Haftanın gündemi

A -
A +

Nasıl bir gündemle haftaya giriyoruz? Birkaçını sıralayalım. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Genel Kurulu'nun türban hakkındaki kararı üzerinden hafta geçti. Cumhurbaşkanı, Meclis başkanı, başbakan, muhalefet lideri, dışişleri bakanı ve bütün medya fikir beyan ettiler. Hâlâ hararetle münakaşa konusu... Şemdinli'de bombaları kim patlattı? üzerinde anlaşmazlık çıkacağı aklımızdan geçmezdi. Başbakanın ve genelkurmay başkanının kesin emirleri var: Sonuna kadar gidilecek... Zaten sonuna kadar gitmeyen yargı, yarım kalır. Van hapishanesinde intihar ve hastahaneye kaldırılan tutuklu rektör... 25 milyon doların harcanmasında, yolsuzluk iddiasının delilleri toplanınca Van savcısı, davayı açacak. Maalesef hızlı yargı sistemini çoktan unutmuş bir ülkede yaşıyoruz. Sayın başbakan, petrol zengini Binbir Gece ülkeleri olan Körfez monarşilerinin en küçüğü Bahreyn'deki temaslarını bitirdi. Oradan Kopenhag'a geçti. NATO toplantısına katılacak. Türkiye'nin istikbali, bu çeşit dış temasları doğru politika ile yürütmeye bağlıdır. Ama yukarıda birkaçını andığımız olaylardan hiç ummadığımız biri, ülkemizin gündemine hâkim olacak derecede dengeleri bozan bir mecraya girebilir. Başlangıçta küçük görülen bazı vak'aların, genel siyasetin akışını değiştirecek potansiyel taşıyabildiklerinin örneği çoktur. Türkiye'nin geleceği, daha açık tabirle çağı yakalayıp yakalayamayacağı, Avrupa Birliği ve Birleşik Amerika ile hatasız yürütülen ilişkiler içinde reform yeteneğimize bağımlıdır. Bu ana hedefin dışında kalan konular, bir milletin tarihinde, ancak ayrıntılardan, hattâ eski tabirle 'kıyl-ü kaal'den ibarettir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.