Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

Sesli Dinle
A -
A +

Bazı isimler melodiktir hoş gelir kulağa. Septimus Severius, Şubbililuma, Satuk Buğra... 

 

Geçen Vespasianus’a takıldım, Vespa ile ne ilgisi olabilirdi ki, yola düşmesi için asırlar vardı daha. 

 

Sonra baktım vespa yaban arısıymış, onunla da irtibat kuramadım ama hakkında okudum bu arada. 

 

Caesar, Vespasianus, Augustus, Titus, Flavius... 

 

Duyan da bir İtalyan takımının oyuncuları sanacak.

 

Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

 

Aslında mühim bir adam. Flavian Hanedanı’nın kurucusu, bir dönem yön vermiş koca imparatorluğa.

 

Babası Titus Flavius Sabinus gümrük memurluğu yapan ve tefecilikle parayı bulan bir Equestrian (atlı şövalye). Annesi Vespasia Polla ise soylulardan, kardeşi senatör hatta. 

 

Yani bi dayın olacak orada.  

 

Vespasianus da anasının teşvikiyle öne çıkar. Trakya, Girit ve Libya’da vazife yapar. Nitekim Praetor (idareci hâkim) seçilir, devlet kademelerinde ilerlemeye başlar. 

 

Roma’da hızlı yükselmenin bir yolu vardır, devletlülerin kızını almak. O da Flavia Domitilla ile evlenir, üç çocuğu olur. Büyük oğlu Titus Flavius’u yazın kenara, işimiz olacak onunla. 

 

Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

 

Vespasianus nereye yollanırsa gider, her işin altından kalkar. Mesela Britanya istilasında Hampshire, Wiltshire, Dorset, Somerset, Devon ve Cornwall’ı ele geçirir, kurşun, kalay ve gümüş madenlerini Roma’nın istifadesine sunar. 

 

- İyi de neyle taşıyacağız bunları?

 

Gider güney limanlarına el koyar. Bu muvaffakiyeti ornamenta triumphalia (zafer madalyası) kazandırır ona.

 

Roma’ya, galip general edasıyla döner, bakar alkışlayan çok, dümeni politikaya kırar. Konsül seçilir ama para biter bu defa. 

NERON MEZARA

Gayrimenkulları kardeşlerine bırakır, gider Kuzey Afrika’da kervancılara hayvan kiralar. Bu yüzden adı katırcıya (mulio) çıkar. İşinde dürüsttür, dostu düşmanı güvenir ona. 

 

Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

 

O günlerde Filistin’de Yahudi isyanı kopar. Onu yollarlar, oğlu Titus’la birlikte sükûneti sağlar. Artık genel vali sayılır, tünelin ucu görünmüştür hayal mayal. 

 

Neron’un ölümü (MS 68) ile ortalık karışır, başa geçenler koltuklarını koruyamaz. Güçlü isimler birbirinden hoşlanmaz, emanetçi ararlar.  

 

O sıra kâhinin biri “doğudan gelecek kurtarıcıdan” söz açar. Vespas vaziyetten vazife çıkarır. Suriye Valisi Mucianus ve Mısır lejyonları arkasındadır, imparator ilan edilir o kargaşada. 

 

Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

 

Galya ve Rhineland lejyonları ise tahta oturan Vitellius’u tutar. İyi de gıda Mısır’dan gelmektedir, Vespas “ııh” dese açlıktan nefesleri kokar. 
Ve Roma’ya yürür, kansa kan, Kapitol’ü yakacaktır icabında. 

 

Yakar da. Kâh konuşarak anlaşarak kâh itişerek kakışarak hâkim olur duruma. 

DARBECİ NAZARA

Neron’u tahtından eden yangın şehri mahvetmiştir, kül kokar hâlâ.
Henüz oturamadan Galya’da isyan çıkar. Bu gaileyi de atlatır ama kasada mangır kalmaz. Vergileri artırır heladan bile ücret almaya başlar. 

 

- Yaa idrarın da vergisi mi olurmuş? 

 

“Pecunia non olet” buyurur “Para kokmaz!” 

 

Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

 

Doğrusu kendisi de sade yaşar, merasime çizmesiz çıktığı olur hatta.
O günlerde Romalıların aklı fikri arenadadır, bu hafta hangi gladyatör kazanacak acaba? İddia, münakaşa. 

 

Hımmm eğlence istiyorsunuz demek. Eh ben de sizi dev beşiklerde uyutmazsam. 

 

Yaptıracağı büyüüük ama çok büyük arenanın yeri hazırdır kafasında. Neron’un yarı yıkık sarayını inşaata ezdirecek esamesini bırakmayacaktır ortalıkta. 

