Kaydet
a- | +A

Benim anlattığım hikâyede yolculuk yok. Burada kimse bir yere gitmiyor. Burada kimse kaçmıyor. Burada bir şeyin çözülmesine izin veriliyor. Çünkü bazı şeyleri aşmak için ilerlemek yetmiyor. Bazen yerinde durmak gerekiyor. Yerinde durmak… Bu, dışarıdan bakınca tembellik gibi görünebilir. Korkaklık gibi. “Hadi geç artık,” diye bir ses çıkar içimizden. “Hadi atlat.” Ama bazı şeyler “atlatılmaz.”

Bazı şeyler “içinden geçilir.” İçinden geçmek ise bir tür durmayı gerektirir. Kaçmadan. Bahane üretmeden. Kendini kandırmadan. Bazen çözülme, bir hareket değil; bir izin meselesidir.

Kehribarın tek bir düşmanı var. Zaman değil. Işık değil. Isı, yani yaklaşmak. Yani mesafeyi azaltmak. “Bakmıyorum” demekten vazgeçmek.

Kehribarın düşmanı zaman olmadığı gibi ışık da değildir. Işık bazen sadece gösterir. Asıl düşman ısıdır: Temasın sıcaklığı, yakınlığın gerçekliği.

Anıya yaklaşmak, duygunun etrafında dolanmayı bırakıp onun yanına oturmak. Kaçtığın kapının eşiğinde durup “buradayım” demek. Kendine “Bunu taşımaktan yoruldum” demek. Belki de bu yüzden bazı anılardan uzak duruyoruz. Bazı duygulara yaklaşmıyoruz. Çünkü biliyoruz, yeterince yaklaşırsak, bugüne kadar sabit tuttuğumuz şey akmaya başlayacak.

Akmak her zaman rahatlatmaz. Akmak bazen dağıtır. Bazen bulanıklaştırır. Bazen bütün düzenini bozar. Şunu unutmamak gerekir ki, kehribar çözülürse, içindeki şey yok olmaz. Sadece donduğu yerden çıkar. Belki mesele geçmişi silmek değil. Belki mesele onu inkâr etmek değil. Belki mesele “hiç olmamış gibi” yapmak değil. Belki mesele, onu olduğu yerde tutmayı bırakmaktır.

Bugün bunu kendime söylemek istiyorum: Eğer içim ısınırsa, korkmayacağım. Bu bazen çözülmenin sesidir ve bazen çözülmek, sonunda gerçekten yaşamaya başlamaktır.

Ebrar Dumlu

ŞİİR

İstihkâm net

Neylersin ki yazgı böyle,

Kuzu kurdun rüyasında,

Ana, bacı, kardeş, yâren,

Herkes kendi davasında.

Ekmek versen, “su yok mu?” der,

Şunu versen “bu yok mu?” der,

İnsanı gam insan eder,

Henüz hamlık safhasında.

Dert anlatır deva bekler,

Hasta eder şifa bekler,

Hem kaybeder, hemi yoklar,

Gözü kurtlar sofrasında.

Kimden bekler şefaati,

Kıble eder menfaati,

Her gün işler cinayeti,

Hem adalet sevdasında.

Giyabî derdimi deşme,

Herkesin ardına düşme,

Yola çıkıp yoldan şaşma,

Ömrün varış noktasında.

Mustafa Özkahraman

SAĞLIK OLSUN

BOYUN DÜZLEŞMESİ: Boyun Düzleşmesine Yol Açan Faktörler: Uzun süreli bilgisayar ve telefon kullanımı. Kötü duruş alışkanlıkları. Aşırı stres ve gerilim. Genetik yatkınlık. Yaşlanma ile birlikte gelişen değişiklikler. Ani yaralanmalar veya travmalar.

Günlük hayatın getirdiği bu risk faktörleri, kişi farkında olmadan boyun düzleşmesine zemin hazırlayabilir. Boyun düzleşmesi tedavisi, bu sebeplerin ortadan kaldırılması ve boyun kaslarının güçlendirilmesi ile mümkündür. Tedavi sürecinde fizik tedavi, egzersiz ve postür düzenlemeleri önemli bir rol oynamaktadır. Dolayısıyla, hayat tarzındaki değişiklikler ve bilinçli duruş alışkanlıkları, boyun sağlığının korunmasında kritik öneme sahiptir. [https://www.turkiyehastanesi.com]

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

ÖNE ÇIKANLAR