Aslında Cumhurbaşkanı’mız geçen ay vermişti işareti…
Malum, İsrail saldırıya geçtiğinde hava sahasında hâkimiyeti sağlayamayan Tahran yönetimi büyük zarar görürken, elindeki tek caydırıcı güç misilleme amaçlı fırlattığı hipersonik füzelerdi.
Nitekim uzun menzilli bu füzeler Demir Kubbe’yi çaresiz bırakmış, İsrail’de birçok nokta isabet almıştı.
O günlerde hepimizin aklında, Türkiye’nin bu güce sahip olup olmadığıyla ilgili sorular dolaşırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan 16 Haziran’daki kabine toplantısının ardından yüreklerimize su serpen şu tarihî açıklamayı yapıyordu;
“İsrail’in, İran’ın nükleer tesislerini hedef alma bahanesiyle başlattığı saldırıda sinsi planlarının olduğu anlaşılıyor.
Şayet siyasi, sosyal, ekonomik, askerî olarak güçlü değilseniz, kendinize yeterli değilseniz, caydırıcılık seviyesine ulaşamamışsanız işiniz çok zor.
Her an kendini sizden daha güçlü gören birisi tepenize yumruğu indirebilir, haraca bağlayabilir, zelil bir duruma düşürebilir.
Çok uzun olmayan bir süreçte, hiç ama hiç kimsenin bize efelenemeyeceği bir savunma kapasitesine ulaşacağız.
Elbette bu duruma düşmemek, kimilerinin yaptığı gibi lafla, edebiyatla olmuyor”.
***
Cumhurbaşkanı’mız bu kadarını söylemekle iktifa etti, ancak ‘çok uzun olmayan’ süreçte, kimsenin bize efelenmeye cesaret edemeyeceği savunma teknolojisinin ne olduğu sorusu cevapsız kaldı.
Muhabir arkadaşımız Yeşim Eraslan, 18 Haziran’da gazetemizin manşetinde yer alan haberinde, iki bin kilometre ve üzeri menzilli füze geliştirme programının hızlandığını, Tayfun’un hipersonik hıza ulaştığını yazdı.
Ve önceki gün İstanbul’da başlayan Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’mızda Roketsan büyük sürprizini dünyaya duyurdu.
IDEF’te örtüsü açılan Türkiye’nin ilk balistik hipersonik füzesi Tayfun Block-4’ün menzilinin bin kilometrenin üzerinde olduğunu kestirmek mümkün, ancak bu konudaki bilgiler sır olduğu için net menzil açıklanmadı.
Yetkililerimizin verdiği bilgiye göre, Tayfun Block-4’ü durdurabilecek bir sistem henüz dünyada yok.
Gururla söyleyebileceğimiz bir şey var ki, bunları İran füzeleri ile de kıyaslamamak lazım, çünkü bizim teknolojimiz çok daha yüksekte.
***
Peki, Cumhurbaşkanı’mızın işaret ettiği ‘savunma kapasitemizin’ tamamı bu mudur? Elbette değil.
Yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki, Cenk isminde, daha ileri bir füze var sırada…
Ayrıca, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Çelik Kubbe sistemimizin de aktif hâle getirildiğini, sistem entegrasyonunun sürdüğünü söyledi.
Yani, İran gibi çaresiz durumda değiliz çok şükür, hava savunma sistemimiz aktif durumda, kademe kademe de kapasitesi artırılıyor.
Her şey kamuoyuna açıklanmadığı için, kapasitemizin hangi noktada olduğunu doğal olarak düşman da bilmiyor.
Öğrenmeye çabaladıklarını ise yakalanan hainlerden anlıyoruz.
Nitekim daha geçen ay Roketsan’a sızarak emrindeki örgüt üyelerini Aselsan gibi kurumlara yerleştiren ve yedi yıldır sahte isimlerle kaçmayı başaran FETÖ’cü İshak Uysal yakalandı.
İstihbaratımız köstebek hainlere göz açtırmıyor.
Dikkatinizi çekmiştir, İstanbul’daki savunma fuarında bu sürprizler açıklanırken, Suriye’de Millî İstihbarat Teşkilatı’mızın, Mossad’ın öldürmeye çalıştığı Cumhurbaşkanı Şara’ya yönelik üç suikast planını bozduğunu İsrail medyası yazdı.
Aynı gün Dışişleri Bakanı’mız Hakan Fidan da İsrail’e “Suriye’yi bölmeye kalkışırsanız, bunu millî güvenliğimize doğrudan tehdit algılar ve müdahale ederiz” restini çekti.
Şu olanlar, bize neyi gösteriyor?
Etrafımızda artan tehlikeyi ve buna karşın Türkiye’nin ulaştığı kapasiteyi…
Dahası da olacak mı? Elbette.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Çok uzun olmayan bir süreçte, hiç ama hiç kimsenin bize efelenemeyeceği bir savunma kapasitesine ulaşacağız” derken, yaptığı çok ama çok önemli bir uyarı da vardı… Şöyle diyordu;
“İsrail her zulmüyle kendi varlığını ve toplumunun geleceğini riske atmaktadır.
Bölgemizin hakikatleri gözetilmeden atılan her adım, ileride yaşanacak başka felaketlere davetiye çıkartır.
Bu felaketler de genellikle zalimlerin bertaraf olmasıyla sonuçlanır.
İsrail yaptığı her zulümle kendi varlığını ve toplumunu riske atıyor.
Zulmün sonu derin pişmanlıktır.
İsrail ileride ne yaptığının farkına varacak ama iş işten geçmiş olacak.”
***
Bilen bilir…
Recep Tayyip Erdoğan boşa konuşmaz.
Bugüne kadar söylediklerini dikkate almayanlar çok yanıldı.
Dinlemezse, İsrail de elbet dersini alacak.
İsrail’in şımartmasıyla Türkiye’nin gösterdiği sabrı istismar eden YPG gibi terör örgütleri ise şayet akıllarını başlarına almazlarsa er ya da geç bu yaptıklarının neticesini görecek.
Yücel Koç'un önceki yazıları...