Bu tip minareler de nereden çıktı?..

A -
A +
“Bir nüshasındaki makaleyi, ismi yanlış hatırlamıyorsam Prof. Dr. Namık Zeki Aral yazmıştı.”
 
Camilerimiz 15 Temmuz gecesi salalarıyla heyecanlanıp meydanlara koştuğumuz camilerimize ne oluyor fark ettiniz mi? Ben size haber vereyim istedim fark etmediyseniz…
Bizde “cami” denildi mi kubbeleri ve şerefeli minareleriyle Mimar Sinan’ın şaheserleri akla gelir. Diğer camilerimiz de bir Osmanlı mimarisi geleneğini yansıtır bu şekilde.
Şimdi, güzel dinimizi güya Batılılara şirin göstermek için reform heveslileri zuhur etti. Şimdi kimin aklıyla neye göre bilinmez “şerefe”siz minareler uydurmaya başlandı.  Derken ortaya birbirine benzemeyen tipte cami mimarileri ortaya çıktı.
Bundan senelerce önce üniversite yıllarımda, fakültenin kalemine, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin çıkardığı “İktisat Gazetesi” gelir, bedava dağıtılırdı. Bir nüshasındaki makaleyi, ismi yanlış hatırlamıyorsam Prof. Dr. Namık Zeki Aral yazmıştı. Rahşan Ecevit’in babası olarak bildiğim bu profesör makalesinde özet olarak diyordu ki:
“Bir Anadolu seyahatimde yol kenarlarındaki kasaba ve köylere bakıyorum. Hemen gözüme çarpan ilk şey cami ve minare oluyor. O zaman anlıyorum ki, burası bir Müslüman yerleşim merkezi. Camiler bizim coğrafyamızın âdeta alametifarikası, mührü gibidir...”
Geçenlerde bir kitap geçti elime. Cumhuriyetin ilk yıllarında yıkılan, maksadının dışında kullanılan ve satılan birçok vakıf malı câmi ve mescit olduğu gerçeğini inkâr ediyordu. Böyle bir şeyin olmadığını ve bunların siyasi maksatla uydurulmuş yalanlar olduğunu söylüyordu.
O yıllarda câmi sayısı okul sayısından fazla diyordu. Türkiye’nin nüfusu ile orantılandığı zaman bu kadar câmi israf oluyormuş da, onun için maksadının dışında kullanılmış, satılmış, diyordu.
Behey cahil adam! O zaman okul sayısı da o zamanki nüfusa göre fazlaydı. Bunlara niye operasyon yapılmadı? Kaldı ki camiler vakıf malıdır ve hiçbir surette satılamaz ve başka maksatla kullanılamazlar. Zaten, satılan bu cami ve mescitleri gayrimüslim azınlıklar veya Müslüman ismi taşıyan birtakım imtiyazlı kimseler almıştır.
Geçen sene yaz tatili için gittiğim ilimize baktım bizim sembolümüze uymayan tarzda câmiler yapılmış. Nitekim İstanbul’da yapılan İlahiyat Câmiinin Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından tenkit edildiği ve Çamlıca tepesine de Mimar Sinan sembolü bir cami inşa ettirildiği bilinmektedir. Allah ondan razı olsun.
             Sait Yolaçan-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.