HDP, Altılı Masa’yı domine ediyor

Sesli Dinle
A -
A +
Kim ne derse desin, kim hangi açıklamayı yaparsa yapsın gelinen nokta itibarıyla HDP meşhur masanın CHP’den sonra en etkili yapısı hâline gelmiştir.
 
Masanın meşhur dörtlüsü Deva, Gelecek, Saadet ve Demokrat Partilerini bir tarafa bırakalım. Onların dertleri kendilerini siyaseten var edebilmek, yürütme ve parlamentoda sandalye kapabilmektir. Ülkenin sorunları onları fazla ilgilendirmiyor. Koltuk hassasiyeti içinde hareket ettikleri, her davranışlarından belli. Öncelikleri koltuk hassasiyeti olduğu için CHP ve HDP’nin istek ve talepleri karşısında sus pus olmuş durumdalar. Koltuk talepleri kabul edilince tereddüt etmeden Kılıçdaroğlu’nun yanında hizalandılar.
 
Gelelim masanın ikinci partisi olan, hatta “Masayı biz kurduk” diyen İyi Parti’ye; Yaklaşık bir yıldır yüksek perdeden konuşageldiler. Milliyetçi müktesebatlarını(!) sürekli dillendirdiler. Zaman zaman MHP’nin milliyetçiliğini beğenmediler, eleştirdiler. MHP’yi yeteri kadar milliyetçi olmamakla suçladılar. Milliyetçilerin yeni odağı olarak kendilerini öne çıkarmaya çalıştılar.
 
Tüm bunlar yapılırken HDP konusunda ikircikli açıklamalar yapmaktan da geri durmadılar. Siyasi ve toplumsal konjonktüre göre hareket ettiler. Bazen Demirtaş’la kahvaltı konu edilirken bazen “HDP’yi PKK’nın yanına konumlandırıyoruz” dediler. 2019 yerel seçimlerinde CHP üzerinden HDP ile yapılan iş birliğini örtmeye veya göstermemeye çalıştılar.
 
“Kazanacak aday olmalı” diyerek aday belirlemede altın hissenin kendilerinde olduğunu göstermeye çalıştılar. Fakat aday belirlemek için gün gelip çattığında masada bir kumpasla karşı karşıya olduklarını anladılar. Masanın 5’lisi ortak hareket ederek İyi Parti’yi deyim yerindeyse kıskaca aldı ve istediği noktaya getirdi.
 
3-6 Mart arasında masada yaşanan fırtına İyi Parti’yi örseledi. Başından beri ileri sürdüğü hiçbir iddiasını masada kabul ettiremedi. Akşener’e masanın ortakları ve destek veren yazar-çizerleri tarafından söylenmeyen kalmadı. Devreye sokulan linç ve hakaret ayininden tüm sağcılar nasibini aldı.
İyi Parti ve partililer örselenirken, başta masanın büyük partisi CHP olmak üzere diğer ortaklar “Aman HDP’yi üzmeyelim” tavrını sürdürdüler. Ne HDP’nin PKK ile olan ilişkisini sorguladılar ne söylemlerini ne eylemlerini dikkate aldılar. Hatta bırakın sorgulamayı onu savunur duruma geldiler. Her hafta grup toplantısında Demirtaş güzellemeleri yaptılar.
Bunların bu tavrını gören HDP cesaretlendikçe cesaretlendi. Siyasetten gözleri kör olan “ortaklar” ne HDP’nin KCK’nın neresinde olduğunu ne onların PKK terör örgütü konusundaki söylem ve eylemlerini gördüler. HDP’yi ortak olarak kabullendiler.
 
Masanın gözünde HDP mağdur bir siyasi partiymiş gibi muamele gördü/görüyor. Bugüne kadar ileri sürdükleri Türkiye karşı eylem ve söylemlerinden ve PKK terör örgütü ile ilişkilerinden bir milim geri adım atmayan HDP, masanın büyük partisi ve genel başkanı Kılıçdaroğlu tarafından âdeta korumaya alındı. HDP ve Demirtaş eleştirildiğinde ses CHP’den geldi.
 
İyi Parti’nin milliyetçi müktesebattan gelen siyasileri hedefe konup, linç edilirken HDP’liler el üstünde tutuldu.
Süreç öyle bir noktaya geldi ki, masanın dışında olduğu iddia edilen HDP’den İyi Parti’ye ayar üstüne ayar verilmeye başladı. “MHP milliyetçiliği bizi kesmiyor” diyenlere her gün basın üzerinden ayar veriliyor.
 
Dışarıdan HDP-Masa ilişkisine bakan biri, masanın en güçlü yapısının HDP olduğunu rahatlıkla düşünebilir. HDP tarafından İyi Partililere verilen ayarlara bakınca, masada HDP’nin İyi Parti’den daha etkili olduğu resmi ortaya çıkıyor.
 
Niye mi?
 
Uzun süredir İyi Parti dillendire geldiği iddialarından azını bile masada kabul ettiremezken ve örselenirken, HDP masa dışında gözükmesini rağmen açıkladığı “Tutum Belgesi”ni Masa’ya kabul ettirmiş gibi hareket ediyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.