Amme vicdanı şikâyetçi

A -
A +

Yılbaşı gecesi Taksim Meydanı, bu sene de bir rezalete sahne oldu. Türkiye, rakip ülkelerin yapamayacağı kadar imaj kaybına uğradı. Hadiseyi biliyor olmalısınız. 2007 bitiyor, 2008 başlamak üzere. Resmi kutlama olmamasına rağmen yerli-yabancı binlerce insan, Taksim'deler. İşte sadistler, o sırada ortaya çıktılar. Misafir kızları taciz ettiler. Kızlar kaçıp canlarını bir eczaneye atarak kendilerini zor kurtardılar. Gözü dönmüş sapık sürüsüne bakınız ki kepengi indirilmiş eczaneyi zorlamaktalar... Nihayet polis geliyor, yakalanması gerekenler yakalanıyor. Faillerle beraber mağdure turist kızlar da karakola götürülüyor. Ne var ki mağdureler şikâyetçi olmuyorlar. Gurbette kim bilir daha neler yaşayacaklarından korktukları belli. Onlar şikâyetçi olmayınca da ortaya inanılması zor bir netice çıkıyor. Mütecavizler, Kabahatler Kanununa göre başkasını rahatsız etmekten dolayı 57 YTL ceza ile serbest bırakılıyorlar. Şayet şikâyet vaki olsaydı 7 yıl cezaya hükmedilmesi mümkün olacaktı. Olup-bitenlerden kaç türlü ders çıkartmak mümkün... Birincisi, bu aşağılık işleri yapanlar, bu memleketin çocukları. Onlar da bu devletin okullarında okudular. Onlar da herkesle aynı mahalleyi paylaşmaktalar. Peki hata nerede yapıldı, yapılıyor? Aynı haberlerin yer aldığı gazetelerde bir haber daha vardı. Bir emekli kadın öğretmen, kocasına dansöz ısmarlamış. Kocası, dansöz seyretmeyi severmiş. Bu sebeple her sene gazinoya giderlermiş, bu sene gidemediklerinden kocası için eve dansöz getirtmiş. Karı-koca ve dansözün resmi sayfada yer alıyordu. İşte bu ve benzeri öğretmenlerin yetiştirdikleri Taksim'de sahnedeler. Öyle öğretmene böyle genç. O öğretmende okuyan herhalde evliya olmayacaktı. İkincisi, alkolün itibarı. Gazete, dergi ve daha ne varsa hangisini açarsanız çarşaf çarşaf rakı, şarap, bira reklamıyla karşılaşıyorsunuz. Bazı dizilerde gizli reklam şeklinde yerli yersiz kadehler kalkmakta. Alkol alabildiğine özendiriliyor. Bunun sonucu olarak Taksim rezaleti ortada. Peki aynı gece 20 yaşındaki üniversiteli kızın bindiği taksinin kaza geçirmesi sonucu genç yaşta can vermesinin izahı ne ile yapılacak? Birileri Türkiye'nin imajına kara leke çaldı, diğeri kendi hayatını kararttı. Neymiş bu genç kız içki içerim diye arabasını almamış da taksiye binmiş, bunu yapması methediliyor. Ailesinin yüreğini yakması neden düşünülmüyor? Suçlu ne? Suçlu... Bu cemiyette alkolün su gibi akar hale gelmesi. Kimse dereleri durdurmuyor. Bilakis dereler ırmağa çevrilmekte. Buna rağmen sigara tek hedef, alkol dokunulmaz. Sigaraya dair geliştirilen cezaların kabili tatbik olmadığı da ortada. Nasıl ki 57 liralık ceza, alay mevzuu oluyorsa, yarın sigaraya dair uygulanamayan ceza da adaleti yıpratacak. Sigara, bütün berbatlığına rağmen daha çok kullanana zarar vermekte. İçki ise cemiyet, ahlak, disiplin ve nizamını altüst ediyor. Eğer, hayat tarzınız buysa manzaranız da böyle olacaktı. Ne demek şikâyetçi yok? Şikâyetçi amme vicdanı? İyi ama... amme ne, vicdan nasıl bir şey?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.