TOKİ İslam Cumhuriyeti

Sesli Dinle
A -
A +

Kentsel dönüşümü dün rantsal dönüşüm diye yaftalayıp engelleyenler şimdi utanmadan bilim ve liyakat temalı paylaşımlar yapıyorlar. Neymiş efendim, aklın ve bilimin öncülüğünde hareket edilseymiş bu yaşananlar yaşanmazmış lakin iktidar aklın ve bilimin yolunu tercih etmemiş!..

 

 

 

Bilim kilisesi müntesipleri

 

 

 

İşte bu bilim kilisesinin müntesipleri, sanki bilim insanlarının ortaya koyduğu deprem risklerine itiraz eden varmış gibi günlerdir ağız ishaline tutulmuşçasına aynı lakırtılar ile durup dinlenmeksizin aynı cümleleri tekrar ediyorlar.

 

Oysa bugüne kadar ‘Türkiye deprem riski altında bir ülke değildir, bilim insanları doğru söylemiyor’ diyeni de duymadım, yapılacak binada kullanılması gereken malzemenin evsafını abartı bulduğunu iddia eden mühendis de işitmedim.

 

 

 

O zaman neden yıkıldık?

 

 

 

Cevabı oldukça basit.

 

1999 Gölcük depremine kadar oluşmuş olan yapı stokunun çürüklüğünden,

 

Son 80 senede oluşmuş çarpık şehirleşmeden,

 

1940 ile 1999 arasında yaklaşık 6 milyon 800 bin adet çürük bina inşa edilmesine göz yumduğumuzdan,

 

Yıllarca göç alan şehirlerimizde vatandaşa imarlı ve altyapısı oluşturulmuş alanlar sunamayışımızdan,

 

1948 yılından bu yana yirmiye yakın imar affı çıkarttığımızdan,

 

Kentsel dönüşüm çabalarını örgütlü bir kötülük ile akamete uğrattığımızdan,

 

6306 Sayılı Kanunun çıkmaması için denemedik yol ve yöntem bırakmadığımızdan...

 

Var mı bu konulara temas eden?

 

Herkes sloganlar ve klişe söylemler ile kitlesine mesaj ulaştırmanın derdinde.

 

Karşısında mikrofonu bulan, kalemini eline alan direkt konuya giriyor: ‘Liyakatli kadrolar ile yönetmediğiniz ve bilimi dinlemediğiniz için bunlar yaşandı.’

 

Ya konuyu parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmemize bağlayan muhalefet partisi liderlerine ne demek lazım?!.

 

Görmek isterler mi bilemem, lakin yıkılan konutların yüzde 95’i 1999 öncesi yani parlamenter sistem sürecinde inşa edilen konutlar. Buradan ‘yıkımın sorumlusu parlamenter sistemdi’ demek ne kadar akıl kârı ise, yıkımı başkanlık sistemine bağlamak da o kadar akıl kârı işte.

 

TOKİ İslam Cumhuriyeti diye manşetler atıp, sayfa dolusu yazılar yazıyordunuz.

 

TOKİ bu konutları ve tesisleri inşa ederken fondaş medyada ‘TOKİ İslam Cumhuriyeti’ diye yazılar kaleme alıyor, yapılanları itibarsızlaştıracak manşetler(*) atıyordunuz. Aynı fondaş medyanın bugün deprem konusunda akıl, bilim ve liyakatten bahsetmesi katıksız bir beşinci kol faaliyetidir.

 

Oysa deprem riskini bilimin ışığında değerlendiren bakanlık, sadece TOKİ eli ile 1 milyon 200 bin adet depreme dayanıklı konut, 1389 adet okul, 1000 adet spor salonu, 269 hastane, 215 yurt, 22 üniversite binası ve 19 stadyum inşa edilmesini sağladı.

 

Bölgedeki bu yapıların tamamının ayakta oluşuna dair ‘bilimin ışığında’ diye başlayan iki kelamınız olmayacak mı?

 

Bu depremde, deprem bölgesine inşa edilen 133 bin konut, onlarca hastane, KYK yurtları ve okullar şehirlerin deprem denilen afete karşı nasıl dayanıklı olabileceğini bizlere açıkça gösterdi.

 

Son on yıl içerisinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun kapsamında ilan edilen 121 bölgedeki riskli yapılara karşı organize direniş ortaya koyanların, şimdi bilimi sakız gibi durmaksızın çiğnemelerini anlamak aslında hiç de zor değil.

 

Zor değil, çünkü bu yıkıcı zihniyetin bu ülkede taş üzerine taş konulmasına karşı ortaya koyduğu direnç hepimizin malumu lakin azgınlıklarından sesleri oldukça organize ve çok çıkıyor.

 

Oysa son depremde yıkılan binaların yüzde doksan beşinden fazlasının 1999 depremi öncesinde inşa edilmiş olan konutlar olduğunu, hasar tespit çalışmaları sonucunda ortaya koyulan tablodan açıkça görebiliyoruz.

 

Kuşkusuz bu yapı stokunun da değişmesi gerekirdi, lakin bu konuda ortaya koyulan her adımın ‘bu kafa beton kafasıdır’ diye nasıl ahlaksızca yaftalandığını sadece o gün değil bugün bile bizzat yaşayarak görüyoruz.

 

Tüm yukarıdaki bu tabloyu görmeyip Ahmed Arif’ten acıya dair bir şiir paylaşmak ve meşrebinin gereği beslendiğin mahalleye tek kelam edememek taşların bağlandığı köpeklerin serbest bırakıldığı dönemlerde işe yarıyordu.

 

Şimdiki çirkefliğinizin ve saldırganlığınızın sebebi ise, hem o eski güzel günlerinize duyduğunuz hasretten hem de vasatınızın ortaya çıkmasından kaynaklanıyor.

 

.....

 

(*) www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/02/11/toki-islam-cumhuriyeti

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
çapan karacaer 1 Mart 2023 02:13

yıllık abonelikte aylık 15-20 tl olsa çok kişi abone olur fikileriniz daha çok yayılmış olur lüfen

Bahri ARSLAN 23 Şubat 2023 13:02

Allahüteala razı olsun Yusuf Bey Hizmetimize tercüman oluyorsunuz Rabbim yâr ve yardımcınız olsun inşallah

ab_demir41@hotmail.com23 Şubat 2023 11:05

Çok teşekkür ederim Kalemine yüreğine sağlık olsun Allah razı olsun sağolasın varolasın