Hiç üzülmeyin, kalbimizde yeriniz büyük

Sizler; gece gündüz, neredeyse uyumadan, özveriyle ve yorgunluk dinlemeden her soruna koşan, herkesi dinleyen, yardımların düzenli ve doğru yerlere dağıtılmasını organize ettiren, yeni kurulacak şehirlerle ilgili yerleşim planlarını şimdiden hazırlayan, sağlık hizmetlerini düzenli olarak götüren, en ücra köylere kadar devletin elini uzatmasına vesile olan, düzenli olarak halkı bilgilendiren, yaptıklarıyla, çalışmalarıyla ülkemizi gururlandıran, bizlere “Ne güzeliz, ne büyüğüz” duygusunu tattıran bakanlarımız:

Sizler; enkaz altındaki vatandaşa “Seni kurtarmadan buradan gidersem yediklerim bana haram olsun” diyen AFAD kurtarma ekibinin fedakâr, cefakâr mensupları…

Sizler; Kızılay’ın dünyanın dört bir yanına yetişen, yılmadan çalışan ekipleri…

Sizler; enkazdan kurtarılanlara ve depremzedelere ilk tıbbi müdahalelerini yapıp onların hayata tutunmalarını sağlayan UMKE sağlık ordusunun çalışkan mensupları…

Çabalarınızı unutmayacağız. Ve sizlere yapılan haksızlıkları, atılan iftiraları da.

Kan kusup kızılcık şerbeti içtiniz bir nevi.

Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, sırf bu milletin dayanışma duygusuna bir zarar gelmesin diye, televizyon ekranından “Topladığımız paraların doğru yerlere gideceğinden emin olmak istiyoruz” diyebilen o densiz karşısında soğukkanlılığını korumasını da unutacak değiliz.

Yine de üzülmeyin.

Çünkü kalbimizde yeriniz çok büyük.