Sırtlanlar işbaşında, leş kargaları sırada!..

A -
A +

Belgesellere meraklı olan izleyiciler, yukarıdaki başlığı okuyunca hemen manzarayı zihinlerinde canlandırabilirler... Küçücük bir ceylan yavrusunu, yalnız yakalanmış bir zebrayı, yahut doğum yaparken üzerine çullanılmış bir bizonu parçalayan sırtlanların hemen didişmesini, onların yanı başında sıranın kendilerine gelmesini bekleyen leş kargalarını düşünün. Irak'ta Amerikan ve İngiliz firmalarının bölüşemedikleri ihaleler yüzünden sürtüşme ve kapışmaları aynı görüntüleri andırmıyor mu? Bunların arkalarında, (acaba bize ne kadarı kalacak) diye sıkıntı içinde bekleşen Fransız, Alman, Rus ve Çin firmalarının konumu neye benziyor? Irak halkının kanıyla sulanan, canıyla pahalanan ve daha dumanı tüten yıkıntılar üzerine yeniden inşa faaliyetleri ha? "Irak'a demokrasi gelecek" ha? Hayır, hayır, insanlık âlemi kendi zekasıyla böylesine alay eden emperyalistlere meydanı boş bırakmayacak... Şu kepazeliğe bakın; Katar'daki karargahında, kibir heykeli gibi basının karşısına çıkan abus çehreli General Franks, korkunç bomba ve füzelerinin sözde ne kadar akıllı olduğunu göstermek için, bombaladıkları binaların duvarlarına bile zarar vermediklerini, sadece içerisini hedef aldıklarını masal gibi anlatıp duruyor. Ama öbür tarafta, pazar yerlerine düşen bombalar düzinelerce sivil insanın hayatını söndürüyor. Birincisinde pişkince iddia ettiler ki, Iraklılar orayı bombalamış. Kimsenin inanmadığını görünce de, ikincisine "yanlışlık olmuş" demek zorunda kaldılar. Türkiye'ye, Suriye'ye ve İran'a düşen füzeleri ise sadece örtbas etmek istiyorlar. Evet, "Şok ve dehşet" operasyonu kesinlikle bir vahşete dönüşmüş durumda. Bu vahşetin dünya tarafından görülüp öğrenilmemesi için de; kendilerinin dahi sığınmak zorunda kaldıkları Cenevre anlaşmalarına aykırı olarak, Irak enformasyon tesislerini, televizyon binasını, hatta ve hatta El Cezire televizyonunun ekip arabasını bombalıyorlar. Gerçekleri örtbas edemeyince de basın brifingine El Cezire televizyonunu protesto ederek başlıyorlar. Bu ne zavallılık! Bu ne utanmazlık!.. Şoka giren Iraklılar değil "Koalisyon Güçleri" oldu. Bunun için de kontrolü kaybettikçe vahşileşip daha çok sivil öldürmeye başladılar. Bununla da kalmayıp o zavallı insanların gıda depolarını (tabii yine yanlışlıkla!) bombaladılar. Daha da çok sivili öldürecekler, bu maalesef belli... Ama tiraji komik olaya bakınız ki, Iraklı siviller, kendilerini öldüren ve aç-susuz bırakan bu düşman askerlerine karşı yine de insanlığı elden bırakmıyor. Çölde aç kalan Conilere kendi yol azığından verme asaletini gösteriyor! İşte, "Tek dişi kalmış canavar"a karşı şark medeniyeti ve insanlığı. Sömürgecilik ve emperyalizmi 21. asırda da devam ettirmek isteyen istilacı güçler cephesinde çözülme başladı. Daha şimdiden savaşmayı reddeden İngiliz askerlerinin durumu, savaş uzadıkça Blair'i iyice zora sokacaktır. Sızan haberlere göre, belki de kendisine "Bush'un Finosu" lakabı verilen kolonyalist, askerlerinin bir bölümünü cepheden çekecek... Diğer taraftan karada ilerleyemediği için havadan vahşet yağdırmayı sürdüren ABD cephesi de büyük olaylara gebe. Savaş Lobisi'ne karşı hareket gittikçe büyüyor. Bu hareket Bush'un seçimlerdeki hileye kadar uzanmak üzere genişliyor. Öyle görünüyor ki, Irak savaşının üzerine bina edildiği 11 Eylül olaylarının perde arkası gün yüzüne çıktıkça George Bush daha da sıkışacaktır. Bush'un kardeşlerinin hem seçimlerdeki hileleri (Florida Valisi Jebb Bush'un suiistimalleri), hem de 11 Eylül olaylarında, şimdiye kadar hiç sorgulanmamış olan, Bush'un Havayollarının güvenlik hizmetini sağlayan şirketlerin sahibi olan diğer kardeşi Marvin Bush'un konumu deşildikçe, kendisine "Hıristiyan değerlerini dünyaya egemen kılmak" gibi bir rol biçen ve Kongreden Irak'ta savaşan askerler için "Özel Dua Günü" kararı çıkarttıran Beyaz Saray sakininin koltuğu sallanmaya başlayacaktır. Sırtlanlar ve leş kargaları didişe dursun. Irak halkı küllerinden yeniden doğuyor. Sadece Iraklılar için değil, aslında bütün Araplar için önemli bir fırsat doğuyor. Ancak onu bir başka yazıda ele alacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.