27 Mayıs alçaklığı ve 29 Mayıs tablosu

A -
A +
Ve nihayet ülke hayırlısıyla seçim gündeminden çıkacak.
Ülke yaklaşık son bir yıldır bir taraftan deprem ve depremin ortaya çıkardığı tabloyla diğer taraftan da seçim gündemiyle yatıp kalkıyor.
 
11 şehrimizi vuran bu büyük felakete rağmen en ufak bir tereddüde mahal bırakmaksızın sandık milletin önüne geldi.
14 Mayıs kriter alındığında yüzde 88 gibi oldukça yüksek bir katılım sonucunda Meclis seçimleri nihayetlendi,
 
Cumhurbaşkanlığı seçimleri de ikinci tura kaldı.
 
Bugün de ikinci turun tamamlanmasıyla ülke gerçek gündemine geri dönecek.
 
Bu tablodan demokrasimiz adına ne kadar gurur duysak azdır.
 
Vatandaşlarımızın siyasi tercihi her ne olursa olsun bu kadar yüksek oranda bir katılım ile böylesi sıkıntılı bir ortamda sandığı milletin önüne koymak en büyük güvencemizdir.
Avrupa’daki örneklerine baktığımızda, katılımın yüzde kırklarda kaldığı demokrasilerin Türkiye’ye bu alanda vaaz verecek durumları ve hakları yoktur.
 
Türkiye yaklaşık 75 senedir demokratik tecrübesi ile yoluna devam ederken, demokrasisi bilinçli bir şekilde defalarca katledildi, başbakanları şehit edildi, evlatlarının üzerlerinden tanklar geçirildi, parlamentosu uçaklar ile vuruldu lakin millet yine de demokrasiden vazgeçmedi.
 
Siz bakmayın şimdilerde Türk demokrasisine yönelik Avrupa ve ABD’den eleştiri getirenlere, bu ülkede bugüne kadar demokrasi katliamlarının tamamı bu merkezlerin destek ve teşvikleri ile oluştu.
 
Ne demek istediğim gayet açık.
 
Dün 27 Mayıs alçaklığının yıl dönümü idi.
 
Tam 63 sene evvel, milletin namus bildiği oyları ile seçilmiş millet iradesi darbeci kafanın bir hamlesi ile alaşağı edildi.
Başbakan Menderes ve arkadaşlarına her türden eza ve zulüm reva görüldü, Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan aşağılık çadır mahkemelerinde sözde yargılamalarla şehit edildi.
 
O tarihten sonra oluşturulan vesayetçi düzen ile bu ülke uzun yıllar geçirdi.
 
Ülke sayısız darbe ve müdahaleler eşliğinde titrek hükûmetler ile yönetildi.
 
Her darbenin yegâne gayesi, Türkiye’yi birileri adına kontrol etmek ve kendisine tahsis edilmiş oyun alanının içerisinde tutmaktı.
 
Bu alçak oyun 15 Temmuz gecesi milletin çıplak elleri ve kanıyla bu alçaklığa direnmesi ile son buldu lakin bugün fırsatını bulsunlar aynı düzeni tekrardan oluşturmak isteyeceklerine adınız kadar emin olabilirsiniz.

29 Mayıs sabahına dair

Seçimlerden sonra millet kime yetki verirse versin önünde bulacağı ve acil çözülmesi gereken başlıklar şunlar olacaktır.
 
Ekonomi
 
Uzun bir zamandan bu yana uygulanan seçim ekonomisinin oluşturduğu tabloyu daha rasyonel bir zemine oturtmak maksadıyla ekonomide alınması gereken tedbirlerin süratli bir şekilde sahaya sürülmesi gerekmektedir.
 
Aksi hâlde, durağan olmayan bir dünyada her şeyi olduğu gibi bırakırsak, üstüne bir de seçim atmosferinin oluşturduğu yükü ekonominin üzerinde statik bir hâlde tutmaya devam edersek büyük sıkıntılar yaşayacağımızdan emin olabilirsiniz.
 
Deprem bölgesinin ayağa kaldırılması
 
Tarihin en büyük afet bilançosu şu an ülkenin üzerindedir.
Yaklaşık 75 milyar dolar gibi bir maliyet oluşturan depremin izlerinin silinmesi beş yıla yayılacak kapsamlı bir çalışma ile tekrar ele alınmalı ve bugüne kadar ortaya konan son derece başarılı çalışmalar hız kesmeden devam ettirilmelidir.
Bölgede istihdamın korunması ve ekonomik canlılığın geri kazanılması bu anlamda son derece kıymetlidir.
 
Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde oluşturulan terör koridoru ile terör ile etkin mücadelenin devam ettirilmesi
 
Sınırlarımızın dibinde dünyanın gördüğü en vahşi terör örgütüne devlet kurdurma gayretleri hızla devam etmektedir.
Bırakınız yapsınlar bırakınız etsinler şeklinde geçiştirilemeyecek bir oldubitti ile karşı karşıyayız.
İleride telafisi mümkün olmayan sorunların oluşmasına sebep olacak gelişmeler ciddiyetle takip edilmeli ve yeri zamanı geldiğinde devletin yok edici eli terör yapılanmalarının üzerine inmelidir.
 
Türkiye, terörizm ile mücadelesini tavsattığı takdirde ileride altından kalkılması son derece büyük sorunlar ile kaşı karşıya kalabilir, on binlerce evladımızın hayatlarını kaybetmesine ve ülkenin orta yerinden bölünmesine sebep olabilir.
 
Rusya-Ukrayna savaşı ve bu savaşın ortaya çıkardığı tablo
 
Rusya Ukrayna harbinin oluşturduğu tabloda ne salt Rusya’dan yana ne de Batı’nın trenine vagon olmadan dengeli politika mutlaka sürdürülmelidir. Aksi takdirde Rusya’ya ambargo uygulayıp Suriyeli, sığınmacıları ülkelerine gönderme iddiası son derece ayakları yere basmayan, mesnetsiz iddialar olarak tarihteki yerini alacaktır.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.