Kılıçdaroğlu’nun Altılı Masa bildirisini düzeltmesi için gönderdiği Büyükelçi

A -
A +

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu önceki gün sosyal medyada bir paylaşımda bulundu ve bombayı âdeta orta yere bıraktı.

Paylaşımında yaptığı konuşmadan bir video da yayınlayan ve orada “İlk altılı masa toplantısından sonra, sen beraber oluşturduğunuz, o hepinizin tutanak altına almaya çalıştığı bildiriyi, hangi büyükelçiliğe düzelttirmeye gönderdin? Biraz edebin varsa bunu açıkla” diyen Soylu, altında da o gizem dolu soruyu yöneltti:

“Sevgili Kılıçdaroğlu; Altılı Masa toplantısından sonra 'bir büyükelçini' bir başka büyükelçiye metni düzeltmek için gönderdin.

Problem 1: Bu iki büyükelçiden hangisi satış yaptı?

Problem 2: Kime sattı?

Grup Toplantısını bekledik. Cevap gelmedi...”

Cevap gelmedi gerçekten de. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Soylu’nun Altılı Masa’nın “Temsil ettiğiniz tabana biraz olsun saygınız varsa” diyerek seslendiği diğer bileşenlerinden de çıt çıkmadı. Millet İttifakı yine “Omerta”ya, yani “Sessizlik Yemini”ne sığındı.

Tabii İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan da başka bir ses çıkmadı. O da “Ben lafımı söyledim, muhatapları belli, açıklamazlarsa kendileri bilir” duruşunda.

Açıklamazlarsa aslında büyük bir skandala imza atılmış ve bu iddiayı kabul etmiş olurlar. Çünkü bu sessizlik, muhalefet partilerinin iradelerini ve yularlarını bir başka ülkeye teslim ettiklerinin tescili anlamını taşır.

Ama ben o “büyükelçilerden birinin kim olduğunu” buldum sonuçta. Bakan söylemese de başka kaynaklardan teyit ettirdim. Küçük bir yüzde yanılma payını koyarak CHP Milletvekili ve partiyi AB komisyonlarında ve dış ilişkilerde temsil eden Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz. İlginç bir şekilde Twitter’da da bu konuya yorum yapanların çoğu Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz’ün adını dillendirmekte.

O vakit, Bakan Soylu’nun yazdıklarından yola çıkarak soralım:

1-Ünal Çeviköz, sonuçta Altılı Masa toplantısında yayınlanacak bildiriyi Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla düzeltilmesi için bir başka ülkenin büyükelçisine götürdü mü?

2-Soylu’nun paylaşımında olduğu gibi bildiriyi götüren kişi olduğunu öğrendiğimiz Çeviköz, Kemal Kılıçdaroğlu’nu satışa getirdi mi?

3-Ünal Çeviköz CHP Genel Başkanı’nı satışa getirmemişse bildirinin götürüldüğü ülke büyükelçisi bir satış yapmış olabilir mi? Misal bildiriyi aldıktan sonra İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i ya da çok sevdikleri Ali Babacan’ı arayıp istişare etmiş ve onlarla birlikte son hâlini vermiş, sonra da Kemal Bey'e “Benim düzeltmelerim bu Mr. Kilicdaroglu” deyip göndermiş midir?

4-Meral Hanım'ın ve Ali Babacan’ın dokunuşlarından habersiz olan Kılıçdaroğlu sevinmiş midir?

5-Son soru da şu: Büyükelçi’nin satışından Ünal Bey haberdar mıdır?

Tabii tüm bu yazdıklarım ve sorduklarım size afaki gelebilir. O hâlde “gazeteciliğin gereğini yapalım” dedim yazıyı kaleme alırken ve Sayın Ünal Çeviköz’e konuyu doğrudan yönelttim. Ünal Bey ile Twitter’dan birbirimizi takipleşiyoruz. Bu yüzden de özel mesaj hattından kendisine sorularımı yönelttim.  

Hiç yorum yapmadan, soru-cevap olarak buradan aktarıyorum:

Ünal Bey selamlar. Bir ülke büyükelçisine giden isim olarak sizin adınız dillendiriliyor. Twitter’da bu yoldaki paylaşımları görmüşsünüzdür. Bu doğru mu? Doğruysa hangi ülkenin büyükelçisi ile istişarede bulundunuz?

“Ben ismimin dillendirildiğini ilk kez sizden duyuyorum. Sayın Bakan’ın hakkımda böyle bir iddiası olduğunu da duymadım. Olduğu iddia edilen olay da kanaatimce Sayın Bakan’ın hüsn-ü kuruntusudur.”

Twitter’da bu konu sıkça yer almakta. Ama Sayın Bakan’ın paylaşımını okuduğunuza göre ilk akla gelen sizin adınız oluyor doğal olarak emekli Büyükelçi olduğunuz için. Böyle bir olayın kesinlikle olmadığını söylediğinize göre Sayın Bakan’ın böyle bir açıklamasının hedefi ne sizce?

“Sanırım Altılı İttifakı, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile ilgili dayanışmayı itibarsızlaştırmak, Sayın Genel Başkanımızı yıpratmak için uydurulmuştur.”

Anladım. Bu durumda sizin adınıza “Ben, Altılı Masa bildirisini alıp, herhangi bir büyükelçiye gitmedim” dediğinizi yazabilir miyim?

“Böyle bir ifade vermeme gerek yok çünkü beni suçlayan yok. Olayın muhatabı bile değilim. Ciddiye dahi almıyorum. Sanki kendimi savunuyormuşum gibi bir duruma neden gireyim ki? Onun için (böyle) yazmayın lütfen.”

Evet, Ünal Çeviköz ile yazışmamız bu. Yorumu size bırakıyorum.

Ama en çok da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözünü ettiği Büyükelçi hangi ülkenin büyükelçisi, onu merak ediyorum. Amerika’nın yeni Mormon Büyükelçisi mi yoksa şu meşhur İngiliz Büyükelçi mi?

Belki de bir başka ülkedir, ne bileyim. Örneğin Arjantin Büyükelçisi ya da Nepal Büyükelçisi…

Kolombiya Büyükelçisi de olabilir bakın, ondan yeni uyuşturucu yalanları devşirilebilir mi diye bakabilirler. 367 saçmalığını ortaya atan Sabih Can Kanadoğlu’nun, Türkiye’nin Kolombiya’daki Büyükelçiliğinde çalışan aynı isimli torunu Sabih Can Kanadoğlu da bu konuda yardımcı olabilir. Merak edenler linkteki yazıya baksın.(*)

Artık sizlerin kestirim gücünüze bırakıyorum...

…..

(*)https://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2022/03/29/kanadoglu-ve-kolombiya-buyukelciliginde-ne-oldu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.