İrfan Özfatura

Kabadayılar kendi aralarında sınıflara ayrılır: Küçük beyler, palavracılar, yumrukçular, bıçakçılar, hacamatçılar, kıyakçılar, dayak hastaları, çamurlar, yedibelalar...

Kuzguncuk’un adı namlı mimliye çıkar, pek itibar olunmaz. Bu yüzden kendisi gibi kalır, betonlaşmaz.

Afşin Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven formülü buldu: İnanç turizmi, mutfak lezzetleri, su başları, mağara gezileri ve aromatik çiçekçilik

Ata binilmez, yükselinir. Atı anlamak bir derinlik meselesidir. (Necip Fazıl)

Koreliler lisan ve alfabeleri olan köklü bir kavimdir (Hanguk). Taaa MÖ 7. yy.a uzanır, Mançurya ve Moğolistan’a yayılırlar. 

Bütün insanlar eşit, unvanlılar daha eşittir; saraylarda doğar, dadılar, mürebbiyeler, muhafızlar... Güzel atlar, atlas libaslar, mükellef sofralar...

Seçimler bitti, şimdi sıra yeminlerde...

Kral VI. Alfonso Fas’tan gelen Yûsuf bin Tâşfîn’i ciddiye almamıştır, Zellâka’da ordusu imha olur, kendisi yaralı olarak zor kaçar.

İnternette NSU diye aratırsanız iki ayrı mevzu çıkar karşınıza. Biri Nationalsozialistischer Untergrund (Nasyonal Sosyalist Yeraltı Şebekesi) yaptığı ırkçı eylemler ve öldürdüğü Türklerle tanınır Almanya’da. 

Güney Vietnam’ın My Lai köyünde beş yüzü aşkın kadın, çocuk ve yaşlıyı öldüren Amerikan askerlerinden hiçbiri ceza almadı, içeride yatmadı.

Irgat, at hırsızı, eşkıya, gerilla, komutan, general, kahraman, vali, toprak baronu ve kör kurşuna...

Pazarcılar “Gel vatandaş gel” derler, “Langa hıyarına! Çiçeği burnunda, çamuru karnında!”

Bilseniz nasıl heyecanla anlatıyor gözlerini iri iri açarak, saçlarını sağa sola atarak tafsilata giriyorlar. Başlarında ilgili bilgili hocalar, sanki sen hayalini söyle gerisine karışma denmiş; mekanik, elektrik, elektronik, robotik destekler sağlanmış, yazılım yapılmış.

1946 Tek parti devri / Missuori / “Welcome” mahyalarıyla... 1968 Adalet Partisi / 6. Filo / “Go Home” sloganlarıyla... 2023 TCG Anadolu, beklenen özlenen manzara.

Cüzzam korkulan bir hastalıktır. Ağır geçen vakalarda saçlar dökülür, burun tabanı çöker, kollarda bacaklarda kabarmalar olur, basil sinir uçlarını tutar, görme ve his kaybı başlar, hatta felce yol açar.  

Kisra, Şah, Şehinşah, Padişah, Han, Hakan, Sultan, Firavun, Necaşi, Tubba gibi unvanları duymuştuk. Meğer bir de Mensa varmış devletlüler arasında.

Eski semtlerin ihtiyar şekercileri olur; beze, badem ezmesi, halka şekeri, nöbet şekeri, leblebi şekeri, badem şekeri, acı badem ve pişmaniye satar. Bilir misiniz çok şeker adamdır onlar.

Asırlar evvel Bursa’da, Edirne’de, Bosna’da, İstanbul’da huzurlu şehirler kurmuştuk, hâlbuki 21’inci yüzyılda ve daha büyük imkânlarla...

İşlerinin başına dönüp şehri ayağa kaldırmak için şevkle çalışan esnaf ve sanatkâr “Gitmek, terk etmek yok, şehrimiz safralardan kurtulacak, eskisinden de güzel olacak” diyor.

2. Dünya Savaşı’nda Almanlar, İngilizlerden önce davranırlar. Aksülamel esasına dayanan Hes 3B motorunu yapar, Heinkel’lere takarlar.