265. papa olan İkinci Jean Paul, 85 yaşında öldü. Tarihte en çok tahtta kalan 3. papadır. Yalnız ilk papa sayılan Saint Pierre'in 35 yıl ve 254. papa Dokuzuncu Pius'un 32 yıl (1846-1878) papalıkları, Jean Paul'ün 26 yıl, 6 ay, 11 günlük papalık müddetinden fazladır. Ölen Papa, bir Leh (Polonyalı) din adamı idi. Polonya'nın en büyük rûhânîsi olan Krakovi Başpiskoposluğunda kardinal pâyesiyle bulunuyordu. Birleşik Amerika'nın çok açık desteğiyle papa seçildi. 1523'ten beri ilk İtalyan olmayan papadır. Şimdi yerine en şanslı aday, gene bir İtalyan, kardinal pâyeli Milano Başpiskoposudur. Altıncı Paulus da Milano Başpiskoposu kardinal iken 1963'te seçilmiş, 1978'de 81 yaşında ölmüştür. (Bu Papa, 1961'de papaların Vatikan'dan ayrılmama kuralına son verip 1967 temmuzunda Süleyman Demirel Türkiye'sini ziyaret etmiş, Lepanto deniz bozgununda Haçlılar'ın eline geçen Kaptân-ı Deryâ Müezzin-zâde Ali Paşa'nın sancağını bize geri vermişti.) 1 milyara yakın Katolik'in mutlak dini başı olan ölen papa, 125 devleti ziyaret etti. Bazılarında yer yerinden oynadı. Komünist Küba'ya bile gitti. Azılı düşmanı olan Sovyet Rusya ile Çin ise ziyaretine izin vermedi. İsrail'de sinagoga, Suriye'de camiye girdi. Kur'an'ı öperek eline aldı. Papaların tarih boyunca diğer dinler için acayip fikirleri vardır. Müslümanlar, bilhassa Türkler'in her dinden cemaatlerle iç içe yaşamaları, Avrupa'da görülmemiştir. Hâlâ bu tereddütler büyüktür. Ölen Papa, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne kabulünden çekindiğini ihsas ve ima etmişti. Valery Giscard d'Estaing çapında bir adam bile aynı fikirde bulunduğuna göre mazur sayılır. Herhalde yüzyılımızın bir yerlerinde, biz Türkler'in tolerans çizgisine yükselmeyi başaracaklardır. Bana göre İkinci Jean Paul'ün insanlığa en büyük hizmeti Sovyetler'in yıkılmasına yardımcı olmasıdır. Papa'yı, 13 Mayıs 1983'te Vatikan'da Mehmet Ali Ağca, tabancayla ağır yaraladı. Polonya'dan papa seçilmesi, Sovyetler'in Avrupa hegemonyasına büyük darbe olmuştu. Papa da açıkça ABD taraftarı idi. KGB, eylemi bizzat yapmayı münasip görmedi. Yaygın âdet mucibince emrindeki Bulgaristan istihbarat örgütü taşeron seçildi, milletlerarası anarşistliğe soyunan Ağca ikna edildi. Türkiye'ye belâ getirecek bir suikast idi. Ancak uyanık istihbarat örgütümüz, Almanya'ya tam üç defa üst üste gizli ve şifreli mesaj göndererek Ağca'nın Sofya-Moskova hesabına Avrupa'da önemli bir kişiyi vuracağını bildirmişti. Almanya ve Avrupa gık diyemedi. Ankara'nın ikazını hiç mi hiç değerlendirememiş, ülkelerinde gezip tozan Ağca'ya dokunmamışlardı...