Betül Bayram Altınbaşak

Bugün sevgi sözcüklerinin belki de en çok anlamını bulduğu gün. Annelerin yaşları nereye gelirse gelsin hâlâ küçük gözlerdeki kıvılcımı, sevgiyi yakalamaya çalıştıkları gün. Bugün dünyanın en cefakâr, en vefakâr varlıkları annelerin günü

İş hayatındaki rekabetin artmasıyla birlikte yaygınlaşan "bir şahsı hedef alıp, onun üzerinde baskı kurma ve galip gelme" isteği, insanların sağlığı üzerinde birçok zararlı etkiyi de beraberinde getiriyor. Bunu aşmak için bütün çalışanların ortak çıkar ve faydada buluşması şart!

Şarkılar hep ondan bahsediyor. Onun üzerine kitaplar yazılıyor, filmler çevriliyor. Ama yine de birçok insan onun eksikliğinden bahsediyor. Adına sevgi denilen bu şeyi, kazanmanın bazı kuralları var.

Hayattan ne bekliyoruz? Ne için yaşıyoruz, ne pahasına kazanç ve kayıplarımız oluyor? Okul, iş, başarı, kariyer derken etrafımızdaki güzelliklere gözü kapalı kalıyoruz. Gelin buna biraz ara verin ve yorgun bedeninizin çığlığını duyun.

Bazı şeyleri göze alamazsanız kaybettiklerinizin acısı ve geriye dönememenin çaresizliği çok daha büyük olur. O halde, 'keşke şöyle yapsaydım da, şu şöyle olsaydı' demek istemiyorsanız riski göze almalısınız.

İnsan yaratılışı gereği yalnız yaşayamaz. Dolayısıyla çevresinde birçok organizasyona girmek zorundadır. Bu ortamlarda ön yargılarından kurtulup, farklı düşüncelere saygı gösterip, suçlamak yerine çözüm üretip, eleştirileri kabullenip, grup bilinciyle hareket ettiği takdirde başarıya ulaşabilir.

Kendimizi tanımamızda ilgilerimizin rolü çok büyük. Çünkü takdir ettiklerimiz işimize yaklaşımımızı büyük ölçüde etkiliyor. Yani seçtiğimiz meslek bizim ilgi alanlarımızla ve kişiliğimizle uyuşmuyorsa bir süre sonra iş bıkkınlığı, verim kaybı, mutsuzluk gibi birçok süreç birbirini etkiliyor.

Çekişmelerden, kavgalardan hele de günümüzün çetin rekabet şartlarında uzak durmak kolay mı? Her taraf rakip dolu. Okulda, işte, sokakta, trafikte bile... Herkes bir şeyleri birisinden önce yapmak istiyor. Önce kendi işini hallettirmek, önce kendi gideceği yere varmak, önce yükselmek önce önce....

"Bu yaz farklı bir şeyler yapmak, kendimi geliştirmek istiyorum" diyen öğrenciler için bulunmaz bir fırsat. Kayıtları şimdiden başlayan Gençlik Servisleri Merkezi ile, yurt dışında hem eğlenebilir hem de öğrenebilirsiniz

"Saçımı süpürge yaptım, didindim durdum, kimseye yaranamadım..." feryatlarını çok duymuşsunuzdur. Bunun sebebi, fedakârlığın dozunu iyi ayarlayamamaktır

Hepimiz hayatımızın marangozuyuz ve işçiliğimizi ne kadar titiz yaparsak ömrümüzün kalitesi ona göre artar. Bu yüzden yeteneklerinize uygun meslekleri tercih etmek gençlik döneminin en önemli aşaması.

Düşününce kızacak ne çok şey var şu dünyada öyle değil mi? Önemli olan bu duygu ile nasıl yaşadığımız ve nasıl kontrol altına aldığımızdır. İşte öfkenizi kırmak için yapmanız gerekenler...

Sözlerin gücüne inanır mısınız? "Hoş sözler kısa ve söylenmeleri kolay olsa da, yankıları gerçekten sonsuzdur..." derler. Siz ne dersiniz, küçücük bir söz insan hayatını derinden etkiler, düşüncelerini bir anda değiştirir mi?.. Hani sıkıntılı bir anda yüreklendirici bir "aferin, başaracaksın, sana güveniyorum" gibi kendisi küçük etkisi büyük kelimeler... Şayet, ‘çok da önemli değil' diye düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz. İşte size bu konuda küçük bir hikaye...

İşe yeni başlayacakların aklındaki en büyük soru "patron benden ne ister" şeklindedir. Yöneticilere nasıl eleman seçimi yapacakları konusunda tavsiyeler veren konunun uzmanları, onlara bu işin bazı püf noktalarını anlatıyor. Patronların nelere dikkat ederek çalışma arkadaşlarını belirlediklerini merak ediyorsanız bu püf noktalarını bilmelisiniz...

Hepimizin hayatımızda dengelemek istediği alanlar bulunuyor. Kimisini iş, kimisini okul, kimisini de ev işleri stresin pençesine atar. Nefes aldığımız sürece hep var olacak olan stresten beyin gücünü kullanarak arınmak mümkün müdür?

Her yeni yıla yeni umutlarla giriyoruz. Yıl içinde kendimizce mutluluğu arıyoruz. Bazen istemediğimiz şeylerle karşılaşıyoruz. Ama hayat, yolumuzun üzerine her yıl belki farkedemediğimiz onlarca torba altın bırakıyor. İşte bunların farkına varırsak, kendi mutluluğumuzu yakalamış oluruz.

Zihninizi kontrol altına alarak daha verimli ve başarılı olabilir, hayatınızı daha kontrollü yaşayabilirsiniz; nasıl mı? NLP sayesinde, yani beyninizi programlayarak...

"Çok az insan, kendi mutluluğunu geliştirmek için zaman ve düşünce harcar" diyor bir düşünür. Her şeyin para olarak algılandığı bir dönemde insani değerleri bir kenara atmamak gerekiyor.

Yüz yapısı, kaşlar, gözler, burun, çene ve kulaklar aslında insanın kişilik yapısı hakkında ip uçları veriyor. Yeni tanıştığınız birisinin yüzünü incelemek yoluyla çok hızlı ve doğruluk oranı yüksek bir kişilik çözümlemesi yapabilirsiniz...

ÖSS başvuruları yarın bitiyor. Eğitim hayatı boyunca hep birtakım imtihanlarla karşılaşır, bunları sıkıntı kaynağı yaparız. Zannederiz ki girilen her imtihan hayatın sonudur. Oysa okuldaki bu imtihanların aslında, hayat okulunun birer safhası olduğunu unuturuz.