Sinemada bu hafta | ABD kâbusu: “İç savaş” Amerika Bölünmüş Devletleri!

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ - Hollywood “kehanetlerinin” hangileri bugüne kadar gerçekleşti? Felaket senaryolarından ne kadarı kurgu, ne kadarı ise psikolojik hazırlıktı?

Bu tartışmalar bir sinema yazısının “cüssesinin” çok üzerinde! Ancak son zamanlarda Teksas sınırındaki göçmen geçişi tartışmaları üzerinden Amerika Birleşik Devletleri'nin “Amerika Bölünmüş Devletleri”ne dönüşme ihtimali artık daha çok konuşuluyor. Bir araştırmaya göre ABD’lilerin yarıya yakını gelecek on senede bir iç savaş yaşayacaklarını düşünüyor!

İşte bu “kâbusu” tasvir eden distopik bir Hollywood savaş filmi vizyonda... 

Yönetmenliğini daha evvel “Ex Machina”ne de imza atan Alex Garland’in üstlendiği “İç Savaş” (Civil War) ABD’de çıkan iç savaşı başkanla röportaj yapmaya çalışan bir grup gazetecinin gözünden işliyor. Eserin oyuncu kadrosunda ise Kirsten Dunst, Jesse Plemons, Nick Offerman, Wagner Moura, Stephen McKinley Henderson, Cailee Spaeny ve Karl Glusman gibi isimler yer alıyor.

BAŞŞEHİR DÜŞERKEN…

Günümüzden çok uzak olmayan bir gelecekte geçen hikâyede ABD, bütün dünyada harladığı ateşten bu defa kendisi muzdarip. Eyaletler arasında büyük bir iç savaş başlamış, Batı Kuvvetleri büyük ölçüde memleketin kontrolünü ele almıştır. Her tarafa terk edilmiş arabalar yığılı, insanlar su kuyruğundalar ve ülkeye büyük bir kaos hâkim. Artık başşehir Washington DC de düşmek üzere ve Beyaz Saray’a sıkışan ABD Başkanı’nı koruyan bir avuç özel ajan kalmış durumda. 

Böyle bir cehennemde daha önce başka ülkelerdeki savaşlarda yer almış meşhur foto muhabiri Lee ile gazeteci Joel, New York’tan ateş çemberi içerisindeki başşehre ulaşıp Beyaz Saray’da Başkan’la röportaj yapmayı kafalarına koyarlar. Yanlarına da yaşlı kurt Sammy ile toy Jessie’yi de almak zorunda kalırlar. Bu uzun yolculukta karanlık, kanlı ama sıra dışı bir savaş hikâyesi meydana gelir!

TESİRLİ BİR ATMOSFER

İngiliz yönetmen Alex Garland, ABD’nin parçalanma ihtimali gibi realist ve alaka çekici bir zeminden yükselen eserinde, tesirli bir atmosfer meydana getiriyor. Ancak bu alışılmış tarzda bir savaş filmi değil. ABD’lilerin korkularının beslendiği yapımda, hadiselerin siyasi arka planı derinleştirilmiyor. Bunun yerine ABD’de yaşanacak bir iç savaşın ne kadar dehşetli olacağına odaklanılıyor. Amerikalılara dersler veren yapımda; demokrasiye sahip çıkma gibi vurgular öne çıkarılmak isteniyor.

Bu sebeple hislere yoğun şekilde hitap eden bir eser meydana getiriliyor. Türüne göre düşük bir temposu olan filmde buna rağmen zaman zaman “patlama anları” ve oldukça kanlı sekanslarla seyirci kendine getiriliyor. Savaşın tenakuzları resmedilerek mizahi dil de kullanılıyor, yer yer “hüzünlü bir öfke” de öne çıkarılıyor. 

Gazeteci gözlemciliği ile orta yolcu bir duruş öne çıkarılıyor gibi görünse de “Trump’vari” bir başkan profili çizilerek “liberal sol” isyancılara nispeten yakın bir cepheden hadiseler ele alınıyor. 

ÇOK KONUŞULACAK

Filmde çekilen fotoğraf kareleriyle beslenen sinematografi de dikkat çekiyor. 

Evet, “İç Savaş”ın zayıf anları var; gazetecilerin bir askere dönüştüğü savaşın göbeğindeki sahneler ise fazla “fantastik”. Netice ise meydana gelen beklentilerin biraz altında!

Buna rağmen “İç Savaş” mevzusu ve savaşı ele alış cephesiyle seyircisine tesir eden, çok konuşulacak ve hafızalara kazınacak bir eser oluyor. 

Haftanın diğer filmleri

 “Tutsak Abigail”
 “Aşk Filmi”
 “Meraklı Kedinin 10 Yaşamı”
 “Dali’yi Beklerken”
 “Robot Düşleri”
 “Kimsesiz”

En çok seyredilenler

 “Kung Fu Panda 4” 108 bin 245
 “Godzilla ve Kong: Yeni İmparatorluk” 50 bin 356
 “Üç Harfliler: Nazar” 27 bin 342
 “Hep Yek: Aşiret” 23 bin 9
 “Ekip: Siberay-Güneş Fırtınası” 21 bin 964