 

Yalnız Domus Aurea’nın (altın ev) girişindeki tunç heykele (Collesium) dokunmaz. Haşa güneş tanrısına (Sol Invictus) benzetilen uryan ucube 30 metrelik endamıyla Özgürlük Anıtı’ndan aşşa kalmaz.

NE MASRAF AMA? 

Bilirsiniz mimarlar amfiteatr için çukurlanan bir yamaç arar, inşaatın yarısını yedirirler dağa. Lakin kolezyum düz zeminde yükselir, 100 bin metreküp taşıma taşla.  

 

Zulüm kumar zina Her yol Roma’ya

 

189 m boyu, 156 m eni ve 48,5 m irtifaı vardır ve 6 dönüme yayılır. Kullanılan blokların her biri 20 ila 50 tondur. Devasa vinçler, makaralar, kaldıraçlar... 

 

Kayalar 32 kilometre uzaktaki Tivoli ocaklarından taşınır. Takriben 100 bin köle çalışır, öleni bacağından sürür atarlar çukura. 

 

Kolezyumun bodrumları (Hypogeum) ayrı bir dünya. Koğuşlarda gladyatörler kalır, zindanlarda sonunu bekleyen insanlar. Yırtıcı hayvanlar zincirlere bağlanır aç bırakılır, dürtülerek asabileşmeleri sağlanır, sahaya asansörle çıkarılırlar.

 

İnşaat 8 yıl sürer, MS 80’de açılır, seksen bin kişiliktir, 80 kapısı vardır ve her katı 80 kemer taşır. Alttakiler Dor, ortadakiler İon, üsttekiler Korint tarzıdır. 
Aç aç oku sanat tarihi kitabı âdeta.

TAHT TAC UĞRUNA

Gelgelelim Vespasianus’a görmek nasip olmaz. Oğlu Titus’u halef ilan etmiştir, açılışı o yapar.

 

Titus Filistin’de iken Yahudi kralı Herod Agrippa’nın kızı Klikyalı Berenice ile aşk yaşar. Ki bazı tarihçiler II. Kleopatra derler ona. İmparator olunca uslanacak mıdır, yoksa yeni bir Neron mu geliyordur başlarına?

 

Hayır Titus halkı memnun etmek için uğraşır, sevinsinler diye kolezyum programını abartır, kabartır.

 

Açılış merasimi 100 gün 100 gece sürer, dokuz bin hayvan parçalanır, üç bin gladyatör toprağa.

 

İmparator Trajan’ın Dacia Zaferi için düzenlediği şölen ise 123 gün devam eder, 10 bin gladyatör dövüşür, telef edilen hayvan sayısı 11 bine ulaşır. 
Kolezyum duvarlarına yapılan resimlerde şu an nesli tükenmiş canlılar var. Mesela Kuzey Afrika’da yaşayan fil türünden biri bile kalmaz. 

 

Esirleri yırtıcıların önüne atar, canavarları da savaşçılara kırdırırlar, ortalık kan revan. Can çekişenleri seyrederken canlarının çektiğini atıştırırlar. 

 

Küfürlü tezahüratlar yapıldığı için ev hanımları ve iyi aile kızları içeri alınmaz ama fahişelere kapı açıktır daima. 

GEBERT YAŞATMA! 

Hasmını yenen gladyatör bitirici vuruşu yapmaz. Rakibinin boynuna basar, kılıcı havada. Locaya bakar, imparator baş parmağını aşağı doğru indirirse öldürür, yukarı çevirirse bağışlar. 

 

O parmak umumiyetle yere bakar, kalabalığı kana doyurmalı, gazını almalıdırlar. Seyirci ceset ve dehşet görmek için ister, bu zevkten mahrum edilirse üstüne vazife olmayan işlere kalkar, misal hanedan aleyhinde konuşur sağda solda.

 

Gladyatörler genellikle koğuşta kalırlar, iyi kötü arkadaştırlar. Ama işaret gelince elini kankasının kanına bular. Dost değil, post meselesi, hayatta kalamaz yoksa. 

 

Arena açmakla iş bitmez, sürekli yeni esirler bulmalı, Afrika’dan aslan, kaplan taşınmalı, kurt, çakal kapanı kurulmalıdır kuytulara. 

 

Bazen fil, zürafa, su aygırı gibi iri hayvanları çıkarırlar. Bazen de geyik, buffalo avlarlar sahada (Venatio). 

 

İşte tam da o günlerde Vezüv patlar (79), Pompeii ve Herculaneum küller altında. 

