Tövbekâr kedi ve avuç avuç mermi

Sesli Dinle
A -
A +
Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta durdu durmadı ve hudut güvenliğine dair öyle bir paylaşım yaptı ki akıllara durgunluk verecek cinsten. Kılıçdaroğlu mezkûr paylaşımında hudutta bekleyen askerimize aynen şöyle sesleniyordu:
 
‘Mehmetçiğimize sesleniyorum. Vatan hepimizin vatanı, hudut da hepimizin namusu. Sınırda görevinizi yapın, kimseyi dinlemeyin.
 
Demokrasilerde millet iradesinin tecellisi olarak siyaset yapan, demokratik olgunluğa erişmiş, demokrasiyi sindirmiş bir liderin söyleyeceği sözler mi bunlar?
 
Benzer türdeki bir çağrıyı Suriye’ye yapılacak harekâtın öncesinde de yapmış ve Genelkurmay Başkanlığı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vereceği talimatlara uymamasını talep etmişti.
 
Demek ki paradigmalar parmak şıklatırcasına kolay değişen şeyler değilmiş, bir kez daha yaşayarak öğreniyoruz.
Elbette Mehmetçik zaten hudutta önemli bir vazifeyi kanı pahasına yerine getiriyor ve sınırların akıllı sistemler ile muhafazası maksadıyla olağanüstü tedbirler alınmış durumda. Bu durumda insan, Cumhurbaşkanlığı makamına talip bir liderden varsa elbette bu sistemin eksiğine dair eleştiriler duymak ister; ama âdeta askeri itaatsizliğe çağırırcasına ‘kimseyi dinlemeyin’ der mi?
 
Diyor işte, çünkü fabrika ayarlarını değiştirmesi bu yaştan sonra pek de mümkün olmuyor.
 
Ne zaman bu ve buna benzer durumlar ile ilgili bir şeyler kaleme alsam Berat Özipek hocanın bir yazısında okuduğum hikâye aklıma gelir.

"Sarığı tövbekâr sarığı, ama..."

Bir zamanlar, bir evde zalim bir kedi varmış. Bir de mutsuz farecikler. O evde her gün tandırda ekmek pişirilirmiş. Ateş söndükten sonra fareler, ekmek kırıntılarını yemek için tandıra girer, o anı bekleyen kedi de arkalarından girip onları haklarmış.
 
Ama bir süre sonra fareler işin farkına varmış ve tandıra girmemeye başlamış. İşte ‘kedinin tövbesi’ de o günlere rastlamış. O güne kadar yaptıklarından pişman olduğunu ifade edip, başına ‘tövbekâr sarığı’ bağlayan kedi, gidip tandırın önüne oturmuş ve fareleri içeri buyur etmiş.
Kedinin niyetinden kuşku duyan fareler, ona yem olmaktan korkup, tandıra girmekte acele etmemeye ve birine akıl danışmaya karar vermişler. Durumu yaşlı ve bilge bir fareye anlatıp, fikrini sormuşlar.
 
Gelip kediye bakan yaşlı fare umut vermemiş; ‘valla, sarığı tövbekâr sarığı, ama gözler aynı gözlerdir’ demiş...
Bu kadar helalleşme, demokrasi, özgürlük sloganları tövbekâr sarığına rağmen CHP gerçeğini hiç ama hiç değiştirmiyor ve bir yerde fabrika ayarları kontrolsüz bir şekilde ortaya çıkıveriyor.

Meral Akşener Meclis kürsüsünde avuç avuç mermi serpiştirdi

Nasıl bir sıkışmışlık hâlidir bilinmez ama Akşener tabanını konsolide etmek için son derece kontrol dışı hareketler yapıyor. Partisinin il başkanlığı binasına isabet eden bir mermi üzerinden başlayan mağduriyet algısı olağanüstü boyutlara kavuşturuldu ve Akşener Meclis’teki grup konuşmasında ‘korkmuyoruz’ diyerek sağa sola avuç avuç mermi fırlattı!..
Sayın Akşener, Fatma Kurtulan’ın sizi ve partinizi son derece tahkir eden konuşması Gazi Meclis’in çatısı altında hâlâ duruyor. Kurtulan size parmağını sallaya sallaya ‘İyi Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK'ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz’ dedi ve sizden bu had bildiren konuşmaya dair tumturaklı bir açıklama bugüne kadar duyulmamışken, bekçinin mermisine dair geliştirdiğiniz hamasi söylemler sizi kurtarır mı dersiniz?
Sayın Akşener, Demirtaş’ın size hitaben yazıp kamuoyu ile paylaştığı mektuba dair hâlâ tek kelam etmediniz ama bir inşaat bekçisinin tabancasından çıkma merminin gece yarısı il başkanlığı binanıza isabet etmesi üzerinde büyük mağduriyet söylemleri geliştirme telaşındasınız.

Vatandaşın sizden duymak istedikleri

Siz kumar masası dediğiniz masaya, noter olmam dediğiniz masaya Çukurambar’daki ABD elçiliğinin hemen karşısındaki otelde geri dönmeye nasıl ikna edildiniz de döndünüz?
Vatandaş bunun cevabını sizlerden istiyor.
 
Sadece vatandaşlar değil partinizin en önemli isimlerinden Yavuz Ağıralioğlu da aynı sualin cevabını istiyor sizden.
Vatandaş, HDP ile sizin de adınıza konuşarak pazarlık yapan Kılıçdaroğlu’na dair iki kelam duymak istiyor. ‘Kılıçdaroğlu oraya CHP Genel Başkanı olarak gider ve masaya bir şart getiremez’ dediniz lakin Kılıçdaroğlu’nun masaya Millet İttifakı’nın ortak adayı olarak gideceğini ve gittiğini parti sözcüsü Faik Öztrak bizzat açıkladı, HDP size hitaben defalarca açıkladı ama vatandaş sizden tek kelam duyamadı.
 
Yani Pervin Buldan’ın eli sizin adınıza sıkıldı, masaya sizin adınıza da oturuldu ve sizden tek kelam duyamadık.
Tüm bunlar ortada dururken, Meclis kürsüsünden avuç avuç mermi fırlatıp, Kürşat destanından bahsetmeniz gerçekten eriyip giden tabanınızı konsolide eder mi sanıyorsunuz?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.