Demokrat amcaymış!

Sesli Dinle
A -
A +

Kemal Kılıçdaroğlu mutat seçim yenilgilerinden birini daha aldı ve her zaman olduğu gibi koltuğunda kalma mesajları vererek kimseleri şaşırtmadı.

 

Yarın zerre sıkılmadan partisine getirmediği demokrasiyi ülkeye getireceğine dair yeni konuşmalar yapmaya devam eder.

 

 

 

Bu yenilgi sadece Kılıçdaroğlu’nun değil

 

 

 

Şimdi herkes suçluyu göstermek adına birbirini işaret etse de bu marazlı durumun oluşmasında herkesin payı da var rolü de...

 

Yıllardır yaptıkları haberler ve dile getirdikleri cümleler ile yankı odalarından çıkmak istemeyen önemli orandaki bir seçmen kitlesini, kazanacaklarına 'iman etmiş' fakat öfkeden de burnundan soluyan insanlara dönüştürdüler.

 

CHP’li Dursun Çiçek, 14 Mayıs akşamı Kılıçdaroğlu kazanıyor yalanını, bile isteye ekranda söyleyen iki belediye başkanına yönelik eleştirilere ‘Biz seçmenimizi kandırmışsak size ne?’ dediğinde bu duruma tepki koyan tek bir CHP’li görmedim ortada!..

 

 

 

Nasıl teskin edeceksiniz bu insanları şimdi?

 

 

 

Onu da yine aynı ezber söylemlerle bastırmışlar olmalı ki sosyal medya denilen çöplük ‘aslında bizim bir elimiz yağda bir elimiz balda, bizler siz fakirler için didindik ve çırpındık. Şimdi fakirliğiniz ile baş başa kalın’ tarzında ifadeler ile doldu taştı.

 

Bir diğer kesim ise hâlâ sandıklarda yeteri kadar müşahit olmadığından bahisle, ısrarla sandıkların güvenliğinin sağlanamaması neticesinde kaybettiklerine inanmaya devam ediyor. Fakat bunu yaparken dahi kendi partisinin görevini hakkıyla yapamamasını eleştirmiyor, ısrarla karşı tarafı oy çalmakla itham ediyor!..

 

Başka bir grup halkın yüzde 48’inin değişimden yana oy kullandığını, bu yüzden aslında kazananın kendileri olduğunu, seçimlerin eşit şartlarda yapılmadığını, evlere Rus gazı basılarak avantaj elde edildiğini, Erdoğan’ın bu şekilde kazanabildiğini lakin kazansa da kaybettiğini falan yazıp onlarca delil getirerek fikrî konformizmin batağında çırpınıyor.

 

 

 

Bundan sonra ne olur?

 

 

 

Kılıçdaroğlu’nun önünde iki alternatifi var.

 

Ya acil bir kurultay kararı alarak Ekrem İmamoğlu Belediye Başkanlığı koltuğundayken, siyaset kazanı daha fazla fokurdamadan koltuğunu mevcut delege yapısıyla garantiye almak ya da işi uzatarak il ve ilçe kongrelerini gerçekleştirmek ve böylelikle kurultayı yerel seçimlerin hemen sonrasında yapmak.

 

Her iki seçenek de İmamoğlu açısından oldukça büyük riskler taşıyor.

 

İmamoğlu hemen gerçekleştirilecek bir kurultayda bulunduğu makamdan istifa ettiği takdirde, İBB koltuğuna kuvvetle muhtemel AK Partili bir isim geçecek zira İBB Meclisinde çoğunluk Cumhur İttifakı'nda.

 

Bu durumu ne CHP ne de İmamoğlu kendisi ister ve böyle bir riske girer.

 

Yerel seçimden sonra icra edilecek bir kurultayda İBB koltuğuna millet yeniden kendisini seçerse, CHP Genel Başkanlığı daha da imkânsız hâle gelir.

 

Seçilemezse bu çok büyük bir darbe olur, o darbe ve bu delege yapısıyla CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturması ise zaten ham bir hayalden öte geçmez.

 

Tablo bu kadar net aslında, o yüzden kimse Kılıçdaroğlu’nun "demokrat amca" modunda koltuğundan kalkmasını falan beklemesin.

 

 

 

Tüm sorumluluk Erdoğan’da

 

 

 

Erdoğan en kısa zamanda kabinesini ilan ederek ivedilikle yola koyulacaktır.

 

Omuzlarında oldukça ağır bir mesuliyet vardır.

 

Allah kendisine ve ekibine gayret, kuvvet ve feraset versin.

 

Bu saatten sonra ortaya çıkacak başarısızlıkların millet nezdinde izahı olamaz.

 

Bu şartlar altında Erdoğan’ın da kabinesini Türkiye Yüzyılı tanımlamasına uygun bir tarzda ihdas etmesi son derece önem arz etmektedir.

 

Tüm sorumluluk lider olarak Erdoğan’ın omuzlarında olsa da hem ekibine hem teşkilatlarına hem de Meclis’teki vekillerine büyük sorumlulukların düştüğü aşikârdır.

 

Geçtiğimiz yıllarda Meclis çatısı altında görev ifa eden vekillerin önemli bir bölümü Erdoğan’ın konuşmalarını sosyal medyada paylaşmanın dışında görünür olamadılar. Bu elbette bir şey yapmadılar demek değil, lakin bu durumu vatandaş ‘Erdoğan’ın paltosundan siyaset yapmak’ olarak tanımladı.

 

Umut edilir ki yeni dönemde siyaset sahnesindeki tüm sorumluluk sahipleri Erdoğan’ın paltosundan siyaset yapmanın konfor alanından dışarı çıkar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.