Pençe-Kılıç Harekâtı bize neler söylüyor?

Sesli Dinle
A -
A +

Türkiye ilk defa iki ülkede (Suriye ve Irak) teröre karşı bu kadar geniş kapsamlı bir operasyon icra etti. İki ülkede daha önce gerçekleştirilen operasyonlar daha dar bir alanda oluyordu.

 

Yaklaşık uzunluğu 1300 km olan ve derinliği 160 km’ye kadar inen alanda iyi hazırlanmış, organize bir iş çıkarıldığına şahit olduk. Operasyona katılan hava araçları arasında tam bir koordinasyon sağlandığı dost ve düşmana gösterilmiş oldu.

 

Terör örgütü PKK/PYD/YPG ve diğer terör örgütleri ne kadar ve kimden destek alırlarsa alsınlar Türkiye’nin radarından kurtulamayacakları ortaya çıkmış oldu.

 

Türkiye, bölgedeki etki sahasını iyi hazırlanmış ve organize olmuş bir girişimle herkese göstermiş oldu. Etki sahasının derinliğinin ve uzunluğunun nerelere uzanabileceğinin işareti verilmiş oldu.

 

Terörle mücadelede yapılan konsept değişikliğini, yani terörü “Bekleme, yerinde bul, vur ve takip et” yaklaşımının neticeleri görülmüş oldu.

 

İçeriden ve dışarıdan yapılan tüm engellemelere rağmen savunma sanayi alanında yakalanan ivmenin/kapasitenin alana yansıması ve terörle mücadeleye olan çarpan etkisi tüm açıklığıyla ortaya çıkmış oldu.

 

Eskiden terörle mücadelede kullanılan İHA (SİHA bile demiyorum) ABD ve İsrail’den tedarik edildiği için başkasının yani ABD ve İsrail’in gözüyle terör örgütleri takip ediliyordu. Şimdi Türkiye kendi gözüyle görüyor, takip ediyor ve gereğini yapıyor.

 

Pençe-Kılıç Harekâtı sadece planlama değil, aynı zamanda zamanlama açısından da iyi düşünülmüş. Özellikle Türkiye’nin Suriye’de önüne çıkan ve yüksek tonda itiraz eden ABD ve Rusya, Ukrayna’daki savaşla uğraşırken ve AB ve AB ülkeleri doğrudan savaşı ensesinde hissederken bu operasyonun gerçekleştirilmesi terör örgütü PKK/YPG/PYD/SDG’yi ve farklı kılıkta ortalıkta dolaşan destekçilerini derin endişeye sevk etmiştir.

 

Nitekim zamanlamanın uygun olmasından dolayı, daha önce daha dar alanda gerçekleştirilen operasyonlara karşı verilen tepki, daha geniş alanda daha kapsamlı olan bu operasyona karşı verilememiştir.

 

Operasyonun icra ediliş şekli (alan, kapsam, kapasite, etki ve tepki) terör örgütüne hiçbir yerde güvende olamayacağını göstermiştir. Ne yaparsa yapsın, kimden/kimlerden ve ne düzeyde destek ve koruma sözü alırsa alsın, Türkiye’nin terör operasyonları karşısında korumasız ve çıplak olduğu net bir şekilde hissettirilmiş oldu.

 

Terör örgütüne ABD başta olmak üzere başkalarının yorganıyla örtünmenin çıplaklık anlamına geldiği gösterilmiş oldu.

 

Uzun süredir terör örgütünün renkli kategoride olan elebaşlarına yönelik yürütülen sonuç alıcı cerrahi operasyonların yanı sıra bu operasyonun gerçekleştirilmesi Türkiye’nin terörle mücadelede ulaştığı kapasiteyi göstermesi açısından ayrıca önem taşımaktadır.

 

Terörle mücadelede ortaya koyduğu kapasiteyle Türkiye, Şam ve Bağdat’a bölgedeki terör örgütlerini benimle iş birliği yaparak temizlersiniz demiş oldu.

 

Türkiye, Suriye ve Irak başta olmak üzere yakın coğrafyada ulaştığı istihbarat kapasitesini de ortaya koydu. Alan ve teknolojik istihbaratta sahip olduğu derinliği göstermiş oldu.

 

Savunma sanayinin, dış politika ve güvenlik alanında ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya konmuş oldu. Türkiye’ye karşı savunma sanayi alanında açık ve örtülü olarak uygulanan ambargonun bir işe yaramadığı, tam tersi etki yaptığı netleşmiş oldu.

 

Kötü müttefikler Türkiye’yi savunma sanayi alanında son yılların parlayan yıldızı hâline getirdi.

 

Komşu devletlerin çökmesi/çökertilmesiyle ortaya devlet destekli terör örgütlerinin, akademik deyişle devlet dışı silahlı grupların ortaya çıkması, Türkiye’nin terörle mücadele alanında kas yapmasına neden oldu.

 

Son olarak, Türkiye’nin Pençe-Kılıç Harekâtı’nda ortaya koyduğu kapasite sadece terör örgütüne/örgütlerine yönelik mesajlar içermiyor, aynı zamanda onların destekçilerine ve Türkiye’ye karşı hasmane tutum takınmaktan geri durmayan bazı ülkelere de mesaj içeriyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.