Size bağlama çaldırmayacağız!

Sesli Dinle
A -
A +

Hanımefendi İstanbul’un vekili ama âdeta YPG sözcüsü gibi.

 

Gazi Meclis’in çatısı altında devlete ve millete meydan okuyarak ‘Siz iktidardan düşersiniz ama Kobani kolay kolay düşmez’ diyor.

 

Türkiye’nin derdinin Kobani halkı olmadığını, oradaki kan dökücü terör örgütü olduğunu İstanbul vekili olan bu şahsa anlatmaya gerek yok elbette, lakin Kobani dedikleri bölgeden kaçarak Türkiye’ye sığınmış on binlerce Suriyeli Kürt’ün, Suriye’deki vahşi terör örgütünün korkusundan Kobani’ye dönemedikleri de bir hakikat.

 

 

 

Sadece Türkiye’ye mi kaçtı masum insanlar?

 

 

 

Hayır, bugün yüz binlerce Kürt, Irak’ın kuzeyindeki bölgede hayat mücadelesi vermeye devam ediyor.

 

DEAŞ tehdidi ortadan kalkmış olmasına rağmen, acaba neden kendi evlerine ve yurtlarına dönemiyorlar dersiniz?

 

Sebebi açık, kendileri gibi düşünmeyen herkesi ezip yok ettikleri için.

 

PKK/YPG çizgisi, kendileri gibi düşünmeyen Kürt’e de Türk’e de Arap’a da hayat hakkı tanımaz. Bu coğrafyanın evlatlarını dağda, bayırda kurda kuşa yem ettirirlerken, kendi evlatları sahiplerinin başkentlerinde bir elleri yağda bir elleri balda sefa sürmekteler.

 

 

 

Suriye’deki diğer tüm Kürt oluşumlarını tasfiye ettiler

 

 

 

Bugüne kadar Suriye’de kendileri ile aynı çizgide olmayan Kürt grupları sürekli baskı ve şiddet ile sindirdiler, lider kadrolarına suikastlar düzenleyerek susturdular.

 

 

 

Bu yöntem bize yabancı mı?

 

 

 

Elbette değil, ömrünü kimlik inkârına dair siyasete son verilmesi noktasında harcamış Kemal Burkay’ı bile Kürt kabul etmediler, tehdit ile yıldırdılar, Orhan Miroğlu’nu memleketi Mardin sokaklarında dolaştırmadılar.

 

Irak kuzeyinde egemenliklerine mâni gördükleri tüm yapılara yeri geldiğinde ve hâlen nasıl sırtlanlar gibi saldırıyorlar ibret ile izliyoruz.

 

Bakınız, Suriye’de susturup konuşturmadıkları Kürt Ulusal Konseyi (KNC), bu kan içici terör örgütü ve Batı istihbarat teşkilatlarının kucağında beslenmiş yapıya dair neler söylüyor: “PYD, PKK’yı temsil eden yedek partidir ve Kürt halkının haklarıyla ilgili bir ajandası yoktur. Sadece PKK’ya lojistik destek sağlamak ve PKK’nın ajandasını yerine getirmek için kurulmuştur. Dahası bu amacı yerine getirmek için hiçbir aracı kullanmaktan çekinmezler. 

 

PYD, rejimle birlikte hareket ederek Kürt hareketinin, Kürt ve Suriye halkının taleplerinin baskı altına alınmasını sağladı. Rejimi ve rejimin ekonomik kurumlarını koruyarak rejime destek verdi... PYD’nin tek aracı silah ve baskıdır. Diğer seçenekleri etkisiz hâle getirir ve herhangi biri ile iş birliği yapmayı reddeder. PYD ajandasını, yoldaşları ve yöneticileri de dâhil olmak üzere, herkesten saklar. Son olarak, PYD Kürt hareketinin yayılmasını engellemek için adam öldürme, adam kaçırma ve tehdidi kullanır. Rejimin suç ortaklarıdır ve hepsi Suriye halkının düşmanıdır..."

 

Bunları söyleyen, Suriye’de yaşayan Kürtlerin hakları için 1957’den beri mücadele veren bir Kürt siyasi hareketi.

 

KNC liderleri bugün Suriye’de kendi evlerine ve bölgelerine dahi sokulmuyor.

 

 

 

İstanbul vekili Pervin Buldan bunu bilmez mi?

 

 

 

Elbette bilir ama bu konuları ağzına dahi almaz.

 

Tel Rifat bölgesinde kırkın üzerindeki köy YPG şiddeti ile boşaltıldı. Çoğunluğu Arap ve Türkmenlerden oluşan bu insanlar, bugün Suriye’nin farklı coğrafyalarında sığınmacı olarak zor şartlar altında yaşıyor. Sadece Tel Rifat değil tabii, başta Menbiç olmak üzere bu kan içici habis tümör, Suriye’de her geçen gün metastaz yapma ve demografi değişimi ile önce özerklik sonra da sadece kendileri gibi düşünenlerden oluşan bir yapı ile terör devletçiği kurma derdindeydi.

 

Ama olmadı.

 

Bugün birçok bölgede buna dur diyen bir Türkiye var ve bu İstanbul vekili, karanlıkta korkusundan ıslık çalan biçareler gibi ‘Siz iktidardan düşersiniz ama Kobani asla düşmez’ diyor.

 

Düşmesini istemediği Kobani değil, bölge halklarına kan kusturan terör yapılanması.

 

Şimdi topluca Meclis kürsüsünden savunma bütçesine saldırıyorlar.

 

Neymiş, Türkiye bu iktidarın yönetiminde güvenlik odaklı siyaset uyguluyormuş.

 

Ne oldu, bir zamanlar ‘PKK şu kadar kilometrekare alanı kontrol ediyor, T.C. askeri gece karakollara sığınıyor’ diye afra tafra yapıyordunuz!

 

 

 

HDP’nin iki yüzü

 

 

 

Yukarıda yazdıklarım ve yaşadığımız yıllar, HDP denilen oluşumun güçlü hissettiğinde ve zayıf kaldığında olmak üzere iki yüzünün olduğunu bizlere gösterdi.

 

Kendisinde güç vehmettiği zamanlarda devlete ve millete meydan okumaktan imtina etmeyen, Kürt Yasin Börü’nün kafasının taşlar ile ezilmesine dahi esaslı bir kelam etmeyen bir HDP.

 

Terör örgütü ile kapsamlı mücadele edilip örgüt etkisiz kılındığında ise; bağlama çalan, güvenlikçi siyaset diye suret-i haktan ifadeler kullanmayı zaruret gören bir HDP.

 

Bu millet size o şansı sundu ama siz temsil ettiğiniz kitlelerin taleplerinden ziyade, Kandil’in ve onun da taşeronluğunu yaptığı emperyalizmin safını seçtiniz.

 

Bu vakitten sonra size bağlama çaldıran çıkar mı?

 

Elhak çıkar, memleket müptezel dolu ama dinleyeniniz olur mu hiç sanmıyorum.

 

Bu seçimlerde en büyük tokadı siz yiyeceksiniz, hep beraber göreceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.