Türkiye’yi sadakat testinden geçireceklermiş!

Sesli Dinle
A -
A +
Uzunca bir zamandan bu yana bu köşede tekrar ediyorum, bu seçimler Esad’ın da İran’ın da İsrail’in de Biden ile ABD’nin de umudu. O yüzden 2023 yılında küresel ölçekte dengeleri değiştirecek yegane seçim, Türkiye’de yapılacak olan seçimdir diye başlıklar atıyorlar.

Küresel salgın ve ekonomik durgunluklar, iklim değişikliği kaynaklı kuraklıklar, seller ve yangınlar, Ukrayna’nın işgali ve enerji fiyatlarındaki artışların oluşturduğu fiyat artışları...

Hepsi ama hepsi kendi ülkelerini etkilemiş olsa da dönüp dolaşıp bu iş Türkiye’deki seçimi nasıl etkiler konusuna gelip dayanıyor.

Şimdi de depremin seçimleri nasıl etkileyeceği üzerine ümidvar yazılar kaleme alarak hem kendilerini ümitlendiriyorlar hem de viran olmuş evlerin enkazında siyaset yapan baykuşlarını...

Geçtiğimiz gün tam bu minvalde Reuters’da Hugo Dixon imzalı bir değerlendirme yayınlandı. Erdoğan sonrası özlemler ile dolu olan bu yazı aslında ABD’de kaleme alınan ‘Erdoğan sonrası neler yaşanabilir?’ tarzındaki yazılar ile aynı tonda.Mezkûr yazarın bu yazısını okurken ‘tilkinin kırk rüyası vardır kırkı da tavuk üzerine’ söylemi aklıma geldi,

Yazı ibretler ile dolu

Depremin de oluşturduğu bilanço Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesine neden olabilirmiş ve bu da ABD ve Batı’nın Türkiye ile olan ilişkilerinde tekrar normalleşme süreçlerini başlatabilirmiş. Çünkü altı partili Erdoğan karşıtı blok kazanırsa, demokratik normlar ve hukukun üstünlüğü geri gelecekmiş.

Sizce, Batı’nın demokratik normlardan ve hukukun üstünlüğü kavramından anladığı ne olabilir?

Mısır’da seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin zindanda öldürülmesine destek vermiş ve darbeci diktatörü Paris’in saraylarında madalya ile taltif etmiş bir paradigmadan bahsediyorum size. Bunların demokratik norm ve hukukun üstünlüğü kavramından anladıkları, darbecilerin salıverilmesi, PKK iltisaklı kamu görevlilerinin FETÖ kapsamındaki KHK’lılar ile beraber kamuya geri dönmesi ile Osman Kavala ve Enver Altaylı gibi isimlerin kayıtsız şartsız salıverilmesinden ibaret.

Yoksa demokrasi derdi olan bir Batı 15 Temmuz gecesi ortalığı ayağa kaldırır ve seçilmiş hükûmetin yanında yer alırdı değil mi?

Oysa o gece milletin üzerinden tankları ile geçmiş adamlar şimdi Batı başkentlerinde sadece ellerini sallayarak gezmiyorlar aynı zamanda büyük destek de görüyorlar.

Altılı Masa sadakat testinden geçecekmiş

Şayet Altılı Masa seçilirse, İsveç ve Finlandiya hemen üye yapılarak Türkiye sadakatini de NATO’ya ispat edecekmiş. Konu Türkiye’nin sadakati ise koca bir soğuk savaşın güneydoğu cephesinin yükünü yarım asır boyunca taşıttınız, yine de darbelere destek vermekten vazgeçmediniz, kim kimin sadakat testinden geçecek acaba?

Sizlere bu testi yapma öz güvenini aşılayanlar elbette millet vicdanında tartılacaktır yeri ve zamanı geldiğinde.

Türkiye’nin yutup sindirmesi gereken acı reçete

Analist ayrıca Türkiye’ye yatırımcıların kolay kolay girmeyeceğini, öncelikle Türkiye’nin kendisine sunulan acı reçeteyi yutup sindirene kadar uluslararası tüm yatırımcıların kenarda bu sürecin aşılmasını bekleyeceklerini dile getiriyor.

Heybedeki turp

Heybedeki asıl büyük olan turp ise Türkiye ile Rusya ilişkileri üzerine kaleme alınan kısım.Her ne kadar Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşmasının gerekçesi olarak Erdoğan ve Putin’in yakınlaşması gösterilse de Türkiye’de Erdoğan’a karşı gerçekleştirilen başarısız darbe girişiminin arkasında Batı’nın siyaseti olduğuna dair tek kelam dahi edilmiyor.

Rusya’nın, Erdoğan’ın sıkışık zamanında Türkiye’ye döviz rezervlerini genişletmesi için borç vermiş olabileceğini ve iki lider arasındaki ilişkilerin şeffaf olmayışının altının çizildiği yazıda, her ne kadar Erdoğan, kanıt olması hâlinde yaptırımlara uygun hareket edeceklerini söylese de altı partili koalisyon bu konuda Rusya’ya karşı çok daha net bir duruş sergileyerek, Batı ile birlikte hareket edeceğini söylüyor.

Tüm bunların karşılığında ne olacak?

Türkiye elbette Batı’nın kendisine çizdiği bu alana rıza gösterir ve bu alanın dışına çıkmazsa ödül olarak AB’ye alınmasa dahi gümrük birliğinde bazı imtiyaz alanları kendisine açılabilecekmiş.Daha ne yapsınlar?Az bir fedakârlık mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.