Türkiye Cumhuriyeti devlet aklının temelinin atıldığı yer: Gazi Meclis

A -
A +
Geçtiğimiz cuma günü Meclis’te icra edilen yemin merasimindeydim.
Yeni Meclis, temsilde adalet noktasında neredeyse son zamanların en yüksek temsil değerini ihtiva etmekteydi. Tek sorun belki de CHP’ye zerre katkı sunmadan ve milletten yeteri kadar oy almadan kırka yakın koltuğu garantileyen Kılıçdaroğlu’nun misafirleriydi.
Sorun dediysem, temsilde adalet anlamında zira bu husus temsilde adalet kavramına son zamanlarda vurulmuş en büyük darbeydi lakin biz yine de bardağa dolu tarafından bakarsak seçmen iradesinin yüzde doksanından fazlası bu Meclis çatısı altında temsil ediliyor.

Vatandaş usta bir sanatkâr

Vatandaş âdeta usta bir sanatkâr edasıyla öyle bir tablo ortaya koydu ki her şey yerli yerindeydi.
 
Seçmen, Hasan Cemal’i en yaşlı üye olarak Meclis’e göndermezken, Devlet Bahçeli’yi en tecrübeli siyasetçi olarak Meclis’e gönderdi ve Meclis’in açılışında Bahçeli’yi geçici Başkan olarak konumlandırdı.
Bu esnada Bahçeli’nin yaptığı konuşmada bir cümle vardı ki her şeyin özeti niteliğindeydi.
 
Bahçeli; Gazi Meclis’i Türkiye’deki devlet aklının temelinin atıldığı yer olarak nitelendirdi ve tüm vekillere bu anlamda yüklendikleri emanetin ne kadar ağır olduğunu çok özel bir lisan ile ifade etti.
 
Yine son yapılan seçim ile vatandaş Cumhurbaşkanı’nı da hem devletin başı hem de yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanlığı locasında tutmayı sürdürdü.
 
Cumhurbaşkanı alkışlar içerisinde Meclis’e geldiğinde, Kemal Kılıçdaroğlu ayağa kalkmayarak aslında demokratik kültürden ne derece nasipsiz olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Söz konusu demokrasi olduğunda mangalda kül bırakmayan bu nasipsizlerin, milletten yetkiyi alamadıklarında nasıl pervasız davranabildiklerini, millete bidon kafalı deme cüreti gösterebildiklerini bilmeyen mi kaldı Allah aşkına.
 
İşte vatandaş bu tabloda da Kılıçdaroğlu’nu Meclis locasına izleyici olarak gönderdi.

İstiklal Marşı’nı dahi okumayan HDP

Meclis çatısı altında bu vatana sadakat ile bağlı kalacağına dair yemin eden HDP’li vekillerin ise İstiklal Marşı’nın okunması esnasında dudak dahi kıpırdatmadıklarına bir kez daha şahitlik ettik.
Bir ülkenin bağımsızlık şiarlarının başında gelen millî marşını dahi okumak istemeyenler, kendi vatanlarına sadakat besleyebilirler mi?
Evet Sayın Kılıçdaroğlu, el sıkışıp ‘Meclis çatısı altında çözülemeyecek sorun yoktur’ dediğiniz Pervin Buldan ile Mithat Sancar’a iki kelam edebilecek misiniz?
 
Peki, günlerce ‘HÜDA PAR yemin etmek istemediği için yemin töreni seçim sonrasına bırakıldı’ yalanını hem seçim otobüslerinin üzerinde hem de ekran ekran anlatan utanmaz yalancılar, zerre yüzünüz kızardı mı?
 
Hiç sanmam zira bu seçimlerde ortaya konulan yalanlar unutulacak gibi değil.
 
Beraber aynı sandığa girdiğiniz HDP, İstiklal Marşı’nı okumazken, HÜDA PAR milletvekilleri ‘Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal’ mısralarını haykırıyorlardı.
 
Ama bu duruma da mayalıyız zira Mehmet Akif, İstiklal Marşı’nı yazdığında da birtakım çevreler “Biz Batı medeniyetinin bir parçası olmak için olağanüstü bir çaba veriyoruz, lakin İstiklal Marşı bu medeniyeti tek dişi kalmış bir canavara benzetmekte” diye fırtına estirmekteydiler.
 
Sizce İstanbul’un sokaklarına ‘zulüm 1453’te başladı’ diye hayasızca yazanlara HDP’lilerin İstiklal Marşı okumaması ne kadar dokunmuştur.

Meclis’teki merasimde aklımdan geçenler

Onlarca yayın kuruluşu Meclis’teki yemin töreninde canlı yayın yapıyor ve yüzlerce konu detaylarına kadar konuklarca değerlendiriliyordu. Bu esnada bir kenara çekildiğimde aklımdan geçenler gözlerimi de doldurdu.
 
Kesintisiz bir şekilde on seneden fazla bir demokrasi şöleni içinde bu merasimlerin ve yenilenmelerin icrasına izin vermediler. Her on senede bir Meclis’e müdahale ettiler, muhasara altına aldırdılar, tepesinde tayyare uçurdular, Meclis Genel Kurul Salonunda Cumhurbaşkanı seçimleri için toplanmış milletvekillerine en galiz küfürleri salladılar.
 
Bu esnada Meclis’i baskı altına almak maksadıyla tepede F-16’lar  uçurdular ve en nihayetinde 15 Temmuz gecesi Gazi Meclis’i vurarak ihanetlerini zirveye taşıdılar.
 
Tüm bu badirelere rağmen Gazi Meclis 2002, 2007, 2011, 2015, 2018 ve 2023 yıllarında yapılan demokratik seçimlerin sonucunda kesintisiz yemin törenlerine şahitlik ediyor.
Müdahalelerden arındırılmış demokratik ortamlar sadece Türkiye’deki demokratik olgunluğu arttırmakla kalmıyor aynı zamanda ortaya konulan istikrar tablosu Türkiye Yüzyılı diye adlandırılan Kızılelma yolunda seri ve emin adımlar atmamızı da sağlıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
oğuz varlık 4 Haziran 2023 08:34

eline yüreğine sağlık Alabarda kardeşim..!