“Gelecek” te tasarlanan FETÖ tarzı gazeteci kaldırma skandalı

A -
A +
Niğde’de ikamet eden Gazeteci-Yazar Fazıl Duygun üç gece önce sabaha karşı Ankara Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı görevlilerinin verdiği “bilgi” doğrultusunda Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın talimatıyla Niğde Emniyeti tarafından sabaha karşı saat 06.00 civarında gidildi ama Fazıl Duygun uyanamayınca 5. kattaki evine, balkona dayanan itfaiye merdiveni ile çıkılıp girilerek gözaltına alındı.
Bu tarz operasyonlar benim bildiğim onlarca kişinin ölümünden sorumlu terör örgütlerine ya da uyuşturucu baronlarına yapılır. Evin kapısı yok muydu? Çilingir neden çağrıl(a)madı? Bunun da bir sebebi var ama sonraki yazıma kalsın.
 
PEKİ NEDEN?
Olay nasıl gelişti ve bir skandala doğru evrildi, Gelecek Partisinin bu kumpastaki rolü ne hepsini anlatacağım.
Ama önce neden Fazıl Duygun’a bu operasyon yapıldı ona bakalım ve doğrudan konuya girelim.
Fazıl Duygun, günlerdir Twitter hesabı üzerinden hem tutuklanan Ankara Kuşu adlı FETÖ iltisaklı bir hesap, hem de Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve o partinin Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ üzerine çok ilgi gören paylaşımlar yapmaktaydı.
Misal, Selçuk Özdağ hakkındaki 11 Nisan tarihli Tweet’i:
“Selçuk Özdağ’ı asıl rahatsız eden şey, Süleyman Soylu’nun FETÖ ile yaptığı amansız mücadele. Özdağ, ifşa olan rezaletlerini Soylu’ya saldırarak örtmenin telaşına düşmüş ama nafile. Takke düştü kel göründü. Seninle ilgili dosyam bitmedi Selçuk Özdağ”
Selçuk Özdağ’a başka soruları da oldu Duygun’un:
“15 Temmuz’un bir FETÖ’cü kalkışma işgal ve katliam teşebbüsü olduğuna inanıyor musun, yoksa inanmıyor musun? Çünkü, yanlarındayken inanmadığını söylediğin birçok şahidim var. Hem de tarih ve mekân veriyorlar.”
Fazıl Duygun’un Ankara Kuşu nedeniyle attığı Tweet’ler ise hâlen siyasetin içindeki bazı isimleri yerlerinden hoplatıyordu. İşte iki tanesi:
“Müthiş bir dosya. Ankara kuşu Oktay Yaşar’ın WhatsApp, Telegram ve Line kayıtları tam anlamıyla FETÖ’nün talimat yuvası gibi. Aynı şekilde birçok siyasi isimin de Kuş ile yazışmaları var. Ermeni kökenli bir vekilin eşinin hesabından para alındığı tespit edildi.”
“Ankara Kuşu hesabına operasyon yapılınca şaşkına dönen furya, Süleyman Soylu’nun istifasına Şah Mat diyor. Hevesleri kursaklarında kaldı, Ankara Kuşu ve arkasındakilerin üstüne üstüne gidecek Soylu!”
 
DAVUTOĞLU AKIN İPEK’LE KATAR’DA GÖRÜŞTÜ MÜ?
Ve bu inanılmaz gözaltı öncesinde attığı Tweet’lerden biri daha:
“Eski başbakan Davutoğlu, 15 Temmuz’dan 2 ay sonra (2016), Eylülün 2. haftasında, beraberinizde 1 danışmanınız, Katarlı meşhur 1 aşiret reisi ve malum şahıs Hüseyin Çelik olduğu hâlde, İngiliz pasaportuyla Katar'da bulunan FETÖ’cü Akın İpek'le Banana Resort Hotel'de ne görüştünüz?”
Son olarak gözaltına alınmadan önce attığı Tweet’lerden biri yine Ahmet Davutoğlu ile ilgili:
“Pazartesi akşam saat 8'de, Davutoğlu'nun başbakanken, ABD'ye gerçekleştirdiği resmî ziyaretlerindeki gizli görüşmelerini yazacağım! Bekleyin, ŞOK olacaksınız!”
 
ADIM ADIM GÖZALTI SÜRECİ VE SKANDAL SORGULAMA
Bu “gizli görüşmeleri” öğrenemedik çünkü Fazıl Duygun zamanlamasına uygun biçimde gözaltına alındı.
Aslında Fazıl Duygun’un başına gelenleri ve operasyonun Gelecek Partisi ile ilişkisini partinin Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın aşağıdaki Tweet’inden anladık:
“Niğde ses ver… Niğde seni bekliyoruz… Yarın günlerden Niğde olsun…”
Nasıl, buram buram kumpas kokan eski tarz operasyon habercisi FETÖ Tweet’lerini andırmıyor mu?
Yine öğrendik ki Selçuk Özdağ ve Davutoğlu’nun avukatı Ahmet Başçı genel başkanlarına “hakaret ve iftira” nedeniyle “suç duyurusunda” bulunacaklarını söylemişler.
Ve sonra da düğmeye basmışlar.
Şimdi siz beklersiniz ki “Hakaret ve iftira” bağlantılı suç duyurusu, öyle değil mi?
Hayır, yanıldınız. Bu onları kesmemiş. Operasyonu genişletmişler.
 
