Siyaset futbola girmesin; peki ya futbol siyasete giriyorsa

A -
A +
Öyle olaylar yaşıyoruz ki tarihsel pratiklerin içinde söylenmiş bazı sözler, gündelik hayatla birlikte her defasında doğrulanıyor. “Futbol, yalnızca futbol değildir” lafı bunlardan biri. Futbolun siyasetle bağını vurgulamak için kullanılır. Geçtiğimiz hafta programıma katılan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta da Koronavirüsün Çin ekonomisini büyük bir çıkmazın içine soktuğunu ve şimdiden on milyarlarca dolar kaybedildiğini belirterek, “Tıp sadece tıp değildir” dedi. Futboldan anlamam. Özellikle uzak tutarım kendimi. Ama işin içine siyaset karışınca ilgi alanımın içine girer. Fenerbahçe-Alanyaspor maçındaki hakemin tartışmalı kararından sonra tribünlerin bir kısmında “Damat istifa” sloganları yükselince “Ne oluyor?” diye baktım.   ALİ KOÇ VE “GENÇ FENERBAHÇELİLER” RAHATSIZ   Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç maç sonrası hayli öfkeli: “Net bir şekilde Fenerbahçe üzerinde oyunlar oynanmaktadır. Bu olay, sosyal, toplumsal çok büyük sorunlar çıkaracak noktaya gelmiştir. Benim korkum da budur. Bu düzen böyle gidemez. Korkarım ki gidişat daha kötü şeylere sebebiyet verecek. Bunların olmasını istemeyiz.” Bu arada hemen “Genç Fenerbahçeliler rahatsız” başlığıyla bir sosyal medya hesabı “Ya adalet ya da kıyamet” gibi bir sloganla yarın için Türkiye Futbol Federasyonu’nun Riva’daki binasına bir yürüyüş düzenlediklerini açıkladılar.   TEHDİT TEHDİT ÜSTÜNE   Gezi çatışmalarının sponsorluğuyla ün salmış bir isim olarak bilinen Ali Koç’un bu sözleri sosyal medyada “Hükûmeti yeni bir Gezi ile tehdit ediyor” diye yorumlandı. Ali Koç’un beyanatındaki diğer sözlerin satır aralarında siyasetin futbola karışmasından duyduğu sıkıntıyı anlıyoruz. Evet, siyasetçiler futbolla çok ilgili. Çünkü futbol takımı taraftarlarından partilerine oy devşirmeyi planlarlar ve ona göre hesap yaparak futbol kulüplerinin yöneticileriyle türlü çeşitli ilişkiler içine girerler. Ama futbol kulübü yöneticileri ile onların kulüp içindeki muhaliflerinin arasındaki çıkar çatışmalarının faturası hep siyasetçilere çıkarılır. Kulüpler arası mücadelenin ve çıkar kavgalarının faturası da keza yine siyasetçilere kesilir. Kârlı çıkan ve nemalanan ise hep kulüpler olur.   DAMAT TRABZONSPORLU DA KAYINPEDER DE HASTA FENERBAHÇELİ, O ZAMAN NE OLACAK?   Bu örnekte ne görüyoruz? Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın Trabzonspor’a destek verdiği ve hatta hakemin kararında bile onun telkini olduğu iddiası var. Tribünlerde “Damat istifa” diye bağırılmasının sebebi bu. Muhalefet de bundan memnun, el ovuşturmakta. Damat Trabzonsporlu tamam. Ama öte yandan Kayınpeder de hasta Fenerbahçeli. Bunu nereye koyacağız? Eğer bu denli futbolun gidişatına müdahil olunuyorsa hangisinin sözü geçer sizce?   ERDOĞAN KULÜPLERE DESTEĞİNİN KARŞILIĞINI YUHALANARAK ALDI   Üstelik aynı Kayınpeder; yani Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yalnızca Fenerbahçe’ye değil diğer iki büyük takıma; Galatasaray ve Beşiktaş’a da büyük destekler vermiş bir isim. Galatasaray’a koskoca stat yaptırdı. Ama kulübün seyircisi açılışında onu yuhaladı. Böyle bir kepazelik zor görülür cinstendi ama GS taraftarı belki de “Sen ne hakla siyasetçi olarak futbola karışır ve stat yaptırırsın” demek istedi, kimbilir? Bence meseleyi bu yönüyle ele alıp kulüplerden desteği tamamen çekmek gerek.   BERAT ALBAYRAK, ALİ KOÇ’UN İSTEKLERİNİ KIRMADAN YERİNE GETİRMİŞ   Bakın eski Fenerbahçeli Futbolcu ve Spor Yorumcusu  Rıdvan Dilmen ne diyor önceki gün: “Berat Bey konusunu anlayamadım. 3 Temmuz günü Ali Koç, Berat Bey'den bir ricada bulundu, bir saat sonra halledildi. UEFA’ya gönderilmesi gereken bir yazı vardı. Daha 20 gün önce Berat Bey yine yardım etti. Bunlar önemli konular, her şey de açıklanmaz.” Demek ki neymiş, “Damat istifa” diye bağırdıkları bakan, Ali Koç’un bir dediğini iki etmemiş. Hadi buyurun. Öte yandan…   “FB’DE ŞİKE DOĞRUDUR” DİYEN ADAMIN SİYASİ PROPAGANDASINI YAPTILAR   Eğer futbol kulübü yöneticileri, siyasetin futboldan elini çekmesini istiyorlarsa üç şey yapmalılar:Birincisi, sırtını devlete dayamadan ayakta kalmayı başarmalılar. Sürekli olarak borç erteleme, taksitlendirme, vergide kolaylık ve stat yapımı gibi meselelerle devletin, belediyelerin kapısını aşındırmayı bırakmalılar. İkincisi siyaseti istemiyorsan kendin de siyasete girmeyeceksin. Gezi’deki rolüyle anılan Ali Koç, şimdi Fenerbahçe’nin başkanı olmuş, istediği desteği alamadığını belirterek hükûmeti “Sosyal olay patlamaları” ile tehdit edecek noktaya gelmiş.   FETÖ’cülerin televizyonuna çıkıp “Fenerbahçe’deki şike gerçektir ve üzerine gidilmesi doğrudur” diye açıklama yapan Trabzonspor eski yöneticisi olan adamı, yani Ekrem İmamoğlu’nu statlarınızda seçim öncesi “Her şey çok güzel olacak” yazılı tribün mizansenleriyle ağırlayan da sensin. Sonra da “Damat istifa”, biraz tuhaf olmuyor mu? Beşiktaş’a ne demeli? Beşiktaş-Medipol Başakşehir karşılaşmasında başkasına ait bir locaya Ekrem İmamoğlu’nu davet edip propaganda yaptıranlar onlar değil miydi? Önerim şu: Ülkemizde futbola gösterilen ilginin onda biri diğer spor dallarına gösterilse Türkiye dünyada rekorlara imza atar. Nedir bu siyasetçisinden sanatçısına kadar herkeste aynı terane. Bakın çeşitli dallarda sporcularımız Avrupa ve dünya şampiyonlukları getirip ülkemizin yüzünü ağartıyorlar. Kadın Voleybol Millî Takımımız Avrupa Şampiyonu olup ülkemizi Tokyo Olimpiyatlarında temsil etme hakkı kazandı. Allah aşkına, eğri oturup doğru konuşalım, milyarlarca doların aktığı futbol dünyasında takımlarımızın dişe dokunur hangi başarısı var? Yok işte, enerjimizi tüketiyoruz boşuna.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.