Siz rezil olmazsınız, asla da utanmazsınız

A -
A +
Yazıyı nasıl yazsam diye düşündüm durdum. Her yazdığımı sildim, yeniden başladım.  Çünkü bu skandalı ifade etmek için olabilecek en düzgün cümleleri kurmalıyım. Neyden mi bahsediyorum? Geçen Pazar Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki televizyon programından üç gün önce moderatör İsmail Küçükkaya, İstanbul'da bir otelde Ekrem İmamoğlu ve ekibi ile görüşmüş.
Normalde kıyamet koparması gereken bu harekete karşı muhalefet cephesi hâlâ pişmiş kelle gibi gülüyor. Bırakın utanmayı, sıkılmanın emaresini bile göstermiyorlar. Peki olaylar nasıl gelişti? Habertürk TV'den Didem Yılmaz Aslan, Binali Bey ile Ekrem Bey’e beraber programa çıkmasını önerdi. İki aday da sıcak baktı. Partiler karşılıklı görüştü ve program konusunda mutabakata vardılar.
Sonra programı kim sunsun konusu gündeme geldi. Binali Bey kendinden emin bir hâlde "Kim olursa olsun, benim için fark etmez" dedi. Bu arada Uğur Dündar önce sosyal medya hesabından eski TRT günlerindeki programlarından bölümler koydu. Sonra araya aracıları koyarak Binali Bey’e bu işe talip olduğunu söyledi. Binali Bey ve ekibi de "bize uyar" dediler. İstemem yan cebime koy hareketiyle programı sunmak isteyen Uğur Dündar kendi kitlesinden tepki geldiğini görünce çekildi.
Programı kim modere etsin derken muhalif cenahın bütün "medeni ölü" televizyoncu ve gazetecileri birbirlerini iteklercesine  "ben sunarım" yarışına girdiler. Sonunda İsmail Küçükkaya'da karar kılındı. Derken NTV-Star ortak yayınında Ekrem İmamoğlu kimseyi şaşırtmayan bir mizaçla "İsmail Küçükkaya soruları Binali Yıldırım'a vermiş" dedi. Küçükkaya bunu yalanladı.
Anlıyoruz ki, bu da tiyatronun sadece komedya bölümüymüş. Tragedya sonradan gelecekmiş. İki akşam önce Nagehan Alçı, "Ekrem İmamoğlu ile İsmail Küçükkaya'nın bir otelde buluştuğu iddia ediliyor" dedi. Dün, Sabah gazetesi net görüntü ve delillerle buluşmayı haber yaptı. İmamoğlu'nun basın danışmanı bunun üzerine şu açıklamayı yaptı: "Çarşamba akşamı, İsmail Küçükkaya bizi aradı. Yayının formatına dair bizimle ve Binali Yıldırım’la konuşmak istediğini iletti. Biz de perşembe günü Taksim’deki The Marmara Hotel’de ‘Kentsel Gelişim Çözümleri’ başlıklı bir basın toplantısı gerçekleştireceğimizi, o toplantı sonrası görüşebileceğimizi ilettik. O gün o otelde buluştuk. Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan, Şükrü Küçükşahin ve ben o buluşmada vardım. Küçükkaya bize 15’er soru soracağını, 3’er dakikalık süre tanıyacağını ve formatın nasıl olacağını anlattı. Bu çizgide yapılan görüşme sonrası, İsmail Küçükkaya Binali Yıldırım ile de görüşeceğini ve bir değişiklik olursa bizi bilgilendireceğini, belirtti. Kendisi dönmeyince, cumartesi günü ben aradım İsmail Küçükkaya’yı. Küçükkaya da Binali Yıldırım’la telefonda görüştüğünü ve Yıldırım’ın da ‘Neyi, nasıl sorarsan sor; sana güveniyoruz’ dediğini iletti. Engin Altay ve Mahir Ünal da bu görüşmelerin olacağını biliyordu…"
Ekrem İmamoğlu ise Habertürk TV'den Kübra Par'a şu açıklamayı yaptı: "Tabii ki. Bana geldi, zaten, ‘Sizinle görüşeceğim, ardından Sayın Binali Yıldırım’ı ziyaret edeceğim’ dedi. Gizli görüşme derken, kameraların önünde değildi ama gizli de değildi. Oturduk, konuştuk. Sorular konusunda da, ‘Sizin ne soracağınıza karışmam ama konunun çemberi belli. İstanbul konuşulmalı, tamam ama İstanbul’da ikinci seçime niçin gidildiği de konuşulmalı. Bu en önemli mesele’ dedim. Normal bir seçim değil ki bu. 31 Mart’ta bir seçim yaptık, 23 Haziran’da niçin bir seçim daha yapıyoruz? Niye bu ülke 3 ay daha seçimle boğuşuyor? Bunu millete anlatmamız gerektiği konusunda talebimi ilettim. Sorular, özel detaylar gibi konulara asla girmedim. ‘Siz aklınıza gelen her şeyi sorabilirsiniz’ deyip, kendilerini uğurladım.”
Murat Ongun'a bakarsak Küçükkaya sadece formatı konuşmuşlar. İmamoğlu'na bakarsak, 23 Haziran'da niçin seçim olduğunu halk bilmeliymiş. Hangisi doğruyu söylüyor. Taban tabana zıt açıklamalar. Ayrıca İsmail Küçükkaya, "Binali Bey’i de arayacağım" demiş ama onu da Binali Bey’in danışmanı Ömer Sertbaş yalanladı: "Cumartesi akşamı bana, İsmail Bey'in Marmara Oteli'nde Ekrem Bey'le görüştüğü şeklinde duyum geldi. Bunun üzerine gece İsmail Bey'i ben aradım. O beni aramadı."
İmamoğlu, Küçükkaya, Ongun hepsi ayrı telden palavra sıkıyorlar. Zaten programın başında tam da İmamoğlu'nun istediği sorular soruldu ve görselleri de yanında hazırdı. Ayrıca bir moderatör programdan önce ahlaken adaylarla görüşmez. Bir şey soracaksa parti yetkililerini arar. İsmail Küçükkaya ve CHP adayı suçüstü yakalanmışlardır.
Peki utanacak ya da sıkılacaklar mı? Rezil olacaklar mı? Ne münasebet! Oralı bile olmayacaklar. Yalanlar üstüne yalan katmaya devam edecekler. Pişkin pişkin açıklamalar yapacaklar. Kimsenin açıklaması kimseyi doğrulamayacak ama ne önemi var ki? Maksat hâsıl oldu mu, ona bakacaklar…
Bu yazıyı yazarken aklıma Ahmet Kaya'nın Entel Maganda şarkısının şu sözleri geldi.
Başkalarına hümanist
Karısına karşı dayı
Nasıl beceriyor bilmem
İkisi birden olmayı.
Konuşurken solcusun
Yaşarken karambolcüsün
Oportünizme bulaşmış
Tipik bir orta yolcusun
Tam manzaraya uydu. Başka söze gerek yok…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.