 

Ardından şiddetli bir zelzele, enkaz kalkmadan veba salgını başlar… Ve Titus koltuğunu ısıtamadan mevta. 

 

Neden? Sıtmadan. Koca komutan, bir sineğe ha? 

 

Mazlumların ahı mı yoksa? 

YAKIŞIR MI KRALA?

Damarında kanı olan hiçbir mahlûku zayii etmez, infazları sahada yapar, tribünleri kudurturlar. Arena kumlu zemin demektir, kanı yutar, kini kusmaz.  
Kolezyuma her kapıdan giremez ve her yere oturamazsınız. Sahayı en iyi gören balkon hanedanındır, arkasında nedimler, nazırlar, şövalyeler, tacirler, facirler... Fakir fukara en yukarıya. Güneşli havalarda yelken bezi gerer (velarium), gölge yaparlar. 

 

Aradan yıllar geçer, İmparator Commadus (MS 176 -192) bizzat şahsen kendisi çıkar meydana. Üzerinde Merkür kıyafeti vardır, engelli rakiplerini eze eze yener ve gider bir deve kuşunun kafasını koparır. Kanlı kılıcını senatörlere sallar; “Durun size de gelecek sıra!”

 

Ahali dağılır, aman neme gerek, sataşır bulaşır, kalk uzayalım yavaşça. 
Bazen yırtıcı hayvanlar, birbirine dalaştırılır. Aslan mı kazanır, kaplan mı? Domuz mu, sırtlan mı? Aygır mı, timsah mı? Var mı bahis oynayan? 
İş ganyana döner, kumar nice ocakları kurutur, kadınlar çocuklar sersefil ortada. 

 

Kolezyum şehrin dışına yapılmıştır güya, satıcılar sokulunca merkez o yana kayar. Bugün Roma’nın tam ortasında.

ÇİVİSİ ÇIKINCA...

Filler, atlar, savaş arabaları...

 

Hatta nehirden kanalla su getirir, savaş gemilerini tokuştururlar.

 

Şölene bak sen! İmp. n’apsın daha?

 

Söylemiştik, gladyatörler savaş esiridir. Gelgelelim hür insanlar da heves eder, para ve şöhret peşinde koşar. 

 

Talep artınca dövüş okulları (ludus) açılır, tecrübeli muharipler (doctor) ders vermeye başlar. Elbette önce tahta kılıçla (rudis). 

 

Gladyatör kelimesi Latince kılıçtan (gladius) gelir, kısa ve enlidir, iki tarafı ustura.

 

Ağ ve üç oklu mızrakla dövüşenlere Retiarius, sadece sopa ve kementle çıkanlara Laquearius denir. 

 

Meydana fırlayan yarı çıplak signoralar (Gladatrix) cücelerle dövüşür, erkeklerin keyfi için gösteri yapar. Kadınlık ayaklar altında... 

 

Ha söylemeyi unuttum duhuliye alınmaz, kumanya da dağıtılır ayrıca. 

YASSAK DEDİK YA!

Romalılar ilk İsevilere acımaz. Bilahare Hristiyan olurlarsa da pagan âdetlerinden kopamazlar. Çok tanrı, put, suret, ikona…

 

MS 380’de Hristiyanlık resmî din olur, kanlı gösteriler yasaklanır. Alışmışlar kudurmuşlar aldırmaz, aynen devam. 

 

İşte öylesi günlerden birinde Aziz Telemakhus sahaya iner, kollarını açarak haykırır “Durun kalabalıklar!” 

 

Çok sinirlenir taşlayarak öldürürler oracıkta. İmparator Honorius da katilleri hırpalar. Haydi yapın, sıkıysa bir daha! 

 

Temsil, tragedya, nutuk, şiir serbesttir ama nerede o eski şaşaa?

 

Kolezyum gitgide körelir, kararır, sarmaşıklarla sarılır. Bir ara Frangipani ailesine kale olur, bir ara lejyona kışla. Sonra metruk kalır, mezarlık yapılır, fukara sığınır koridorlarına. 

 

Derken taş ocağı gibi oyarlar. Mermer kaplamalar, demir kapılar hoyratça yağmalanır, o iri bloklar kilise inşaatlarında (Vatikan Aziz Petrus Bazilikası ve Palazzo Venezia) kullanılır. Yangınlar, zelzeleler, incirlenen duvarlar...

 

1930’larda Benito büyük paralar harcar, tekrar kaldırır ayağa. İmparatorlar gibi atına biner, “Viva il duce” avazları ile girer kolezyuma.  

 

Vay faşist vay! 

 

Müttefikler bombalar bu defa.  

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.