Danimarka, karikatür savaşında tek başına kaldı. Müslüman, Hristiyan hiçbir devletten tasvip görmedi. Danimarka ile aynı paralelde bir ülke olan, başında aynı hanedandan hükümdarlar bulunan Norveç bile, Müslümanlardan özür diledi. Kopenhag Kriterlerini hazmetmediği açığa çıkan Danimarka Başbakanı, direndikçe direnmeyi doğru politika sandı. Ama hiçbir ülke onu fikir hürriyetinin şampiyonu kabul ve ilân etmedi. Fikir ve basın hürriyeti, demokrasinin temelidir. Olmazsa olmaz şartıdır. Ama insanlık denen, insanî değerleri oluşturan kavramlara saygı göstermesi, bunları kaale alması gerekir. Bu erdemleri çiğnemek, insanlığı yüceltmez, alçaltır. Karikatürler acaba, Avrupa ile Müslüman âlemi ve Türkiye arasında kavga, gürültü, patırtı, hiç değilse soğukluk çıkarmak için mi kullanıldı. Danimarka'dan alınarak geniş coğrafyalara yayıldı? Bu takdirde hedef, Türkiye'yi gücendirip Avrupa Birliği dışında bırakmak mıdır? Yoksa Avrupa'da nüfusları gittikçe artan ve önemli bölümü bir türlü Avrupa hayat tarzına ve üslûbuna ayak uyduramayan Müslümanları yola getirmek, baskı altında tutmak, Avrupa'ya gelmelerini engellemek midir? Avrupalı karikatürcülerin ürünü olmayan, Müslüman ülkelerinde yapılıp İslâm âlemine, bilhassa Türkiye'ye dağıtıldığı öne sürülen karikatürler de var. Birtakım devletler veya yerli kuruluşlar acaba, Türk halkını zıvanadan çıkarıp Avrupa'dan dışlamak mı istiyorlar? Papaz öldürmek gibi birkaç eylem, Türkiye'yi zora sokar. Türkiye içindeki ve dışındaki AB karşıtlarına gün doğar. Avrupa ve Birleşik Amerika karşıtı, hattâ muhâsımı bir Türkiye, acaba nasıl bir Türkiye oluşturur? Bu soruyu cevaplandırmak istemem. Zira bizi muâsır medeniyet seviyesinden koparıp çok uzaklara fırlatıp atar. İran ile Çin, Hindistan ile Rusya arasında bir yerlerde çakılıp kalırız. Geometrik çoğalan yoksul nüfusumuzla öğünür dururuz. Yanlış anlaşılmasın, yukarıda anılan dört ülkenin halklarına, kültürlerine, tarihlerine sonsuz ve en samimi saygımız, hattâ sevgimiz vardır. Ancak Türk, o iklimlerde asırlar geçirmiş, beğenmemiş, bambaşka bir coğrafyada kesin bir kararlılıkla yer tutmuştur.