HAKARET VE İFTİRA ŞİKÂYETİ NASIL KAPANMIŞ VE KÜFLENMİŞ İBDA-C DOSYASINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ?
Önce Siber Suçlar dairesine “açık mecrada hakaret etti” diye şikâyette bulunulmuş, ardından da onlara bir “BELGE” sunulmuş hakaretle ilgisi olmayan. Bu “belge”, FETÖ’nün MHP’ye kurduğu kaset kumpasında ortaya atılan iddialardan yola çıkılarak Fazıl Duygun’u davası yıllar önce kapatılmış 28 Şubat kumpas davalarından biri olan İBDA-C ile ilişkilendirmekteydi.
Fazıl Duygun gözaltındayken Gelecek Partisinin Siyasi İşler Başkanı Serdar Cengizoğlu da mutluluk krizleri geçirenler arasındaydı:
Fazıl’cım gözaltına alınmış. Doğru bilgi mi acaba? Fazıl Duygun ses ver 17 saattir neredesin? Yoksa fazla yalakalıktan seni de mi aldılar”
Sonra da aşağıdaki Tweet’i atmış:
“Fazıl Duygun’un İBDA-C örgütü yüzünden ifade vereceği söyleniyor. Kendisine ısrar ile Mirzabeyoğlu soruluyormuş… Şaşırdık mı asla..”
İnanılır gibi değil. Gelecek Partisinin “Siyasi İşler Başkanı” 28 Şubatçıların işkence edip hapse attığı ama sonra beraat eden SALİH MİRZABEYOĞLU’NUN YAŞADIĞINI sanıyor.
 
KOSKOCA ANKARA’DA BİR TEK İNSAN EVLADI ÇIKMADI MI?
Tabii “İftira” ile ilgili suç duyurusuyla başlayan süreç, bu şekilde TERÖR’e dönüştürülüp olay taaa 1990’lı yıllardaki İBDA-C’ye götürülünce meseleye Terörle Mücadele Merkezi (TEM) müdahil olmuş “doğal” olarak. Onlar da gidip Fazıl Duygun’u Niğde’den almış ve Ankara’ya getirmişler.
Fazıl’ın eski yol arkadaşı ama şimdi küs olduğu Avukat Harun Akdere bakmış ki kimse ilgilenmiyor hemen sahip çıkmış. Çünkü Allah’ın bir kulu bile bu kumpas nedeniyle Fazıl Duygun’a ne yapılıyor diye sormamış koskoca Ankara’da. Demek ki FETÖ bugün zuhur etse ve böylesi kumpasları yapsa, öylece bakacaklar. Yazıklar olsun.
TEM’deki sorular ise insana hakikaten “Biz hâlâ bu noktada mıyız?” dedirten türden. Söylediğimiz gibi “İBDA-C kumpasından beraat ettikten sonra ölmüş olan Salih Mirzabeyoğlu’nu nereden tanıyorsun, onunla neden görüşüyordun” gibi eski döneme ait küflenmiş faşizm sandıklarından çıkarılmış sorular. Bu arada İBDA-C yayın organı olarak tanımladıkları Baran, Yeni Nizam gibi dergilerde sorumlu yazı işleri müdürlükleri sorulmuş. Taa 1991-93 arasında çalıştığı Taraf dergisine kadar, hesap edin gerisini.
Daha başkaları da var ama uzun hikâye şimdi. “Mirzabeyoğlu’na neden şehid diyorsun?” gibi sorular örneğin.
 
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’I DA SORGUYA ÇEKECEK MİSİNİZ?
Beni ister istemez acı acı güldüren şey, 2014’de beraat etmesinin ardından gördüğü işkenceler sonucu Mayıs 2018’de beyin kanaması geçirerek hayatını kaybeden Salih Mirzabeyoğlu müstear adlı Salih İzzet Erdiş ile niye görüştüğü ve ne konuştuğunun sorulmasıydı Fazıl Duygun’a “Terörle iltisakını kanıtlama” adına.
Şimdi burada duralım ve aşağıdaki CAPS’e bakalım. Bir CNNTürk haberi.
 
“Gelecek” te tasarlanan FETÖ tarzı gazeteci kaldırma skandalı
 
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 29 Kasım 2014’de Haliç Kongre Merkezindeki ofisinde aynı yıl beraat eden Salih İzzet Erdiş (Salih Mirzabeyoğlu) ile 20 dakika baş başa görüştüğünün haberi.
Ben şimdi merak etmekteyim.
“Gelecek Partisinin paşa gönlü isterse Cumhurbaşkanı da sorguya çekilecek mi?”
Mesela “Sayın Erdoğan, Salih Mirzabeyoğlu kod adlı Salih İzzet Erdiş ile iltisakınız nereden?” diye sorulabilir mi?
 
BU ÜLKEYİ AHMET DAVUTOĞLU MU YÖNETİYOR?
Özetle soruyorum.
Bu Gelecek Parti organizasyonu skandalın hesabını verecek birileri var mı?
Biz Fazıl Duygun’a yapılan bu operasyonla GELECEK’te gazetecilere yönelik yapılması muhtemel FETÖ usulü kumpasların fragmanını mı izledik?
Bu mudur?
Eski başbakan Ahmet Davutoğlu mu yönetiyor bu ülkeyi?
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.