CHP-HDP uyumu CHP-İyi Parti uyumundan çok güçlüdür

Bakmayın siz HDP’nin güya masada olmadığına. CHP, HDP konusunda gösterdiği hassasiyeti kırk yıllık CHP’lilere ve masa ortaklarına göstermiyor.

 

Baksanıza daha bıyığı terlerken CHP gençlik kollarında siyasete giren Muharrem İnce’nin başına gelenlere/getirilenlere. Adamı hem cumhurbaşkanı adayı yaptılar hem de itibarsızlaştırmaya başladılar. Seçim sonucu netleştikten sonra ise âdeta cüzzamlı muamelesine tabi tuttular.

 

Muharrem İnce ve parti içindeki yakın adamları birer birer saf dışı bırakıldılar. CHP’de ulusalcı ve antiemperyalist söylem kullananlar ya dışlandı ya da sesleri çıkamayacak duruma getirildi. Parti içinde zafer kazanılmıştı artık. 10 Aralık Hareketi, CHP’yi tamamen kontrolüne aldı.

 

HDP ve HDP’lilere yönelik CHP’den en ufak bir ses gelmiyordu artık. Parti evlatlarını yiyerek HDP ile yol yürümeye hazır hâle getirildi. 10 Aralık Hareketi’nin hâkimiyetinden sonra CHP’de gözlerden kaçmayacak büyük bir değişim yaşandı. Artık ne terörle mücadelede konu ediliyor ne de Türkiye’nin sınır ötesi operasyonlarına destek veriliyor. Tam tersi, her grup toplantısı ve önemli açıklamalarda Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’dan bahsediliyor. Demirtaş üzerinden HDP ve marjinal sol gruplara, Kavala üzerinden ise küresel güç odaklarına selam çakılıyor.

 

“Aman ağzımızın tadı kaçmasın” misali “Aman HDP’li ortakları rahatsız etmeyelim” düsturuyla hareket etmek bağlayıcı kural hâline gelmiş durumunda. Bu bağlanma çocuklarını HDP aracılığıyla PKK terör örgütüne kaptırmış Diyarbakır Anneleri görmezden geliniyor. HDP’lilerle fidanlar dikiliyor, sinemalara gidiliyor. Terörle mücadele için TBMM’ye getirilen tezkereye HDP ile birlikte “Hayır” oyu veriliyor. Kayyumlar konusunda HDP ile aynı düzlemde buluşuluyor.

 

Buna mukabil, iktidar fırsatı yakaladıklarında terörle nasıl mücadele edileceğinden bahsedilmiyor. Türkiye’nin içeride ve dışarıda hiç böyle bir sorunu yokmuş gibi hareket ediliyor. Suriye’nin kuzeyinde ABD ve bazı müttefiklerin(!) desteğiyle oluşturulmaya çalışılan terör yuvalanması hiç dikkatlerini çekmiyor. Bu konuda ağızlarını bıçak açmıyor.

 

HDP konusunda hassasiyet tavan yaparken terörle mücadele edenler sürekli hedefe konuluyor. Silahlı kuvvetleri kimyasal silah kullanmakla suçlayanlar dahi baş tacı ediliyor, sarılıp sarmalanıyor.

 

Yukarıda bahsedilen yaklaşım sadece CHP yetkililerinde mevcut değil. CHP’yi destekleyen yazar-çizer takımı da aynı minvalde hareket ediyor. Hatta bunlar CHP-HDP uyumunun güçlendirilmesi ve derinleştirilmesi için canhıraş çaba içindeler. Yeni CHP-HDP ideolojik ortaklığının akıldaneliğini yapıyorlar. Bunların yoğun çabalarını görünce insan içinden “HDP ve bileşenlerinin kendini savunmaya ihtiyacı yok. Bunlar onlardan daha iyi bu işi yapıyorlar” diye düşünmeden edemiyor.

Yeni CHP ile HDP’nin uyumunu sadece seçime yönelik olarak görürseniz yanılırsınız. Bu uyum seçim sürecinin ötesinde anlamlar taşımaktadır. İki parti arsındaki uyumda ideolojik ortaklık göz ardı edilmemelidir. HDP’nin ve bileşenlerinin teröre destek dâhil yaptıkları konusunda takınılan sessizliği nasıl açıklarsınız yoksa?

 

HDP ve bileşenleri ne yapsa hoş karşılanıyor, ses çıkarılmıyor, “Yanlış yapıyorsunuz” denilmiyor. Hatta mağdur tarafmış gibi kabul görüyor.

 

Yeni CHP, HDP konusunda gösterdiği hassasiyeti masadaki en büyük ortağı olan İyi Parti’ye karşı göstermiyor. Baksanıza İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener üç gün masadan kalktı diye söylenmedik söz takınılmadık tavır kalmadı. O kadar ileri gidildi ki insan söylenenleri ve yazılanları buraya yazmaya utanıyor.

 

HDP’ye sessiz olanlar hatta destek verenler üç gün boyunca Akşener ve İyi Parti’den başladılar, hızlarını alamadılar ve tüm sağcılara hakaret ederek devam ettiler. 6 Mart’ta Akşener masaya dönenen kadar tüm biriktirdiklerini boşalttılar.

İyi Parti ile ilişkileri seçim süreciyle ilgili olunca bu tür gelişmeleri görmek normaldir. Onlar açısından seçim sürecini tehlikeye atan bir gelişme olduğunda hemen hedef belirleniyor. Akşener ve İyi Parti üç gün içinde böyle bir durumla karşı karşıya geldi.

 

Tüm bunlara rağmen eli boş ve örselenmiş olarak niye masaya döndüler anlaşılmış ve anlatılmış değil. Zamanla ortaya çıkacaktır artık.

 

Yeni CHP’nin gözünde İyi Parti seçim iş birliğinde lazım olan bir ortakken HDP ideolojik bir ortaktır.

 

Sizce hangi ortaklık daha güçlü ve sağlamdır ve uyumludur?