Gülen’in "SÜFYAN" olduğunu FETÖ’nün firari gazetecisi de anladı

A -
A +

Zaman gazetesi Ankara muhabiriymiş firar etmeden önce.

Cemaat denilen paralel yapılanmanın 15 Temmuz’a nasıl adım adım sürüklendiğini ve hazırlandığını uzun süredir anlatıyor. Son iki yazısı çok ilginç ve yurt dışındaki FETÖ’cüler açısından devrim niteliğinde tespitler içeriyor.

Adı Ahmet Dönmez.

“15 Temmuz haftasında neler olmuştu?” diye sorarak başlıyor:

Dünya çapında toplu hâcet namazları seferberliği başlatılmıştı.

Cemaat içinde ayrı bir gerilim göze çarpıyordu.

Bazı yerlerde Fetih sureleri, bazı yerlerde de Yasin’ler dağıtılmıştı.

Kimi yerlerde yatsı namazı ile sabah namazı arasını dua ile geçirme talimatı verilmişti.

Olağanüstü bir hâl olduğu belliydi ve bir çeşit seferberlik hâliydi bu.

15 Temmuz’dan iki ay önce Prof. Dr. Osman Özsoy’un “Ben bir profesör olacağıma keşke bir albay olsaymışım, bu süreçte daha fazla hizmet ederdim” sözünden, Tuncay Opçin adlı azılı FETÖ’cünün ABD’den attığı “Yatakta basıp, şafakta asacaklar” paylaşımına, FETÖ tutuklu ve hükümlüsü itirafçıların verdikleri ifadelerde nasıl darbeye hazırlandıklarına dair mahkeme tutanaklarına kadar her şeyi anlatıyor.

Bu arada Amerika’da bazı FETÖ imamlarının tanıdıkları cemaat mensuplarına 15 Temmuz’dan önce “Sakın Türkiye’ye şu ara gitme, darbe olacak” dedikleri de var yazılarında.

Dönmez darbe hazırlıklarını sayfalarca yazdıktan sonra “Silsile hâlinde yukarıya doğru giden bir trafik vardı” diyerek, darbe emrinin Fetullah Gülen tarafından verildiğini açık ve net biçimde ifade ediyor.

 

15 TEMMUZ GECESİ ‘KAMP’TA HIÇKIRARAK AĞLAYANLAR

 

Peki, bu kadar hazırlık yapılırken Kamp dedikleri Gülen’in Pensilvanya’daki sığınağında durum neydi 15 Temmuz gecesi?

Ahmet Dönmez’e bırakalım sözü:

O gece 03.00’e kadar Kamp ve Gülen “Bu iş daha bitmedi” diye yüreklendirilmiş ve umutlandırılmıştı. Ama artık Kamp’ta bir ölüm sessizliği vardı. Herkes dua ediyordu. Kamp’ın odalarında birileri hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Fetullah Gülen âdeta yıkılmıştı. Yapılacak tek şey kalmıştı onun için. “Darbeye karşıyız” mealinde bir açıklamayla durumu kurtarmaya çalışmak. Yaptı da ama artık iş işten geçmişti.

 

İKİ FETULLAH GÜLEN; HOCAEFENDİ İLE ŞEYTAN’IN HİZMETİNDEKİ

 

Asıl ilginç olan Ahmet Dönmez’in iki Fetullah Gülen olduğunu söylemesi.

Dönmez, örnekler vererek aktarıyor:

17 Aralık’a onay veren de o, mektup yazıp sulhe hazır olduğunu yazan da.

25 Aralık’a sahip çıkan da o, “25 Aralık’ta bu işi yapanlar size sempati duyanlarsa şayet, Türkiye’nin birliğine kastediyorlar” diyen de…

Adil Öksüz’den darbe gecesi anbean bilgi alan da o, daha sonra “Ben bilmiyorum, Adil diye birisini” diyen de.

Ve kendi talimatı ile yazılan ByLock için “Bal yok mu diyorsunuz ne?” diye bilmezden gelen de…

Bu iki Gülen’in birbirini imha eden açıklamalarının, yaptıklarını inkâr edip yalan söylemesinin, ikiyüzlülüğünün sebebini hâlâ mensubiyet duygusu içinde olduğu için şöyle izah ediyor Ahmet Dönmez.

“İki Gülen var. Birincisi Hizmet Hareketi’nin başındaki Hocaefendi, diğeri de mahrem imamlarla konuşan Fetullah Gülen.”

Oysa tüm illegal örgütlerin, casusluk teşkilatlarının başındaki ve içindeki unsurların temel bir motivasyonu vardır:

Yalan söylemek, yanıltmak, manipüle etmek ve inkâr etmek…

Ünlü bir sözdür: İNKÂR, CASUSLUĞUN NAMUSUDUR.

Dönmez’in dediğine göre Gülen darbe girişimini durdurabilme kudretine sahipti. Ama harekete geçmedi. Çünkü o da DARBENİN BAŞARIYA ULAŞMASINI İSTİYORDU.

50 yıl iğneyle kuyu kazar gibi sabırla inşa ettiği ve dünya çapında dev bir muhataba dönüştürdüğü organizasyonu Cumhurbaşkanı’na kurban vermeyecekti.

Aslında FETÖ içinde aydınlanma yaşayanlar arasında Ahmet Dönmez ne ilk ne de son olacak. Yıllarca peşinden gittikleri Fetullah Gülen’in, Ümit Akdemir’in deyimiyle nasıl “Eksiksiz bir münafık, asrın en büyük fitnesi”, hatta SÜFYAN(**) olduğunu idrak etme noktasına geldiler.

24 Şubat 2018 tarihli  "Günümüzün Süfyani Deccal’i Fetullah Gülen” başlıklı yazımda anlatmıştım. Fetullah kendisini Nur cemaati kökenli biri olarak tarif ettiği için Bediüzzaman Said Nursi’nin günümüze dair neler öngördüğünü, bu öngörülerin pek çoğunda Fetullah’ın çıktığını ve neredeyse tıpatıp onu tanımladığını şaşırarak görmüştük.

Bediüzzaman Said Nursi, Kevser suresinin tahlilinde şöyle diyordu:

“Şaşaalı dairede faaliyeti olan bir cemaat lideri 2012-2013-2014-2016 tarihlerinde siyasi İslamiye ve Şeairi İslamiye’ye darbe vurmaya kalkışacak ve bu kalkışmanın sonunda büyük tokatlar yiyecek.”

Bediüzzaman’ın tahlilleri "Süfyan"ın Fetullah Gülen olduğunu açık açık işaret etmekteydi.

Onun Hocaefendiliği hep makyajdı. Gerçekte ülkesini, vatanını, milletini uşaklığını ettiği ABD’ye pazarlayan, onların emrinde bir köpek olmayı kabul eden bir "Süfyani Deccal"di.

Hepsi bu.

…..

(*) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/600868.aspx

(**) SüfyanAhir zamanda, Müslümanlar içinden çıkacak, aldatmakla iş görecek ve ümmetin karanlık günler yaşamasına sebebiyet verecek, dehşetli dinsiz ve MÜNAFIK şahıs. Allah’ı, Kur’ân’ı, Peygamber’i tanımaz, İslâm adına ne varsa hepsine karşıdır. Sistemli ve münafıkâne bir tarzda iş görür. İslâm’ın ana direkleri olan inanç esaslarını kaldırmaya, yok etmeye, zayıflatmaya çalışır. [Said Nursi]

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.