Mevzilerinde fırsat kolluyorlar

Sesli Dinle
A -
A +
Masada işler her geçen gün içinden çıkılmaz bir hâle geliyor. Hatta şu anda işler öyle bir noktaya geldi ki hangi adayı ortak aday olarak açıklarlarsa açıklasınlar, birilerinin o masada itibarını bırakmadan devam etme şansı kalmadı.
 
Kemal Kılıçdaroğlu gemileri yakalı çok oldu, kâh bir yerel televizyonda ‘bir de beni deneyin’ diyor, kâh kendi belediye başkanlarından sosyal medya üzerinden biat dilekçesi alıyor. Hatta düzenlenen etkinliklerde kendisinin 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak kürsüye davet edilmesini dahi keyifle izliyor.
 
Gerçi sosyal medya üzerinden belediye başkanlarından biat dilekçesi aldığında, birçok arkadaşımız artık Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday olma yönünde bir hamle yapamayacağını iddia ediyorlardı lakin siyaset böyle bir şey değil.
 
Süleyman Demirel’in ‘siyasette yirmi dört saat çok uzun bir süredir’ tespiti bugüne kadar asla hata payı olmaksızın kendini doğruladı. Biz, bu şaşmaz tespit doğrultusunda kaleme aldığımız yazımızda bugün yaşananları işaret ederek ‘her iki Belediye Başkanının verdiği mesajlarda hâlâ aday olmayacaklarına dair tek kelam yok, lakin yine de ‘yanındayız’ temalı bir mesaj var. Bu vakitten sonra İmamoğlu ve Yavaş şartlar zorladı diyerek aday olurlar mı bilinmez ama siyasette hiçbir konu sürpriz değildir. Mansur Yavaş’ın MHP’yi ‘MHP maalesef CHP’leşiyor’ gerekçesi ile terk edip sonra da aynı CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu hatırlanırsa ne demek istediğim daha net anlaşılır.’ diye not düşmüştük.
 
Şimdi tam böyle bir ortamda Meral Akşener’in Mansur Yavaş’a çık ve adaylığını ilan et dediği iddia ediliyor, Ekrem İmamoğlu da kendisinin o masanın en çalışkan neferi olduğunu ileri sürüyor.İşler burada kalsa iyi, şimdi ilk toplantıda Hüseyin Baş’ın da masaya dâhil edilmesinin Akşener tarafından gündeme getirileceği konuşuluyor.
 
Gerçi, Gelecek, Deva ve Saadet Partisi liderleri Hüseyin Baş’ı masada görmek istemiyorlarmış ama Hüseyin Baş şimdiden gemileri yakacak açıklamalar yapıyor: ‘Olumsuz bir cevap çıkması masada krize neden olur mu kestirmem zor; ancak toplumsal bir rahatsızlık, infial oluşabilir’
 
Nasıl ama?
 
Sanırsınız Hüseyin Baş’ın yüzde yirmilere yaslanmış bir oyu ve tabanı var.
 
Hoş, Baş da kendince haklı, Davutoğlu’ndan ya da Gültekin Uysal’dan nesi eksik?
 
Hatta, içinizden Gültekin Uysal kim diye kendi kendinize sorduğunuzu bile anlayabiliyorum ama masa böyle bir terkip işte.
 
Her ne kadar alınacak kararların yazılacağı punto büyüklüğü ve sayfaların kenar boşluğu bile kayıt altına alınarak müşterekleşmiş olsalar da tek bir sorun var: Aday
 
Adayları belli değil.Ehh, atılan taş havada kalmaz ya, o da belli olur inşallah.
 
***

Yassıada çukur mahkemelerinde sizin gibi hukukçulardan bol miktarda vardı

 
Halk TV’de 27 Mayıs kafasından bir türlü arınamamış birkaç kişi, yine oturmuş devri sabık ihdas etmekle meşguller. Eh, zaten masanın içinde merhum Menderes’in koltuğunda oturan zat bağıra bağıra ‘devri sabık yapacağız’ diye alenen naralar atıyorsa, Halk TV ekranına da konuyu konuşmak kalıyor.
 
Ne yani Halk TV’nin Akis dergisinden ne eksiği var.
 
Akis dergisi de Yassıada’daki çukur mahkemeleri başlarken iştah ile ‘Duruşmalar başlıyor’ manşetleri atıyor, kapağına da
 
Cumhurbaşkanı Bayar ve yağlı urgan fotoğrafı koyuyordu.
Mevzilerinde fırsat kolluyorlar
 

Altay Egesel yoksa Turgut Kazan var, Akis ve Ulus yazarları yoksa Şirin Payzın var

 
Programda Turgut Kazan isimli hukukçu zat bir soru üzerine ‘İmamoğlu'nun seçilmesi hâlinde iş bitmiştir...
 
Cumhurbaşkanı yargılanmayacağı için... Yav, zaten cumhurbaşkanı seçildiği zaman ne kadar AKP'li olursa olsun Yargıtay da İstinaf da selam duracağı için inanılmaz kararlar çıkar’ dediğinde, Şirin Payzın içinde biriktirdiği ne varsa dışına çıkarıyor.
 
Payzın’ın stüdyoyu dahi dayanılmayacak hâle getiren bu ifrazı aynen şu şekilde: ‘Bir anda Süleyman Soylu'yu içeride görme ihtimalimiz olabilir ya da cezalandırılmış şekilde’
 
Hiç bitmez bu ülkedeki devri sabık zihniyeti.
 
Dün, Menderes’i köpek ve bebek davası gibi düzmece davalar ile yargıladılar ve şehit ettiler.
 
O gün o mahkemenin koltuklarında belli bir zihniyetin temsilcisi olarak Altay Egesel isminde belli bir işe memur edilmiş birileri vardı, bugün de ‘çadır mahkemesi kurulabilir’ hayalini kuran Turgut Kazan var.
 
O gün, manşetleri ile millete yağlı urgan gösteren Akis dergisi vardı, şimdi de ‘bir anda Süleyman Soylu'yu içeride görme ihtimalimiz olabilir’ diyerek Halk TV ekranında heyecanını gizleyemeyen Şirin Payzınlar var.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.