaliyetlerini, iş makinelerini, yakınlarının enkazdan kurtarılmasını bekleyen insanları görünce insan kendini kıyameti konu alan bir film setinde yer alıyormuş hissine kapılıyor.

 

Daha önce yaşadığım binaları görmek istedim. Yıkılan binaların yolu kapatmasından dolayı cadde ve sokaklardan geçemedim. Kıbrıs Meydanı’ndan aşağıya doğru uzanan Azerbaycan Caddesi’ne vardığımda gördüğüm manzara Trabzon Caddesi’ndekinden daha kötüydü. Sağlı sollu cadde boyunca büyük yıkım yaşanmış. Bir iki bina dışında tüm binalar yerle bir olmuş. Binalar yerle bir olmuş derken yıkılan sadece binalar olduğunu düşünmeyin; canlarımız yok olmuş, enkaz altında kalmış. İnsan o kötü manzarayı görünce dert ettiği şeylerin ne kadar hafif meseleler olduğunu anlıyor.

 

Bahsettiğim Maraş’ın iki önemli caddesinin dışında Kayseri-Gaziantep yolunun hemen üzerinde de büyük yıkım yaşanmış.

 

Bu alanların dışında başka caddelerde ve sokaklarda da çok sayıda bina yerle bir olmuş. Yaşanan yıkımların dışında kalan binaların birçoğu yıkılmak üzere, diğer kalanlar ise kullanılmaz hâle gelmiş. Yakın zaman sonra karşılaştığımız felaketin boyutlarını daha iyi anlayacağımızı göreceğiz.

 

 

 

Tahliyeler

 

 

 

Enkazın altında kalan canlarımızın yakınları ümitle beklerken, şehirden ciddi bir çıkış yaşanıyor. Şehre yardım ve kurtarma faaliyetleri için dışarıdan gelenlerin aksine şehirden büyük kaçış var. Ardı ardına iki büyük depremi yaşayan Maraşlılardan imkânı olan, fırsat bulan başka şehirlere giderken, köylerde kalacak yeri ve akrabası olanlar köylere dönmüş.

 

Bir taraftan kışın kapalı olan evler açılmış diğer taraftan birkaç aile birlikte yaşamaya başlamış. Toplumumuzun önemli bir özelliği olan dayanışmanın tüm özelliği ortaya koyuluyor bu günlerde.

 

 

 

Sanala değil sahaya bakalım

 

 

 

Deprem bölgesi dışında olanların bir kısmı bölgeyi sanaldan takip ediyor. Belli çok takipçili Twitter ünlülerinin peşine takılmış oradan oraya taşınırken, her kesimden, gruptan, şehirden yardım ve kurtarma ekipleri gece gündüz aralıksız hayat kurtarmak ve hayatta kalanların ihtiyaçları için çalışıyor.

 

Devletin tüm kurumları devreye sokulmuş, millet tüm imkânlarıyla sürece dâhil olurken, birileri fitne, fesat ve bozgunculuk girişimlerinden geri durmuyor maalesef.

 

Gün birlik günü,

 

Yardım günü,

 

Sırt sırta verme, sağlam durma günü,

 

Dayanışma, kucaklaşma, paylaşma günü,

 

Bunu bozmaya çalışandan uzak durun.

 

Onlara sırtınızı dönün.

 

Türk milleti büyüktür, Türk devleti güçlüdür…

 

Esaslı dersler çıkararak bu felaketi de atlatacağız Allah’ın izniyle.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.