BİR OY, BİN VEBAL!

A -
A +

26 Mart ve 28 Mart günkü makalelerimizde İstanbul’da neden Cumhur İttifakı adayı Sn. Murat Kurum’a oy verilmesi gerektiğinin gerekçelerini mufassal olarak, etraflı bir şekilde kaleme aldık. Söylenmesi gerekenleri kaleme aldığımız gibi ekranlarda da dile getirdiğimiz için seçime 1 gün kala zihinlerdeki sisler dağılsın, kırgınlıklar bitsin, yanlıştan dönülsün, mes’elenin künhüne vâkıf olunsun… diye bugün daha kısa fakat çok daha net yazacağız:

 

-31 Mart tarihinde resmen bir mahallî seçim yapılacak olsa da hakikat öyle değildir. 31 Mart 2024, en sâde ifadeyle yerli ve millî olanla yabancılaşmanın, bu milletin varlık değerlerinin dibine kezzap döken Tek Parti Zihniyetinin, hakla bâtılın mücadelesidir.

 

-Gazze’ye, Şarkî Türkistan’a, Kırım’a, Dağlık Karabağ’a, Somali’ye, mülteci, mazlum ve mağdurlara… sahip çıkanlarla ''bizim, Suriye’de ne işimiz var, Libya’da ne işimiz var?!'' diyenlerin, Mavi Vatan’ı çizenlerle O’nu Yunanistan lehine olarak Türkiye’nin sömürgeciliği diyenlerin, savaş uçağımızı yapanlarla ona ''kalorifer peteği!'' diyerek aşağılamaya çalışanların…mücadelesidir.

 

-Arkasında İngiliz desteği olan proje adamlarla saf Anadolu mayası taşıyanların mücadelesidir.

 

-Laikçiliği din olarak dayatanlarla İslamiyet’i yaşayanların mücadelesidir.

 

Gerçek tam da bu olmasa bir belediye başkanlığına şu veya bu ismin seçilmesinin önemi olmazdı. Ama durum ifade ettiğimiz gibidir. 12 Eylül 1683 Viyana mağlubiyetinden beri kaybeden Türk Milleti, arada dönem dönem yakaladığı kalkınma hamlelerini son çeyrek asırda bilhassa son on yılda dünyayla yarışır konuma getirdiği için her sahada yolumuz kesilmek isteniyor. Bu itibarla şer merkezleri, her fırsatı ve her mel’aneti kullanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı etkisizleştirmek, AK Parti İktidarını zayıflatmak ve Cumhur İttifakı’nı bozmak için uğraştılar, uğraşmaktalar, uğraşacaklar. Bazıları, ahmaklıklarından bazıları da hainliklerinden onlarla beraber hareket ediyor.

 

Neymiş?

 

-Erdoğan, diktatör!

 

Unutmayınız; Hakan-Halife Abdülhamid Han’a da ''müstebit!'' denerek aynı iftira atılıyordu. Abdülhamid Han düştü, Devlet düştü.

 

Bazı şeyler vardır ki tecrübesi pahalıya mal olur. Bunun yakın tarihte çok misali vardır. Hakîkat anlaşılır, derin üzüntü çekilir, pişman olunur, ''eyvah!'' denilir fakat iş işten geçmiştir. Rıza Tevfik gibi dün yerdiği Sultanın bugün ruhundan özür dileyen şiir yazmak fayda vermez.

 

İçinde bulunduğumuz dönemi iyi okumalı:

 

Müstemlekeci güçler ve onların içerideki uzantılarıyla mücadele ediyoruz. Çeyrek asır süren bir iktidarda hata, eksik, bozukluk… olmaması mümkün değildir. Onlarcasını sıralayabiliriz. Ama bugüne dek hep başta Sn. Erdoğan olmak üzere halis niyet sahipleri esas alındı. Doğrusu budur. Pireye kızıp yorgan yakılmaz. Öfkeyle kalkan ziyanla oturur. Siyonist, emperyalist, Kemalist ve İrancılarla birlikte aynı safta ve aynı sırada olamazsın. Sandığa gitmemezlik de edemezsin.

 

31 Martta belediye reisi değil, safını seçeceksin.

 

Hadise budur!

 

Yanlış kullanılacak 1 oy, omuzlarına 1.000 vebal yükleyecektir.

 

Hırsla hareket etmeden, küçük hesaplara kapılmadan; aklınla aklıseliminle, dâvâ şuur ve ahlakıyla tercihini yapmalısın. Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam-  ''benim ümmetim, yanlışta ittifak etmez!'' buyurmaktalar. Yarın, 31 Mart 2024’te O’na layık olup olmadığımız oylanacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.