Şer’î hükümler, 4 asıl temel kaynaktan alınmıştır. Bunlar; Kitap, Sünnet, İcmâ’ ve Kıyâs’tır...
Mevlânâ Mehdî Şîrâzî hazretleri Osmanlı tefsîr âlimlerindendir. İran’da Şîrâz’da doğdu. Şirâz’da ilim tahsil ettikten sonra İstanbul’da meşhur âlimlerin derslerine devam etti. İstanbul, Dimetoka, Silivri ve Filibe’de müderrislik vazîfesinde bulundu. 957 (m. 1550) senesinde Filibe’de vefât etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:
Şer’î hükümler, 4 asıl temel kaynaktan alınmıştır. Bunlar; Kitap, Sünnet, İcmâ’ ve Kıyâs’tır... Kitap, kendisine önünden ve arkasından bâtıl yaklaşamayan, içerisinde âmm (umûmî) ve hâss, (husûsi) hükümler, mücmel (kısa), müfesser, mutlak, mukayyed, emir, nehiy, haber, istihbar, nâsih, mensûh, sarih, kinâye gibi hükümler bulunan Kur’ân-ı kerîmdir. Yine onda hitabın delîli, mefhûmu vardır. Bu vecihlerin hepsi, kendi mertebelerine göre delîl olup, istidlal (delîl olma) bakımından bazısı, diğer bazısından daha açıktır.
Kendisinden şeriat (din) ahkâmı alınan Sünnet; Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) nakledilen haberlerdir. Bunlar ya tevâtür yoluyla olur (yani, yalan üzerine ittifâk etmeleri aklen caiz olmayan bir topluluğun kendisi gibi topluluğa, onların da kendileri gibi topluluklara nakletmeleri) ki bu, namaz rek’atlarının sayısı, namazın rükünleri vb. olup, zarurî ilmi gerektirir. Veya haber-i müstefid (tevâtür derecesine ulaşmayan haber) olarak nakledilir. Bu da mükteseb ilim meydana getirir. Zekâtın nisâbları, haccın rükünleri gibi, yahut da haber-i âhâd olarak nakledilir. Râvilerin bu nevi rivâyetleri ilmi gerektirmese de, kendisiyle amel etmeyi gerektirir. Sünnetin delîllerinin vecihleri de, daha önce zikredilen Kur’ân-ı kerîmin delîllerinin vecihleri gibidir. Yani onda da âmm, hâss, mücmel, müfesser, sarih, kinâye, nâsih, mensûh, hitabın delîli ve mefhûmu, emir, nehiy, haber vb. hükümler vardır. Şer’i hüküm vermede muteber olan icmâ’a gelince:
İcma; bu ümmetin, asırlarından herhangi bir asrın âlimlerinin şer’î bir hüküm üzerinde ittifak etmelerine mahsûstur. Ümmet-i Muhammed dalâlet üzerinde ittifâk etmez.
Şer’i mes’elelerdeki kıyâsa gelince: Bununla, hakkında nass (kitab ve sünnetten bir hüküm) ve icmâ’ bulunmayan şeyin hükmü bilinir...

