Hiç mi mahcup olmazsınız?

A -
A +
Yıllardan bu yana birileri seçmen kitlelerini kandırmaktan bıkmadı, önemli bir oranda seçmen kitlesi de kanmaktan…
Biri cambaza bak taktiği ile seçmenini yanıltarak kendi başarısızlığını örtme derdinde, diğeri de içinde biriktirdiği yenilmişlik duygusu üzerinden, sandıklarda oylarının çalındığına inanarak rahatlama derdinde.
 
Birbirini besleyen bir fasit daire yıllardır bu şekilde devam ediyor.
 
Parayla tuttukları sözde anket şirketleri yardımıyla, seçimi kesin olarak kazandıklarına kitlelerini inandırdılar, bu yetmedi seçim gecesi iki belediye başkanını da kameraların karşısına dikerek, Kılıçdaroğlu’nu ‘13. Cumhurbaşkanı’ diye ilan ettiler.
İşte o kitle şimdi sokakta, sosyal medyada, iletişim gruplarında herkese hakaret ediyor, hızını alamayıp depremde bağışladığı yardımlarını haram ediyor.
 
Koca bir kitleyi Muharrem İnce’nin tanımıyla âdeta çılgına döndürdüler.
 
Şimdilerde sosyal medya üzerinde kampanyalar düzenleyerek sandıklarda görev alacak müşahitlerinin sayılarını arttırma telaşına girdiler, çünkü seçimde Kılıçdaroğlu’nun yüzde 44 değil en az yüzde 52 aldığına fakat oyların müşahit ve sandık görevlilerinin kandırılmasıyla düşük gösterildiğine inanıyorlar.
 
Hatta Kılıçdaroğlu’nu müşahitlerin arttırılması da kesmiyor, seçmeni oy verdikten sonra sandık bölgesinden ayrılmamaları yönünde sürekli ikaz ediyor.

Bu ne pişkinlik Meral Akşener

Kendisini ‘Ben Başbakan olacağım’ cümleleri ile ifade etmekten gayri hiçbir kayda değer program ve projesi olmayan ve Altılı Masa’ya zorla oturtulan Akşener nihayet arz-ı endam etti.
 
Akşener’den esaslı bir değerlendirme bekleyecek kadar naif olmadık şimdiye kadar çok şükür, o da bizi hiç yanıltmadı.
Akşener insan aklıyla dalga geçercesine Ya 2019'da PKK'ya, 2023'te de Hizbullah'a sırtını dayayanları seçeceksiniz, ya da ülkemizde terörün gölgesini bile barındırmayacak olanları seçeceksiniz’ dedi.
 
Sayın Akşener, sizi Sırrı Sakık ‘100 yıllık cumhuriyet ile hesaplaşacağız’ derken hiç kameralar karşısında görmedik, HDP’nin vekil adayı ‘Afrin’i TSK’dan geri alacağız’ derken hiç sesinizi duymadık, ittifakınızın Van mitinginde HDP flamaları eşliğinde konuşmalar yapılırken, yüzünde rabbi yessir gördükleriniz HDP seçmenine zafer işareti yaparken hiç sesiniz çıkmamıştı.
 
HDP’li vekiller ‘Kılıçdaroğlu HDP ile ne konuştuysa toplumla paylaşsın’ dediklerinde ağzınız mühürlüydü.
Bu ne pişkinlik Allah aşkına…
 
Siz daha Diyarbakır analarına gidememiş bir parti başkanısınız.
 
Siz, şehit yakınına ana avrat en galiz küfrü sallayanları milletvekili listesine koyarak tekrar meclise taşımış, Selahattin Demirtaş ile birlikte kahvaltı yapmanın heyecanına gark olmuş bir parti liderisiniz.
 
Siz daha Cumhurbaşkanı adayınıza ‘Neden terörle mücadele kapsamında TSK’nın sınır dışına gönderilmesine hayır dediniz?’ diye soramamış bir parti başkanısınız.
 
Sayın Akşener, altında imzanız olan ortak politikalar mutabakat metninde tek kelime PKK ya da YPG kelimesi geçmiyor, siz kime ne anlatıyorsunuz.

Salla oradan bir cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğu daha

Akşener konuşmasında şöyle devam ediyor: ‘Kılıçdaroğlu’na sayın Oğan ve bir başka arkadaşımız dâhil olmak üzere, İnce de dâhil, her türlü görüşme yetkisini, talepleri varsa o talepleri yerine getirme yetkisini, genel başkanlar olarak kendisine yetki olarak verdik. Arzu ettikleri her türlü görevi, görevlendirmeyi, talebi yerine getirebilir’
 
Bildikleri tek şey zaten bu.
 
Nerede bir tıkanma var, ver oradan bir cumhurbaşkanı yardımcılığı koltuğu, birkaç da bakanlık koltuğu ve çöz sorunu.
 
Şu anda zaten yedi cumhurbaşkanı yardımcılığı sözü verilmiş durumda, birer tane de Oğan ve Ümit Özdağ’a verseniz ne olur ki?
 
Dokuz cumhurbaşkanı yardımcılığı olur en fazla.
Meclis’te kontrolün Cumhur İttifakı’nda olduğu ve dokuz cumhurbaşkanı yardımcılı bir cumhurbaşkanının da Millet İttifakı’nda olduğu bir tablo, bu ülke açısından tam bir çöküş ve cinnet hâli demektir.
 
Bu millet bu kadar badireden sonra sizin ‘Ben başbakan olacağım’ söylemlerinizi nasıl elinin tersi ile itti ise, 28 Mayıs günü bu dokuz yardımcılı ucubeliğinize de en sert şamarı sandıkta yapıştıracaktır.

Defne Devlet Hastanesi açılıyor

Seçim meydanlarında başta Akşener, Turhan Çömez ve İmamoğlu gibi isimlerin ısrarla, göz boyama hamlesi, ortada ne inşaat var ne de bir temel dedikleri Defne Devlet Hastanesi bu hafta sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından hizmete alınıyor.
 
Sayın Akşener, elinizde mikrofon ‘Bu fevkalade parlak, bir o kadar da cüretkâr arkadaşlarımız, boş araziye beton döküp, hastane temeli atıyoruz diye Türkiye'ye yutturmaya kalktılar’ diye konuşmalar yapıyordunuz ama gelin görün ki hastane bitti ve hizmete alındı.
Hiç mi mahcubiyet yaşamıyorsunuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.