Günler su gibi akıp geçiyor. 'Onu yapacağım, bunu yapacağım' derken, kendimizi unutmuş yaşıyoruz. Bedeniniz hiç size de bazen 'dur biraz, beni dinle' dercesine sinyaller veriyor mu? Sizi bilmem ama son günlerde etrafımda "yorgunum, keyifsizim" gibi cümleleri bolca duyar oldum. Kendime bakıyorum, aynı duygular zaman zaman beni de sarıyor. Bahar mı etkiledi, hakikaten dünyanın dönüş hızında bir şeyler oldu da biz mi farkında değiliz? Bazen insanın kendine şöyle bir bakıp düşünmesi lazım. Nereye gidiyoruz? Neyi mi? Hayattan beklentilerimizi? Ne için yaşıyoruz, ne pahasına kazanç ve kayıplarımız oluyor? Okul, iş, başarı, kariyer, hedefler, hırslar derken etrafımızdaki güzelliklere gözü kapalı yaşıyor; garip bir çarkın dişlileri arasında bir şeylerin peşinden koşturuyoruz. Birkaç adım sonrasını düşünmeyi bile gereksiz görüyoruz. Böyle giderse herhalde çok fazla kendi için yaşayan bir topluluk ortaya çıkacak fakat kendine de uzak insanlar olarak... Son zamanlarda psikologlara giden insan sayısında ciddi bir artış var. Her 5 kişiden birinin ruh sağlığının bozuk olduğunu araştırmalar ortaya koyuyor. Depresyon sözlerinin çokça konuşulduğu gerçeğini de düşünürsek, birçoğumuzun kendimize çok ciddi bir haksızlık yaptığı düşüncesi yanlış olmaz. Ruhunuzu dinlendirin Önce bireysel haklarımızı, kendi kendimizin elinden alıyor sonra da bizi elimizle oluşturduğumuz sıkıntılardan kurtaracak bir destek arıyoruz. Dinlenme anlayışımız bile farklılaştı. Kaçınız kendinizle şöyle baş başa kalıp iç muhasebe yapıyorsunuz? Kaçınız baharı, güneşi görüyor; kaçınız bir dost sohbetinin dinginliğine gönlünüzü açıyorsunuz? Kalabalık, gürültü, hengame; eğlence anlayışımız oldu. Akıl zamana uydu ama ruh ve bedenin beklentileri farklı. Onlar, yıllar öncesinin sakin kasabalarının huzurunu arıyor. O zaman haydi, bugün ve fırsat bulduğunuz her hafta sonu kendinizi şımartın! Mesela bunları yapın Güzel bir kahvaltı yapın: Kahvaltı günün ilk öğünü. Korkmayın, istediğiniz kadar yiyin. Gün boyu meyve tüketin. Gürültü yerleri boş verin: Sinemaya, kafelere bu hafta gitmeyin. Sigara dumanından, trafikten, stresin bol olduğu ortamlardan uzak durun. Okuyun: Ruhunuzu okşayacak, size keyif verecek yazılar okuyun. Can sıkıcı haberlerden uzak durun. Yürüyüş yapın: Orman, deniz kenarı, yeşillik bir yürüyüş alanı... Atın kendinizi ferah bir yere ve bol bol oksijen alın. Bedeninizle ilgilenin: Gereksiz zorlamaların, bugün olmasa bile yarın birtakım sıkıntıları ortaya çıkaracağını asla unutmayın. Huzur dolu bir hayat için * Mutlu olun ve elinizdekilere şükredin. * Her şeyi kendi isteklerinize uygun hale getirmeye çalışmayın ama hedeflerinizden de vazgeçmeyin. * Zekanızı güçlendirin, zamanınızı yararlı şeyler öğrenmek için harcayın. * "Birilerine iyilik yapacağım" deyin. * Güler yüzlü olun. * Kusur aramayın, başkası hakkında kötü konuşmayın. * Hayatın bütün dertlerini değil yalnız bugünü ilgilendirenlerini düşünün. * Elinize geçen fırsatları en iyi biçimde değerlendirmeye çalışın. * Programlı ve planlı hareket edin. * Kendinize bir olayın sonucu hakkında 'en kötü ihtimal nedir' diye sorun. Gerekirse buna hazırlanın. Sonra sakince zararı azaltmanın yollarını arayın. * Günde en az bir dostunuzun sıkıntısını dinleyin. * İnsanlara değer verdiğinizi gösterin. Sevdiğiniz kişilere sevginizi belli edin. * Olaylara önce bardağın dolu tarafından bakın. Yazışma adresi: Türkiye Gazetesi, Gençlerin Dünyası Köşesi, 29 Ekim Caddesi No: 23 Yenibosna, İstanbul e-mail: baltinbasak@tg.com.tr Fax: 0 212 454 31 00